🥀 20. Bölüm 🥀

6.9K 428 78
                                    

"Hayırlısı."

Dudaklarından kısa bir süre sonra canı alınmış kelimeler firar etti. Sessizliği bozması iyi olmuştu çünkü onunla bu geceyi güzel geçirmek istiyordum. Hatıralarımda güzel bir anı kalmalıydı.

Ve yakışıklı bir adam...

Karşılıklı sohbet edebildiğim, güvenebildiğim, merhametli, anlayışlı, genç bir adam. Onun diline kilit vurulup bende o kilit mühürlenmeden hemen önce konuşabilmeyi umuyordum. Konunun ne olduğu önemli değildi. Sadece tek derdim konuşmaktı.

Belki hiç susmamak..

"Yağmur.."

Ağzımdan ansızın çıktı kelimeler. Düşünmeden.. Üzerimden şaşkınlığını atamadan bana hafif çatılmış kaşları ve aynı zamanda mahzuna bürünen karışık bir yüz ifadesi ile baktı.

Kapalı bir kutuyu kurcalamış kadar kötü hissetmemde neyin nesiydi?

"Öz..özür dilerim."

Telafi edebilirmiş gibi.. Gözlerine sirayet eden acıyı oradan çekip alabilirmişim gibi..

Belki birkaç dakika sonra gözlerindeki ifade yumuşadı bana bakarken ya da öyle olsun istedim. Hiç bilmiyorum.

"Özür dileme. Sadece şaşırdım, hüzünlendim. Belki biraz sinirlendim."

Son sözleri üzerine ona çekingen bir ifadeyle bakınca sözlerine eklemeler yaptı.

"Sana değil. Sadece.. sadece kendime sinirlendim. İçimi kemiren biraz daha erken gitseydin, gaza daha fazla bassaydım bende onlarla beraber giderdim ya da kurtarırdım hissine engel olamıyorum. "

O pişmanlık hissini o kadar iyi tanırdım ki karşımda sanki beni gören bir ayna vardı. Fakat ne olacağa ne de öleceğe çare yoktu ne yazık ki!

"Engel olamazdın. Sen yanlarında olsaydın da onları kurtaramayabilirdin.Ölüm bu. Alın yazısı değişmez."

Gözlerine çöken hüzünle başını beni onaylarcasına hafifçe salladı.

"İnsanoğlu topraktan yaratıldığına inanıyor ama toprağa gireceğine, o toprağın altına sevdiklerini koyacağına inanmıyor bir türlü."

Gerçekten öyleydi. Hep yaşayacağımıza inanma gafleti içinde yüzüp duruyorduk. Yanlış seçimler yapıp, günah denizinde bilmeden boğuluyorduk.

Yanlış seçim.. O konuda elime su dökemezdi kimse.

"Rüyalarıma giriyorlar bazen anne kız. Gülüyorlar, neşe saçıyorlar adeta etraflarına. Bıraktığım yaştalar. Hep aynı. "

Sağ elini saçlarının arasından geçirdi.

"Geçip giden yıllara inat hep aynı yaşta, aynı güzellikteler. Yıllar beni eskitiyor ama onlar hiç eskimiyor, eksilmiyor."

Bunu bir sitem gibi değil, hoş bir şekilde dile getirmişti. Bundan haz alır gibi ama aynı zamanda acı çeker gibi..

"Eskimez, eksilmezler asla. Sen hatırında, kalbinde tuttuğun müddetçe.."

Eli ceketinin cebine doğru gitti ve içinden bir fotoğraf çıkarttı, bana doğru uzattı. Katlı duran, yıpranmaya yüz tutmuş fotoğrafı parmaklarımın ucuyla elinin arasından alıp yutkunarak hafifçe açtım.

Şeker pembesi bir elbisenin içinde dudakları sonsuzluğa kıvrılırmış gibi duran güzel bir kadın vardı. Dalgalı sarı saçları omuzlarından aşağıya salınmış, fotoğrafta bile kendini belli eden mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Hemen yanı başında Korhan vardı. Korhan onun beline kolunu sarmış, giydiği siyah takım elbisesiyle kocaman gülümseyen karısına dudağında hoş bir tebessümle bakıyordu.

MARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin