Baran'dan
Kafamı arkamdaki duvara vurup karşımda duran kapıda tekrar gözlerimi gezdirdim.
Açılan kapıyla vahamı üstüne geceliklerini giyinmiş bir şekilde çıktığını görünce bende ayaklandım.
Bana bakmadan merdivenlerden inince arkasından bende indim.
Mutfağa girince bende girip masanın önündeki sandalyeye oturup onu izlemeye başladım.
Haklıydı belki de ara vermekte.
Yoksa o alttan almasına rağmen çok fazla yıpranacaktık ama en çok o yıpranacaktı.
Susuyordu ama patlayacaktı bir gün.
İşte o gün kimse yanında duramayacak çünkü ateşi etrafındaki herşeyi yakacaktı.
O yaptığı tostu tost makinesine koyunca kapının yanında gördüğüm o bana bakıp vahama baktı "burada bir farecik varmış"
Güldüğünü sarsılan omuzlarından anlamıştım.
Arkasını dönüp onun boynuna sarılıp yanağından öperek "evet var ben ve hoşgeldin" diyerek ayrıldı.
Tekrar arkasını dönüp tost makinesine ilerlerken o da benim yanıma gelip sandalyeye oturdu.
Bana baktığını hissedince bende ona baktım.
Ne oldu anlamında göz kırpınca sonra anlamında gözlerimle cevap verdim.
Tamam anlamında kafa sallayıp önümüze oturup hazırladıklarını bitiren Vahamı izlemeye başladık.
O hazırladıklarını bitirip pisleri bulaşık makinesine duzdikten sonra yanındakine bakıp "iyi geceler" diyerek mutfaktan çıktı.
Onun arkasından bakıp derin bir nefes aldığım sırada o bana doğru dönüp sordu "ne yaptın da bu kadar kırgın?"
Pişman sesimle "sinirle ne dediğimi bilemedim bir olay oldu davette işte bir kutu vardı masanın üstünde bizde o sırada dans ettiğimiz için göremedik kimin getirdiğini,kutunun içinde üç tane Lavinia çiçeği vardı biliyorsun ki anlamları ölüm demek bu çiçeklerin ona baktığım da burada olmaz gibi birşey dedi beni geçiştirmek için " diyerek sustum.
Bana bakıp "eee? Bunda ne var anlamadım?"
Gözlerimi devirip devam ettim "sonra Ada'yı çağırdı yanına kulağına bir şeyler dedi fısıldayarak benim duymamam için"
Derin bir nefes alıp devam ettim "oda kutuyu alarak gitti sonra bana bakıp hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip kutuyu götürecek eşyalarının yanına koydurduğunu söyledi işte böyle"
"Peki ne olduğunu sorduğunda ne dedi?"
"Sormadım aslında çünkü sorsaydım yalan söyleyecekti ve bunu istemiyorum"
Düşünceli gözlerini üzerimden çekip masaya sabitledi.
"Bunun için kırılmaz sana başka bir şey olmalı?"
Sorusuna karşı yüzümde pişmanlık oluşurken aynı pişmanlık sesime de yansımıştı.
"Evet bunun için bana kırılmaz ama işte ben biraz sinirlenince kendimi kaybetmiş olabilirim"
Bana bakıp tehditkar ifadeyle "ne dedin?" diye sordu.
Oflayıp "tamam tamam, Bir şeyler var ama her zamanki gibi kendin halletmeye çalışıyorsun dedim oda zamanı söylicem gibi bir şey dedi tabi ben sinirlerime hakim olamadım zamanı gelince hangi zaman? Başına birşey geldiği zaman mı? Yoksa öldüğün veya öldüğümz zaman mı? Diye devam ettim"
Gözlerimi kapatıp sadece kısa bir anda olsa gördüğüm o hayal kırıklığını hatırladıkça kalbim parçalanıyor du.
Zaten ben şunu biliyordum ki oda vahamın şu anda bana kırgın olduğu için benden uzak durmadığıydı.
Kendini suçluyordu yolda bizi üzdüğünü ve korkuttuğunu dediğim için.
"Eee?" Sabırsız ifadesine karşı sadece boş gözlerle bakıp devam ettim.
"Daha bitmedi yediğim haltlar birde devam ettim o sinirle 'Ya bir kere bizi düşünsen olmaz mıydı? Bizi ne kadar korkuttuğunu, ne kadar üzdüğünü, neden yapıyorsun bunu?' dedim Arada biraz nefes alınca devam ettim tabi 'neden? Neden ya? Neden herşeyi kendin yapmaya çalışıyorsun? Biz neyiz senin için? Yük müyüz?' dedim"
"İyi halt yemişsin peki sorabilirmiyim o ne dedi çünkü gerçekten faka basmışsın"
"İşte oda ifadesizce 'bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum' dedi ardından arabayı durdurmadan önce buruk bir gülümsemeyle 'yeni ailemin evine gidicem eşyalarımı yerleştirmeye yarın biliyorsun zaten biraz ayrı kalmak ikimize de iyi gelebilir belki ondan lütfen biraz ara verelim yoksa ikimizde çok yıpranacak ve üzüleceğiz' diyerek hemen doğru gitti tabi arkasından seslendim ama duymamazlıktan geldi"
Derin bir nefes alıp"evet seni eşek sudan gelesiye kadar dövebilirim ama yapmıcam çünkü benim kızım seni zaten en beterini yaşatır sonrada affeder"
Derin bir nefes alıp yüzünden ne kadar memnun olmadığı belli olsa da devam etti "çünkü sen onun için hepinizden farklısın senin bir kelimen bile onu kırar ama bizim kırmaz senin bir güzel sözün bile kendini affettirirken bizim affettirmez"
Gülümsedi "ben küçük kızımın gözlerinin içinde ilk sevgili olduğunuzu bana söylediği zaman o aşkı o sevgiyi gördüm yani demem o ki biraz ara verseniz sana sadece kendini affettirmek çok fazla zaman demek"
"Şimdi toparlan ve eski haline dön kendini affettirme yollarını ara"
Gülümseyip hemen ayağa kalkıp "tamam koca adam iyi geceler görüşürüz"
Hemen oradan ayrılıp odama geçip üstümü değiştirerek yatakta uykum gelesiye kadar fikirler düşündüm.
Bölüm Sonu
Evet nasılsınız bakalım???
Bölüm hakkında düşünceleriniz???
Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen 🤗
Kendinize iyi bakın ve sevgiyle kalmanız dileğiyle 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülfem Arjin [TAMAMLANDI]
Hành độngBen kimim? Kim olduğumu bilmiyordum. Ama bir şey biliyordum ki ben burda kendi yaşam ateşimi söndürecektim. Benden ışık alıp yolunu görenleri yarı yolda bırakacaktım ama ben kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyordum ondan son gücüme kadar devam edice...