44

1.8K 109 6
                                    

Yazardan

Herşeyin önceden belirlenen bir vakti bir zamanı vardı.

Belki acı, belki tatlı, belki de göz yaşı veya mutlu son.

İnsanın hayatını en çok ne etkilerdi?

Doğru verdiğini sandığı kararlar mı?

Yoksa yanlış verdiğini sandığı kararlar mı?

Bence doğru verdiğini sandığı kararlardı.

Uçak indikten sonra uyanan Gülfem esneyip kendine geldikten sonra kemeri çözüp yerde duran çantasını da alıp koluna takarak derin bir nefes alıp indi.

Adamlarından biri yanına gelince ona bakıp "yük bölümünde adam ve silahlar, silahlar sığmadığı için yarısı da iç taraftalar onları toplayıp kimse görmeden indirip tugaya götürün nöbetçi askerlerede benim ismimi verin içeri alacaklar sizi ama çok dikkatli olun" adam onu kafasıyla onaylayıp geri çekilirken kulaklığından diğerlerine bilgi veriyordu.

Tim ve abisi biraz sonra arkasından indiler.

Tim bu kadar adamı görünce bir ıslık çaldılar.

Abisi ise bu kadar adamı nereden geldiğini bilmediği için merdivenin orada bekleyen Gülfem'in yanına gidip adamlara bakarak "bu kadar adamı nereden buldun?"

Abisinin sorusunu duyunca düz bir ifadeyle etrafı izlerken "para ile herşeyi satın alabilirsin"

Abisi cevabıyla bir şey demezken Gülfem bu sessizliğe karşı sadece gülümseyip yürüyerek çıkışa doğru ilerledi.

Hava alanında içinde 450'ye yakın adam vardı.

Abisi ve timi ise bu kadar adamın içinden sadece 200'ünü görmüştü.

Gülfem bu hallerine sadece gülüp havaalanından çıktıktan sonra gruba buluşmak için mesaj atıp arabasına binip uçurumun oradaki mekana gitmek için gaza bastı.

Telefondan albayı arayıp açılan telefonla biraz bekledi.

"Efendim kızım" albayın her kızım diyişinde ruhu huzur buluyordu belki de kimse bu kadar babacan ve şevkatli bir şekilde kızım demediği içindi.

"Albayım oraya adamlarım oraya elimize geçen silahları teslim edicek ve benim ismimi vericek ama askerler kontrol yaparsa yanlış anlayabilirler onun için haber vermiştim ve sürprizim de gelen mallar içinde olacak nasıl isterseniz kullanabilirsiniz o konuda asla tedirgin olmayın ben hallettim üstlere de böyle bildirirseniz sevinirim"

Albay onun bu dediklerine gülümseyerek "tamam kızım ben hallederim sıkıntı olmaz ama olacak olursa haber ederim"

Albayın dediklerine onun göremeyeceğini bile bile kafa sallayıp "tamam o zaman sonra görüşürüz albayım size iyi görevler ve eğlenceler" dediğinde albayda gülüp ona görüşürüz diyerek kapattı.

Uçurumun yanına gelince arabayı park edip indi.

Restoranta girip her zamanki yerlerine geçti.

Garson çocuk gelince "sen buraya iki masa daha birleştir ve masayı da donat" onu onaylayıp gitti.

Çocuk masaları birleştirip masaya malzemeleri getirirken kapıdan giren Efe ve Nagihan'la ayağa kalkıp onlara sarılıp hoşgeldiniz faslını geçtikten sonra yerlerine geçip oturdular.

Onlar sohbete dalmışken diğerleri de gelince onlarla da sarılıp hoşgeldiniz faslını geçtikten sonra muhabbete kaldıkları yerden devam ettiler.

Abisi ve Baran da gelince tam oldular.

Yemeklerini yiyip kahve ve tatlı sipariş ettikten sonra bayadan beri bulaşamadıkları zamanların acılarını çıkarttılar.

Gülfem neden olduğunu bilmediği şekilde çok huzursuz hissediyordu.

Kimse fark etmeden düşüncelerini ve duygularını toparlamak için derin bir nefes alıp vererek muhabbete gülerek devam etti.

Bölüm Sonu

Nasıldı?

Sevgiyle kalmanız dileğiyle 🥰💋

Gülfem Arjin [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin