Yazardan
O gün bitmişti ve akşamında eline Karayel'in imzaladığı dosyalar ulaşmıştı.
İçine ait eve gidip kendi odasına geçti.
Kısa bir duşun ardından üstünü giyinip mutfağa geçti. (Medya)
Yaptığı menemenin olmasını beklerken çayı da demlemişti.
Arkasından sarılan kollarla istifini bozmadan "hoşgeldin Querencia üstünü değiştir gel sen gelesiye kaşar hazır olur"
Baran yanağından öperek hoşbuldum diyerek kızın dediklerini onayladı.
Odasına geçip hızla üstünü değiştirip geri mutfağa indi.
Kızın masayı kurup ikisine çay koyduğunu görünce hemen yerine oturdu.
"Ben ne olduğunu daha anlayamadım?"
Kız çayları masaya koyup Baran'ın karşısına geçip oturdu.
"Sakin olacağına söz verirsen anlatırım, eğer vermezsen anlatmam çünkü senin zarar görmeni istemiyorum"
Baran derin bir nefes alıp biraz düşündükten sonra söz dedi.
Yemeklerini yemeye devam ederken anlatmaya başladı.
"Şimdi geçen gün Yağız beni aradı ve ortada dönen birşeylerin olduğunu ve bana zarar gelmemesi için dikkat etmemi istedi bende ona uyarak kimseye belli etmeden dikkat etmeye başladım"
Çayından bir yudum alıp "sonra ablam felan geldi derken bir gün kardeş tayfası eğlenmek için dışarı çıktılar beni davet etmedikleri için ben evde tek kaldım diğerleri zaten ise gitti.
Sonra kardeş tayfası geldiğinde onlara gözükmeden üstümü değiştirip korumalara haber verip yakın olan bir caddeye gidip bankta saatlerce insanları izledim boş boş"
Baran'ın kendine çatık kaşlarla baktığını görünce eliyle kaşlarını düzeltip "sonra da eve geçtim.
Kapıyı kırmızı görmüş boğa gibi olan Asaf bey açıp beni kolumdan çekerek içeri soktu.
Beni salonun ortasına savurunca zor dengede kaldım.
Bir baktım ki abim bana hayal kırıklığı ile bakınca konun daha ne olduğunu bilmediğim için birşey demedim"
Derin bir nefes alıp "işte konu şeymiş bu çocuklarına ve karısına bir şey hediye etmiş eve gelince de bulamamışlar sonra da suçlu ben oldum.
Daha ne olduğunu anlamadan Asaf bey bana tokat atınca bende kahakaha attım.
Salondaki herkes ayağa kalksada bu olaya sadece seyirci olunca sinirlendim bende onlara lafımı söyleyip çıkacakken önümü Asel hanım sinirle kesti.
İşte 'Çaldıklarını vermeden nereye gidiyorsun?' diyince bende kendimi kahkaha atmamak için zor tutup şey dedim 'işte ben zenginim sizin eşyalarınıza ihtiyacım yok' felan filan dedikten sonra bana tokat atacakken bileğinden tuttum.
Şiddet kullanmak istemesemde bana yapılana sessiz kalınca herkes bende sabır taştı.
Bunu duvara serçe itince Karayel önüne geçip bana sinirle baktı.
Bende üstünü değiştirip direk şirkete geçip senide çağırdım işte zaten gerisini biliyorsun oda da Karayel'i askerliği ile tehdit edince iki kem küm ederek kabul etti"
Baran'ın masanın üstünde duran eli yumruk olmuştu.
Dokunmaya kıyamadığı hatta onu bu zor olaylar içinde sıkmamak için doğru düzgün konuşamadığı vahasına vurmuşlardı.
Kız gelen krizin habercisi olan titremeyi görünce kenarda duran sürahiden bir bardağa su koyarak hemen Baran'ın yanına gitti.
Zorla suyu içirip Baran'ı kendisine çevirip sıkıca sarıldı.
Ayrılıp yumruk olan ellerini tutup açarak avuç içlerinden öptü.
Onun gözlerine bakıp "benimle birlikte derin nefes al hadi Baran'ım"
Kız derin nefes alıp verirken Baran da ona uymaya başladı.
Titremesi dururken kız rahat bir nefes alıp gülümseyerek tekrar sarıldı.
Baran kızın kulağına doğru sessizce fısıldayarak teşekkür etti.
Kız kaşlarını çatıp sahte bir kızgınlıkla geri çekilip "salak salak konuşma Baran şimdi seni terlikle kovalayacağım göreceksin gününü"
Baran onun bu sinirli haline gülüp onu belinden çekerek sıkıca sarıldı.
Kız aklına gelenle hemen geri çekilip "hadi çaylar soğudu yemekleri yiyelim"
Baran çocuk gibi omuz silkerek ayağa kalkıp "ben doydum seni salonda bekliyorum beraber film izleyelim"
Gülfem masaya bakıp tekrar çocuk gibi olan sevgilisine bakıp eline beline atıp "bana bak gerçekten terlikle kovalamak istemiyorsan otur ve yemeğini ye"
Baran mızmız çocuklar gibi omuz silkince Gülfem içinden sabır çekip Baran'ı sandalyesine otutturup kendi de yanına oturup eline aldığı ekmeği küçük bir parçaya bölüp önündeki menemene batırıp Baran'a döndü.
Dudaklarını birbirine bastıran Baran'ı görünce alttan alttan gülümseyip ona yaklaştı.
Hızlıca dudaklarından öpüp geri çekilince onun şaşkınca açtığı ağzı ile ona bakarken, o onun bu haline gülümseyip ağzına ekindeki ekmeği tıktı.
O şaşkınlıktan kurtulmazken eline onun çayını alıp güzelce içirdim.
O kendine gelip ağzındakini bitirince "sen, sen varya hainsin duygularımla oynuyorsun kır-..." diye söylenirken ağzına tekrar ekmek tıktı.
Baran ağzındakini bitirince yarım kaldığı cümleyi tamamlamak için açtığı ağzına tekrar ekmek tıkılınca mecburen bu durumu kabul ederek kendine zorla yemek yediren kızı izledi.
Onun doğduğuna kanaat getirince ona bakıp yerinden kalkıp onu da kaldırdı.
Onu mutfak çıkışına doğru sırtından iterken "doyduğuna göre gidip şimdi film seçebilirsin bende birazdan gelirim"
Onu gönderince kendi de ayak üstü birşeyler yiyip masayı toparladı.
Pisleri makineye dizdikten sonra işi bitince mısır patlatıp salona geçti.
Koltuğa kurulmuş kendisini bekleyen Baran'ın yanına gidip oturarak elindeki tabağın tekini ona verip televizyona baktı.
"Hangi tür?" Baran onun sorusuyla ona bakıp filmi başlatırken "macera" dedi.
Filmi izlerken uyaya kalan kızı kucağına alıp kendi odasına çıktı.
Yatağına yatırıp kendi de yanına yatıp kızı belinden tutarak nazikçe kendine çekip sarılarak onun kokusuyla uykuya daldı.
Bölüm Sonu
Kısaydı biliyorum ama daha bir sürü bölüm var bunu unutmayın
Oy ve yorumlarınız bekliyor olacağım...
Nasıldı?
Sevgiyle kalmanız dileğiyle 🥰💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülfem Arjin [TAMAMLANDI]
ActionBen kimim? Kim olduğumu bilmiyordum. Ama bir şey biliyordum ki ben burda kendi yaşam ateşimi söndürecektim. Benden ışık alıp yolunu görenleri yarı yolda bırakacaktım ama ben kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyordum ondan son gücüme kadar devam edice...