"Niye sevmeyeyim?"
Tok, kendinden emin sesi kulaklarımda yankılanırken kalbim şiddetli bir çarpıntının eşiğindeydi.
"Sevmemem için bir neden mi var sanki?"
Gözlerim yok mu dermişcesine hayretle açıldı.
"Bilmiyor gibi."
Alaycı aynı zamanda bastıramadığım duyguların yüzeye çıkan en acımasız haliyle ona bakıyordum.
"Hayat bugüne kadar sana kendini kötü hissettirebilecek bir şey söyledim mi? Seni üzecek, kıracak en ufak şey.."
Söylememişti. Bu yüzden başımı sağa sola sallayarak bunu reddetmiş bulundum.
"O zaman bana güven. Seni sarıp sarmalayamam belki ama bir ağacın kökünü sıkı sıkıya tuttuğu gibi seni tutarım, yanımdan ayrılmana izin vermem. "
Nasıl olurdu? Bu imkansız bir durum iken şimdi Korhan en saf niyetiyle karşımda duruyor ve bana benden vazgeçmeyeceğini söylüyordu.
Ben bile kendimden umudu kesip vazgeçmişken..
"Ben bilmiyorum. "
Gerçekten bilmiyordum. Belki bu teklife koşulsuz atlamam gerekiyordu ama içimde kırılmış, hayata küsmüş küçük bir kız çocuğu vardı.
Aynı hataya sil baştan düşmek istemeyen, ders alan..
"Hayat ben bir hevesin peşinde koştura koştura sana gelmiyorum. Duygularım net. Şimdi bilmiyorum diyerek beni büyük bir belirsizlikle baş başa bırakırsan umutlanırım. Beni ikilemde bırakmayacak bir cevap istiyorum. "
Bu düşüncesi bile Korhan'ın diğer adamlardan farklı olduğunun göstergesiydi. Onun yerinde başka bir adam olsaydı bana düşünmem için zaman verirdi. Bir anlık reddedilmek yerine bunun zamana yayılmasını isterdi.
Oysa Korhan farklıydı. Kartlarını açık oynuyordu. İki seçenek vardı; kabul etmek veya reddetmek. Seçim bana aitti.
"Reddedersen rahatsız etmem, yoluna çıkmam. Bulunduğun hiçbir ortama girip kendini kötü hissetmene izin vermem. "
Hiç şüphesiz bunu yapardı. Ağırbaşlı ve erdem sahibi bir adamdı. Bu nedenle bunu yapacağına emindim.
"Kabul edersen dünyanın en mutlu adamı olurum. Bir enkaz altında can veren ruhuma sura üfleyen İsrafil gibi yeniden can verirsin. Şimdi aklında tart, düşün. Bana açık yüreklilikle bir cevap ver Hayat."
Benden bir cevap bekliyordu. Ya baştan reddedecektim ya da yeni bir başlangıç için bir adım atacaktım.
Korhan'ın gözlerine baktım. Ceketinin ucundan tuttuğum adama..
Hep güven vermişti. Art niyeti yoktu. Benimle konuşurken tam bir laf cambazıydı. Bazen tatlı bir çocuğu andıran halleri gözümün önüne gelince kendimi hep gülümserken buluyordum.
Yalan söyleyemezdim iyi gelmişti bana. Hayatın attığı kazığa rağmen iyi..
Bir yara bandı olarak görmüyordum onu. Ki bu ona haksızlık olurdu. Benim durumumdan habersiz değildi. Bunu ona söylemiştim. Yani beklentileri karşılamama gibi bir durum söz konusu değildi.
"Durumumu biliyorsun. Korkularımı, duygularımı.."
Gözleri gözlerimin önünde un ufak oldu sanki. Yaşadığı hayal kırıklığına bizzat şahit oluyordum. Boynu bükülmüş bir çocuk gibi kapıya doğru yönelirken gözleri gözlerime değmiyordu.
"Yine de ceketinin ucundan tutup bütün dünyaya baş kaldırmak istiyorum. "
Korhan'ın başını kaldırıp bana öyle bir bakışı vardı ki bu bütün yenilmişliklerimin üzerini örter gibi sıcacıktı. Umut ve şifa karışımlı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARA
RomanceBenim adaletimin terazisi vicdandır diyen bir adamla hayat bana hiç adil davranmadı diyen küçük bir kadının hikayesi... Bütün umutlarını bir avuç taş yığınında yitiren yüreği yaralı bir adam Hâkim Korhan Atmaca ve sevdiği adamın tecavüzüne uğrayıp...