Yazardan
Karşı karşıya duran iki kişi arasında sert rüzgarlar esiyordu.
Karşısında eskiden abi, baba dediği adam şimdi ezeli düşmanı olmuştu.
Diğerinin karşısında ise eskiden kardeşi, kızı yerine koyduğu kız şimdi onun istemesi üzerine ezeli düşmanı olmuştu.
Kız onun öfke ateşi ile yanan gözlerinin içine korkusuzca bakıp konuşmasına devam etti.
"Sen bana yapılanlara susarak en büyük hatayı yaptın"
Bir adım öne atarak "sen benim hırsızlık yapmayacağımı bildiğin halde söylenen yalanlara inanarak benim yaslandığım duvarı parçaladın"
Bir adım daha atarak "sen bana gösterilen muameleyi bilerek onlara ailem dedin beni yok sayarak"
Bir adım daha attı "sen geçen kardeş tayfası ile eğlenirken ben evde kendimi sorguladım acaba onlara karşı bir hatam oldu da ondan mı beni yanlarında götürmediler?"
Bir adım daha atarken konuşmak için ağzını açan abisini görünce "sen susacaksın, bugün konuşma sırası bende.
Biliyor musun hata bendeydi neden mi? Çünkü ben kendimden tavizler verirken kendime zarar veriyormuşum, asla onlara karşı bir hata yapmadım"
Acıyla gülümsedi ama bu bedenen yaşadığı bir acı değildi.
Bir adım daha attı, işaret parmağını Karayel'in göğsüne parmağını bastırıp onun gözlerinin en derinlerine bakarak "sen ve senin gibi olan ailen benim yaralı ruhumu görmeyerek hayatım boyunca taşıyacağım ve asla geçmeyecek yaralar açtı.
Benim ölecek olan ruhumu geri hayata döndürmek yerine üstüne bir toprakta siz attınız.
Ben ne ümitlerle o eve girdiysem siz o ümitlerimin hepsini bir çöpmüş gibi alıp attınız.
Artık ben buyum.
Sizin oluşturduğunuz, var ettiğiniz canavarım.
Kötü tarafımı uzak tutmaya çalıştım ama siz uzak tutmaya çalıştığım tarafımı ortaya çıkarttınız"
Geri çekilerek ona bakıp "etrafına bir bak" diyerek etrafında döndü.
Ona dönünce durup meydan okurcasına gözlerinin içine bakıp "artık senin burayı ve diğer seninle yarıya bölünmüş her yeri son görüşün olacak çünkü buralar benim olacak küçük evrak işlerini hallettikten sonra"
Karayel sahte bir merakla "nasıl olacak o ben istemedikten sonra?" sordu.
Kız ukalaca gülüp "bildiğime göre ahlaki zayıflık, uzun süreli firar etme, gizli bilgileri paylaşmak bir askeri TSK'dan atmak için sıralanan maddelerden" derken yerine geçip bacak bacak üstüne attı.
"Asla askerliğine karışmak istemezdim ama maalesef iyi birisi değilim artık o yüzden kork benden yapabileceklerimin sınırı yok" yüzündeki gülümsemeyi silip düz bir ifadeyle bakmaya başladı.
Karayel dişlerini sıkıp tıslayarak "böyle bir şey yapamazsın benim öyle bir şey yapmayacağımı herkes bilir ve elinde delil bile yok"
Kız onun dedikleriyle göz devirdi.
"Delil bulurum üstüne herkesi inandırırım ve bilirsin dediğimi de yaparım, şimdi bütün sana gelecek evrakları kolayca imzala da beni uğraştırma sonra da sekreterime teslim edersin hadi bay"
Kapıyı gösterirken hareket etmeyerek ona bakan adama "çıkar mısın? Yoksa güvenlik mi çağırayım?"
Adam sinirle nefes alıp vererek odadan kapıyı çarparak gitti.
Katta onun bu halini gören hemen kenara çekiliyordu.
Şirketten çıkıp arabasına bindikten sonra son gaz basıp eve doğru gitti.
Gülfem keyifle gülümseyip asistanını çağırdı.
Serap içeri gelince ona bakıp keyifle "Serap bana bir keyif kahvesi yap birde şu devir olacak şeylerin evraklarını Karayel beyin sekreterine ver acil patronuna götürsün kendileri imzalayacak, şimdi çıkabilirsin" o kafasıyla onaylayıp çıktı.
Baran'ın sekreteri Karayel'in sinirle odadan çıkıp gittiğini patronuna haber verdi.
Baran Gülfem'in yanına doğru gitmek için son dosyaları da imzalayıp odadan çıktı.
Bölüm Sonu
Nasıldı?
Sevgiyle kalmanız dileğiyle 🥰💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülfem Arjin [TAMAMLANDI]
ActionBen kimim? Kim olduğumu bilmiyordum. Ama bir şey biliyordum ki ben burda kendi yaşam ateşimi söndürecektim. Benden ışık alıp yolunu görenleri yarı yolda bırakacaktım ama ben kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyordum ondan son gücüme kadar devam edice...