🥀 18. Bölüm 🥀

7.1K 401 75
                                    

Miran'dan

Göz kapaklarımın açılmasına engel olan büyük ışık huzmesini kolumu gözlerimin üzerine kapatarak engellemeyi denedim. Denedim çünkü her zerrem cam misali kırılıyordu adeta. Yerimden doğrulmaya çalıştığım sırada kendimi inlerken buldum. Aynı zamanda omuzlarıma tatlı sertlikte uygulanan gücüde es geçmemek lazımdı.

"Şşşt. Ayağa kalkmak yok."

"Leyla.."

dedim gözlerim zerre açılmayı reddederken. Sesini duymuştum. Varlığından emin olmak için adını mırıldanmıştım.

Rüyada değildim herhalde. Öyle olsa yatırmazdı değil mi? Nefesi bile ayaklandırmaya yeterdi beni.

"Evet, buradayım. "

Soğuk, kaskatı ellerim onun ipeksi elleri tarafından tutulduğunda rüyada olmadığımdan emin oldum. Elimin sırt kısmında tüy misali gezinen ince parmaklar ölüyü bile diriltmeye yeterdi fakat gözlerim ay parçası gibi olan güzelliğini benden gizlemek ister gibi ısrarla açılmıyordu.

"Görmüyorum seni."

Küçük, şen bir kahkaha savruldu dudaklarından ve bütün yörüngemi şaşırttı bana.

Öyle güzeldi ki gülüşlerinin tınısı..

Yok muydu kusuru bu hatunun?

Beni büyülemeyen bir yanı var mıydı? Olsa bilirdim şüphesiz. Her zerrem alev alev yanıyordu adeta.

"Çünkü gözlerini açmadın daha şapşal."

Ben ki üslubun en güzel şey olduğunu dile getirir, çocukça söylemlere burun kıvırırdım.

Ama gel gör ki bir şapşal lafı bütün dengemi yerle bir etti. Başka biri olsa muhakkak ağız, burun girerdim.

Oysaki bu güzel kadının ağzını öpmek için ancak aralayabilirdim o dudakları.

Nedene ihtiyaç yoktu. Nedensizde öpülürdü o dudaklar. O ayrı konuydu tabi.

Akciğerlerlerime oksijen soluyan gülüşleri yavaşça ortamı terkederken avuçlarında duran elimi sıkıca sardım eline. Bu hareket bile öylesine yormuştu ki beni bunun nedenini kendime açıklamam imkansızdı.

"Zımbalamışlar seni görmeyeyim diye galiba. Baksana açılmıyor. "

Ellerinden birinin başıma uzanışını, saçlarımı usulca okşayışını hissettim. Eli göz kapaklarımı es geçerek yanağımda durdu.

Durduğu yerde yanağımda çiçekler açtıracak kadar mutlu ediyordu beni içten dokunuşları.

Hep bu zamanda, bu takvim yaprağında kalmak istemem çok mu aşk sarhoşu yapardı beni?

Yaparsa yapsın ulan. Değerdi.

"Baktım, zımbalamamışlar. Biraz ucundan, yöresinden yapıştırmışlar. Olsun o kadar. Leyla'yı görmek o kadar kolay mı? "

Gülünç bir kibirle konuşmasına karşılık zorlukla güldüm. Gülmek bile yorar mıydı insanı?

"Bakacak olan varsa yüz görümlüğünü alsın gelsin ama değil mi?"

Sesinden taşan neşe banada sirayet etmişti. Görmesemde mutluluk saçıyordu besbelli. Anlamamak için kör olmak lazımdı.

Kısa süreliğine kör olmuştum bende ama karıştırmamak lazımdı oraları şimdi.

"Yüz görümlüğü istiyorsun yani. "

"Hıhım.."

Naz, cilve, işve hepsi bu kadının kendisinde toplanmıştı adeta.

MARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin