ON SEKİZİNCİ BÖLÜM

824 153 909
                                    

🧡KEYİFLİ OKUMALAR🧡

⏳️

İNSİZ ŞEH'R
BÖLÜM ON SEKİZ

🥀

Kulaklarım çınladı. Kulaklarıma tanıdık bir ses kondu. Yataktan sıçrayarak uyanmama neden olan ses, bir silah sesiydi. Uykunun esir aldığı gözlerimi kırpıştırıp uzandığım yerden doğruldum. Kızların çığlıkları kulaklarıma doluştu. Kerim'in Dönüş'e bağırdığını işitir gibi oldum.

Kaşlarım çatıldı.

Bir silah sesi daha duyuldu. O an tüm sesler kesildi.

Gözlerim, zihnime yer edinen gerçeğin tadına baktığında büyüdü. Yerimden fırlar gibi doğruldum. Koşar adımlarla karanlığı yemeye başlayan odadan çıktım. Koridorun ışığı yanmıyordu; lakin dış kapı sonuna kadar açıktı ve kulpu idam ipini boğazına geçirmiş bir insanmışçasına sallanıyordu.

Seslerin yoğun olduğu yere, yani ışığı yanan salona doğru hızlı adımlarla ilerledim. İçeriye girmeden önce burnuma dolan tanıdık parfüm kokusu zihnimden geçenleri onayladı. Poyraz'ın alışık olduğum lüks parfüm kokusu eve çoktan yayılmıştı.

Yutkunarak salondan içeriye girdim. Görmeyi beklediğim manzara gördüğüm manzaranın yanından dahi geçmiyordu. Nefesimi tutmak zorunda kaldım. Kerim, Gülsema ve Dönüş'ü arkasına almış önünde başına silahını dayayan Poyraz'a bakıyordu. Poyraz'ın bakışları duygusuzdu. Karşısındaki adamı öldürmek için an sayıyordu. Biliyordum ki bunu yaparken gözünü dahi kırpmazdı.

Salonun diğer tarafında bana arkası dönük duran Özkan elindeki iki silahı da Efruz'a doğrultmuştu. Bakışlarını görmesem bile duruşundan her şey anlaşılıyordu.

Poyraz'a doğru bir adım attığımda varlığımı fark etti. Kerim'e diktiği gözlerini gözlerime sabitledi. Bana bir bakışı vardı ki bu bakış kalbimi eritebilecek nitelikteydi. Dudakları aralanıp kapandı. Beni sapasağlam görmek yüzüne, gözlerine, içine bir ferahlık sunmuştu.

Sakalları uzamıştı. Üzerinde genellikle giyindiği spor takımı vardı. Ona doğru koşmamı engelleyen Özkan'ın sesi olmuştu.

"Bir daha sormayacağım!" dedi, evde yankılandı sesi. Poyraz'ın elindeki silaha bakarak onaylamaz bir bakış sundum gözlerine. Kaşları kavislendi. Söylemek istediğimi anlamıştı ama nedenini anlamamıştı. Silahını indirmedi. Kerim'in sırtı bana dönük olsa da varlığımı Poyraz'ın bakışlarıyla anlamıştı. Dönüş ve Gülsema Kerim'in arkasında el ele tutuşuyordu. Yüzlerinde nasıl bir ifadenin olduğunu görmeme gerek kalmamıştı.

Onlara bakmayı keserek Özkan'a doğru çevirdim bedenimi. İçeriye ilk girdiğim andan itibaren beni fark eden Efruz kısaca baktı gözlerime lakin asıl odağı Özkan'dı. Duruşu dik, kendinden emindi.

Engel olmazsam birazdan olacaklar fragman gibi geçti zihnimden. Özkan'a doğru bir adım attım. Efruz'la yine göz göze geldik. İki silahın başına doğrultulmasına rağmen oldukça rahat görünüyordu. Kaşları bile çatık değildi. Gizliyordu ifadelerini ama görüyordum ben oradakileri.

Yutkunarak bir adım daha attım. Dudaklarımı birbirinden ayırarak kalbimi yakan ismi zikrettim.

"Özkan?"

Sesimi duyduğu anda bedeni kaskatı kesildi. Gerilen kaslarını belirgince gün yüzüne çıkartan siyah gömleği sardığı bedenden kurtulmak istiyordu. Silahlarını indirmedi. Kafasını hafifçe omzuna doğru çevirerek yan gözle bana baktığında onun siyah gözleriyle göz göze geldik. Yıllar geçmişti sanki, yıllardır bakmamıştık birbirimize, yıllar unutturmuştu bizi bize. Gözlerinde hiçbir duygu yoktu.

İNSİZ ŞEH'R +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin