🥀 25. Bölüm 🥀

6.3K 423 88
                                    

Korhan'ın beni eve bırakıp gidişinden sonra üzerinden iki gün geçmişti. Bu süre zarfında onunla sırrımı paylaştığıma hiç pişman olmadım. Aksine paylaştığım için büyük bir sevinçle doluydum. Birilerine anlatmak, anlayışla karşılanmak iyi gelmişti bana.

Bazen anlatmak gerekmiş sakınmadan, çekinmeden. Hayat hep başkalarının bizi izlediği kapalı kapıların arkasında güllük gülistanlık değilmiş, göstermek lazımmış.

Rahatlamıştım. Sanki yıkanıp paklanmıştım anlatınca. Bunun verdiği rahatlık hissi ile çok gecikmeden bir psikolog randevusu almıştım. Ertelemek istemiyordum artık bu durumu.

İyileşmeli ve her zamankinden güçlü kalkmalıydım ayağa. Kimin ne dediği umurumda olmadan sadece kendim için yaşamalıydım kızımla.

Sabahın erken vakitleriydi hâlâ. Kahvaltımı yapıp odaya çıkmıştım kızımla. Evin hamileliğin verdiği yorgunluk hissini atlatamamış olmalı ki kahvaltı sonrası yeniden odasına çekilme kararı alıp dinlenmeye daha doğrusu uyumaya gitmişti. Hatun anne ise çarşı pazar işleri için kahvaltının hemen ardından yola koyulmuştu. Kızımla odada başbaşa kalmıştık beraber. O keyifli mırıltılar eşliğinde eline verdiğim çıngırak sayesinde garip sesler çıkarmakla meşguldü. Bende bu sırada hazırlanıyordum. Kahvaltıdan hemen sonra banyo yapmıştım ve şimdi elbisemi giyiyordum. Elbisenin düğmesini yukarıya doğru çekerken telefonumdan gelen bildirim sesiyle yatağın üzerine gelişigüzel atılmış telefonuma doğru ilerleyip elime aldım. Mesaj Korhan'dandı.

Hanımlar benimle bir kahve içmek istemezler mi bugün?

Mesajı yüzümde hoş bir tebessüme sebep oldu.

Anne kız bu teklifi geri çevireceğimiz için çok üzgünüz ama başka bir programımız var maalesef.

Detay vermedim fakat bu konuyu çok irdelemeyeceği kanısındaydım. Duraksamadan bir mesaj daha geldi.

Başka bir programdan kastın? Detay yok mu?

İrdelemişti işte. Dolandırmadan gerçeği söyledim.

Psikologla randevum var. Oraya geçeceğiz.

Bir süre mesaj ekranında beklesemde cevap gelmedi. Telefonu tam elimden indirecekken telefonum çalmaya başladı ve arayan bizzat Korhan'dı. Kısa bir şaşkınlık ve tereddüt sonrası telefonu el çabukluğuyla açtım.

"Alo."

"Öyle çat diye aradım ama müsaitsin değil mi?"

Anlayış sahibi biri olduğundan bahsetmiş miydim?

"Müsaitim, odadayım. "

"Hastaneye mi randevu aldın yoksa şu adalet sarayına yakın olan cadde üzerindeki sıralı psikologlardan birinden mi aldın randevuyu?"

Hastaneye kalabalık olduğu için randevu almamayı tercih etmiştim fakat adalet sarayına yakın olduğunu bilmeden aldığım cadde üzeri sıralanmış psikologlardan birinden aldığımı gayet net biliyordum.

Bu gerçeği usulca mırıldandım.

"Hastaneye almadım."

"O zaman dediğim gibi bizim taraftan randevuyu aldın."

Bir gerçeği teyit etmek istercesine sakindi sesi.

"Evet."

"O zaman uğrar mısın bana?"

Yutkundum. Daha yeni iki gün önce görüşmüştük. Evet, aramızdaki duvarların bir kısmı yıkılmıştı ama böylesi hızlı bir duruma adapte olabilmem mümkün müydü bilmiyorum. Çekincelerim bilhassa devam ediyordu. Bunlara son verebilmek adına zaten bir adım atmayı tercih etmiştim.

MARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin