🥀 41. Bölüm 🥀

4.7K 449 99
                                    

Korhan'dan

"Hayat.."

Ne diyeceğimi tam olarak bilmiyordum. Göğsüme kıymık misali batan acıyı ise hiç söylemiyordum.

Öldürmek miydi niyeti? Hemen öldürsündü. Beni onsuzluğuyla, alıştığım sıcaklığından koparmasındı.

"Ben senden ayrılmak istemiyorum. "

Koca adamım demeden evi başına yıkılmış bir adamın çaresizliğinde ağlayabilirdim. O enkaz altında eşiyle kızına ağlayan o adam değil miydim sanki? Yine ağlardım, çünkü yuvam dediğim kadın evimin çatısını başıma yıkıyordu bilmeden.

"Beni sensizlikle sınama. İmtihanım olma."

Hayat'ın dolu gözlerinden akan her yaş bana karşı kurduğu savunma hattını yerle bir edecek kadar umut taşıyordu bana. Ağlamasındı ama ağlayacaksa bile benimle olsundu. Gözündeki yaş toprak altından çıkarılan gömülerden bile  kıymetliydi benim gözümde. Değeri paha biçilemezdi.

"Bana yalan söyledin."

Hırçınca silmeye çalıştığı gözyaşları asice yüzünü kapatan saçları ile yarışıyordu.

"Beraber kafeye gittiğimiz zaman Dönüş filminden bahsetmiştim sana."

İlk buluşmamız, yalnız.. Aile gibi.. Anne, baba ve çocuk..

Kafenin duvarı nostaljiyi andıran film afişleri ile doluydu. O gün o film üzerine konuştuğumuzu gayet net hatırlıyorum. Onunla olan neyi unutmuştum ki bu zamana kadar?

Başımı salladım usulca devam etmesini teşvik etmek için.

"Dönen İbrahim değildi. Dönen hayal kırıklığıydı. "

Kendine ve bana hatırlatır gibi bunu sayıkladı. Sonra gözlerindeki yaşlarla bana baktı.

"Ben seni kimseyle mukayese edemeyecek kadar değerli bir tarafa koyarken sen o değerin altının nasıl boş olduğunu yüzüme çarptın. Hayal kırıklığı oldun benim için. "

Konuşmama izin vermeyen sesi ile bütün kelimelerimi birer birer yutkunmak durumunda kaldım.

"Sana güvendim ben. Gözlerime bakıyordun ama yalan söylüyordun. O güven yerle bir oldu. Sen yaptın. Sen yıktın yine beni."

Birazcık cesaretim olsa onu kollarımın arasına çeker ve göğsümde yumuşatırdım bütün kırgınlıklarını, haklı serzenişlerini..

"Bana söz hakkı tanınmadı ki.. Ben kendi kalbime bile söz geçirememiş aciz bir adamım Hayat. Özür dilerim. "

Gözlerindeki pınar usul usul yanağına düşerken onun yokluğunun bende açacağı yaraları düşünüyordum.

Yıllar sonra ilk kez kalbim biri için çarpmıştı. Öyle böyle değil hem de. Yuvamda, evimizin duvarının renginde bile onun eli olsun istiyordum.

Hanım eli..

Yatağın sağında veya solunda kim yatacak diye kavgalarımız..

Gecenin bir yarısı bebeğe sen bakmalısın diye atışmalarımız..

Hepsini istiyordum hepsini..

"Bir şey soracağım. "

Ninniden tatlı sesi huşu ile can buldu içimde. Devam etmesi için başımı salladığımda masanın üzerindeki ellerinin aklındaki kararsızlığı belirtircesine hareketli oluşu dikkatimi çekti. Elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor gibiydi.

"Benim hikayemi bildiğin için mi benden hoşlandın yoksa bunlardan bağımsız olarak mı dikkatini çektim?"

Bazı şeylerin devamı gelirdi, Hayat'ın konuşmasının son bulmadığı gibi..

MARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin