Abimin Leyla'sı Korhan'ın küçük kardeşi miydi yani? Şaşkınlık dört tarafımı sarmıştı adeta. Bunu beklemiyordum. Bana da söylememişti hain!
Kendi şaşkınlığımdan koptuğum vakit abime döndü gözlerim. Korhan hiç beklemediğim bu hamlesiyle resmen abime meydan okumuş, restini çekmişti. Abimin oturduğu yerde buz kesmiş olduğunu söylemeliyim. Çünkü hiçbir hareket emaresi yoktu. Sadece karşısındaki ikiliye bakıyordu. İnanaması normaldi. Çünkü bende inanamıyordum. Onlar kardeşti, kardeş!
Abim oturduğu koltuktan kalkma gücünü bulup ayağa kalktığı vakit gözleri Leyla'nın üzerinde dolaşıyordu. Tek odak noktasıydı sevdiği kadın. Korhan'ın varlığını bile hiçe sayar gibiydi statik hareketleri. Biz yoktuk sanki. O ikisi vardı bu dünyada.
Kalpten kalbe yol vardır denilen o mucizevi gönül bağı..
Abim birkaç adım atıp Leyla'ya uzattı ellerini.
"Leyla.."
Yalvarır gibi çıkan tarazlı sesi şok dalgasını atlatamadığını belirtir nitelikteydi.
"Yalan söylediğini söyle."
Leyla Korhan'ın kolları altında ilk önce bir abisine sonra ise ona uzatılan ele baktı. O ele uzanmak isteyip uzanamama hissi var ya işte o hissi dibine kadar yaşıyor olmalıydı. Tecrübeyle sabitti. İnsan kendisinden bilirdi duygu değişimlerinin en alasını.. Biliyordum işte. Çok tutmak isteyip tutamamak eziyetini..
Leyla bulunduğu konumda en ufak bir hareket gerçekleştirmezken başını sağa sola salladı. Gelemem der gibi..
Abimin yüzündeki yıkılmış ifadeyi tarif etmeye gerek var mıydı bilmiyorum ama basbayağı gözümün önünde adam muma dönmüştü yaşadığı şoktan. Üzülmüş müydüm, evet. Fakat sevenin sevmekten anlaması gerekirken abimin önümüze engeller koyması olacak iş değildi.
İrade sahibi, kendi kararlarını alan bir birey değilmişim gibi davranmıştı. Sanki el kadar çocuktum. Hatalar yapmıştım evet ama şimdi karşımda duran adamdan emindim ben.
Kalbine, sevgisine, adamlığına kefildim. Beni üzmezdi değil mi? Ama abim sanki dükkandan rastgele aldığım bir oyuncağı onun fikrine sunarmış gibi gaddar davranmıştı bize karşı.
En helal yoldan evlenmek istiyorduk. Ne vardı bunda? Neden kestirip atmıştı? Ben Leyla meselesini böyle karşılamamıştım. İyi niyetli yaklaşmaya, halden anlamaya çalışmıştım. Bunun tam tersi davranan abim ise beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Öyleyse Korhan'dan veto yemesine gönlüm basbayağı razıydı.
Görsündü sevenleri ayırmak neymiş? Ki Korhan'ın ilerlediği yolu münasip bir vakitte tebrik edecektim. Seven sevdiğiyle bir sınansındı önce. Hak etmişti, banane!
"Abim."
diye cılız bir ses döküldü Leyla'nın dudakları arasından. Abim ise korkmama neden olan histeri bir kahkaha attı bu duruma.
"Tiyatroya bak! Bir an yiyeceğim sandım."
Abimin gür kahkahası odanın duvarlarında yankı yapıp yeniden odanın içine dağılırken kafayı yediğini düşünüyordum tam bu anda.
Oyun sanıyordu ama ben öyle olduğunu düşünmüyordum. Kim tanımadığı bir adam onu kolunun altına aldı diye ses etmezdi ki? Çok garip olurdu bu.
Ki Korhan'ın o ellerini bir güzel kırardım. Tanımadığını nasıl sarardı o eller? Daha beni sarmamıştı o merak ettiğim avuçları. Parçalardım onu. Elimde kalırdı.
Kendimi fazla doldurduğumu anlayarak derin bir nefes aldım. Diğer tahminleri düşünmek manasızdı. Fol yok yumurta yoktu. Bu kadar celallenmeye ne gerek vardı? Kendimle olan anlaşmamı yapmışken abimin kahkahası bir bıçak misali kesildi ve Leyla'nın gözlerine odaklı bir şekilde sorusunu yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARA
RomansBenim adaletimin terazisi vicdandır diyen bir adamla hayat bana hiç adil davranmadı diyen küçük bir kadının hikayesi... Bütün umutlarını bir avuç taş yığınında yitiren yüreği yaralı bir adam Hâkim Korhan Atmaca ve sevdiği adamın tecavüzüne uğrayıp...