Gülfem'den
Biraz daha öyle sessizce gökyüzünü izledik.
Bu sessizliğe daha fazla dayanamayan Baran "yurt dışına çıkacağını daha önce neden söylemedin?" Diye sordu masum bir sesle.
Sessizce yutkunup "şirket için gitmediğimiz için" dedim.
Anında yattığı yerden kalkıp oturur pozisyonda bana döndü.
"Nasıl şirket için gitmiyorsunuz?" Dedi sert sesiyle.
Bende oturur pozisyona geçip ona dönerek ellerini sakince tutup "sadece göstermelik olan bir şey, Karayel abim ve timi de gelicek beraber Rusya'ya büyük bir operasyon için gidiyorduk ve yukardan benden başka kimse gelmeyeceği ile ilgili bir geldi o yüzden önceden söyleyerek seni tedirgin hissettirmek istemedim" dedim.
Bu sefer o ellerini tutan ellerimi tutup avuç içlerimi öperek "ben sena birşey olacak diye her zaman huzursuz oluyorum ama bu hiç bir zaman beni yorma dı yada yıldırma dı çünkü ben sana öyle bir bağlandım ki kimse o bağı kopartamaz çünkü sen beni susuz kuru topraklarıma yaşam verdin ve vermeye de devam ediceksin" dedi tekrar avuç içlerimi öperek.
Ellerimi çekip boynuna doladım kollarımı.
Oda kollarını belime dolayıp kafasını saçlarıma yaslayıp derin bir nefes çekti içine.
"Bu aralar karışık olan hayatım yüzünden bende dengesizleştim ve sana da hak etmediğin şeyler demiş yada yapmış olabilirim ki daha hala sana doğru düzgün bir vakit ayıramıyorum bile ama sen asla üstüne alınıp üzülüp kırılma tamam mı?" Dedim küçük bir çocuk gibi.
Masum masum sorduğum soru onu güldürdü "ben sana asla kırılmam yada üzülmem çünkü sen benim kalbimin en güzel köşesine yerleşmiş ve ömür boyu orada kalacak güzel ama bir o kadar da tatlı bir vahasısın" diyerek geri çekilip burnumun ucunu acıtmayacak şekilde ısırıp öperek bana baktı.
Ona gözlerimi kısıp bakarkenne olduğunu bile anlamadan birden geriye doğru düştü.
Prens Baran'ın üstünde diğerleri de arkasında Baran'a kötü kötü bakıyorlardı.
Gülme sesleri gelince seslerin geldiğini yöne baktım.
Oturma takımların olan Asel hanım gülmesini gizlemeye çalışarak bakıyordu ve Asaf bey de ondan aşağı kalır yanı yoktu.
Sırıtıyordu bu durumdan memnun bir şekilde bütün bahçede bulunan erkekler gibi.
Gözlerimi kısıp hepsine tek tek hızlıca bakıp ayağa kalkıp "Prens, Lola, Simurg ve Anka hepiniz geri çekilin" hiç biri beni dinlemeyince kıkırdamalar duydum.
Derin bir nefes bırakıp nefret ettiğim şeyi yaparak "eğer şimdi geri çekilip önümde tek sıra haline geçmezseniz bir daha beni göremezsiniz" dedim son şansımı kullanarak.
Hiç biri 1-2 dk yerinden oynamasa da ters ters Baran'a bakarak geri çekilmeye başladılar.
Onlar önümde tek sıra halinde dizilirken bile bana değil Baran'a bakıyorlardı.
Derin bir nefes verip "nefret ediyorum kendimi onlara kızarken bulunca" diyerek söylene söylene Baran'ın yanına gidip elimi uzattım.
Bir hırlama sesi gelince keskin bakışlarla onlara bakınca birden kesildi.
Baran elimi tutup kalkarken "beni varya senin hiç bir bebeğin sevmiyor" dedi mutsuzca.
O üstünü silkerken "aslında seviyorlar ama benle yakın olduğunu görünce kıskanıyorlar merak etme bir zamandan sonra alışacaklar" dedim.
Onu tarayıp iyi olduğunu görünce arkamı dönüp mahçup ama bir o kadar da sinirli olan bebeklerime dönüp önlerine giderek bağdaş kurup oturdum.
Onlara bakarken daha demin dediklerine bile pişman olmuştum.
"Sizi kim doldurdu biliyorum ama siz asla bu kadar kendinizi teslim etmediniz kendinizi duygularınıza" onlar bana alttan alttan bakarken gülümsedim.
"Size kızınca kendimden nefret ediyorum ama bazen buna gerek oluyor lütfen kimsenin dolduruşuna gelmeyin çünkü ben sizi de çok fazla seviyorum ve Baran'ı da ama siz onla anlaşmaya çalışırsanız daha çok severim iki tarafı da anlaştık mı?" Diye sordum gülümseyerek.
Karşımda sanki insan var gibi konuşmam her kesi bir nebze şaşırtmıştı ama umrumda değildi çünkü böyle konuşmam onların hoşuna gidiyorsa yapardım.
Hepsi bir kere havlayınca kollarımı açıp "gelin sarılalım da sonra gidip oyununuza devam edersiniz" derken zaten hepsi üstüme çullanmıştı.
Hepsiyle sarıldıktan sonra morelleri düzgün bir şekilde yanımdan ayrıldıklarında bana bakanlara hayırdır anlamında kafa sallayıp önüme döndüm.
Baran tekrar yanıma oturup belimden tutup kendisine yasladı.
Bende onun beline sarılıp kafamı omzuna atarak oynayan bebeklerimi izledik.
"Keşke en kötü günümüz böyle olsaydı".....
Bölüm Sonu
Nasıldı?
Hasta halimle nasıl bölüm atılırsa o kadar atıyorum yazım yanlışları varsa affola
Şimdi görüşürüz
Sevgiyle kalmanız dileğiyle 🥰💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülfem Arjin [TAMAMLANDI]
AcciónBen kimim? Kim olduğumu bilmiyordum. Ama bir şey biliyordum ki ben burda kendi yaşam ateşimi söndürecektim. Benden ışık alıp yolunu görenleri yarı yolda bırakacaktım ama ben kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyordum ondan son gücüme kadar devam edice...