🥀 24. Bölüm 🥀

6.8K 487 55
                                    


"Teşekkür ederim."

diye mırıldandım çekinmeden gözlerinin içine bakarken. Sadece başını salladı.

"Sen ne zaman kendini rahat hissedersen benimle paylaşırsın hikayeni. Olur mu? "

"Olur."

Minnettar bir şekilde baktım ona. Anlayışı, hali, tavrı çok efendiydi. Kendimi ona yakın hissetmem normaldi.

"Bu geceye kaldığımız yerden devam edelim."

derken kızımı sarmaladığı kolundaki saate kızıma dikkat ederek baktı.

"Gerçi çok zamanımız yok gibi. Geç olmadan seni eve bırakmak istiyorum. "

Yani işi mi vardı benden sonra? Aklıma ilk bu gelmişti.

"Yanlış anlama. Seninle sohbet etmek çok keyifli fakat seninle yapacağım bu kaçamakların ilerisini görebildiğim için bu geceyi çok geçe sarkmadan bitirmek istiyorum. Eminim ki bu gecenin telafisini yine en güzel şekilde yaparız ama seni evde bekleyen aileni endişeye düşürmek istemem. "

Bunu bile düşünemeyecek kadar kafam doluydu. O benim yerime de düşünüyordu. Yine minnettardım ve hep minnettar kalacaktım sanırım.

"Çok dalmışım. Aklımdan çıkmış."

"Yanımda aklının başından gittiğini söyleyeyim mi?"

Hayretle baktım ona. O ise bunu umursamıyormuş gibi keyifle sırıtıyordu.

İstemsizce kendimi ona gülerken buldum. Mutluluk bulaşıcıydı. Tepkilerimin dengesizliğinden belli oluyordu sanırım.

"Tamam söylemeyeyim o zaman. Senin ağzından duyarız nasıl olsa."

Bu sefer buna engel olamadığım bir biçimde gülen bendim. Komik değildi ama şaşırtıcıydı. Bunu yapmayacağım aşikardı. Bunun hayret edilesi uç bir düşünce olması ise apayrı bir konuydu.

"Engel olma, olma."

diye uyardığında kendimi daha fazla gülmemek için kastığımı anlamıştı. Bunun farkındalığı ve rahatlığıyla gülüşlerimi kısıldıkları kapandan özgürlüğe doğru uçurdum.

Karşısında pervasızca, sakınmadan gülerken o ise beni izliyordu.

Beni izlemesinden utanmamıştım. Sanırım altında ezildiğim kötü hatırayı onunla paylaşırken bunlara veda etmiştim.

Öyle rahattım ki.. Evet, bir kişi daha yaşadığım kötü hayat tecrübemi öğrenmişti ama bu aksine beni diken üstünde hissettirmiyordu. Karşımda beni benden fazla düşünen bir adam vardı ve ben artık kartlarımı açık oynamaya karar vermiştim.

Ona karşı.. Gizlemeden, ayan beyan...

Yavaşça gülüşlerim azalırken Korhan hâlâ beni dudağındaki tebessümüyle izlemeye devam ediyordu.

"Neye güldüm biliyor musun?"

Omuz silkti bu önemsiz dermişcesine.

"Hiç gerek yok. Gülüşünün sebebi olduğumu bilmek yeterince yetti bana."

Anlamak ve anlamamak arasında mücadele eden aklımın ve kalbimin ikileminde bir süre gitgeller yaşamış olsamda aynı onun gibi umursamaz olmayı seçtim.

İpuçları yakalamaya çalışmadan anı yaşamaya..

"Uzun bir aradan sonra ilk kez böylesine içten güldüm. Kendimi savunmak zorunda olmadığım duvarlarım etrafımda olmadan.. Hayatın olağan akışında, dertsiz tasasız gibi.."

MARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin