OTUZ SEKİZİNCİ BÖLÜM

652 53 318
                                    

BİRİNCİ YILIMIZ KUTLU OLSUN.
Daima. Size.

♥️KEYİFLİ OKUMALAR♥️

⏳️

🎶Can Koç - Binalar Dar🎶

BÖLÜM OTUZ SEKİZ

KOKUSU DİNMEYEN CESETLER

Zaman katlettiği her geçmişi geleceğin önüne sürerdi. Bazı cesetlerin kokusu hiç dinmezdi. Geçmiş, kokusu dinmeyen cesetlere benziyordu. Belli ki gelecek bu kokuya hasretti. Kesip atamıyor veyahut yüzünü çeviremiyordu.

Gelecek, geçmişin kokusuna alışmıştı. Geçmiş, tekerrür ediyordu.

"Nasıl böyle bir şeyi yapabilirsin hâlâ aklım ermiyor! Amacın neydi kızım!? Kafayı mı yedin sen!?"

Dudaklarımı birbirine bastırarak sessizliği seçtim. Karşımda bağırıp duran bir Özkan vardı ve gerçek anlamda öfkeden köpürüyordu. Tek kelime etsem benim zararıma olacaktı... gerçi kendimi savunacak bir kelimem yoktu.

Yapmıştım. Geçmişe dönülmezdi. Olan olmuştu. Poyraz, tam arkamdaydı. Derin bir nefes aldığını duydum.

"Gölge'nin bir suçu yok abi, ona niye bağırıyorsun?"

Özkan'ın keskin bakışları Poyraz'ı yakaladı. "Çünkü sana bağırmaya başlarsam kendimi tutamam ve o kafanı koparırım! Kes sesini o yüzden!"

Derin bir nefes alan bu sefer bendim. Efruz, bizden biraz uzakta temkinli bakışlarla beni izliyordu. Olaya karışmak istediğini biliyordum ama nedense sessizlikten yanaydı. Elindeki telefona ara sıra göz attığını görebiliyordum fakat ona odaklanmadığım için ne yaptığını anlayamıyordum. Odağım Özkan'dı. Çiftliğe gelmiştik ve neredeyse 10 dakikadır hem Poyraz'a hem de bana saydırıyordu.

"Ne olacak şimdi?" Diye sordu Özkan gözlerimin içine baka baka. Omuz silktim. "Ne olacaksa olsun, pişman değilim."

Özkan gözlerini kapattı. Sert bir nefes aldı ve arkasını dönerek arabanın tekerleklerine birkaç tekme attı. Neyse en azından o tekmelerini bana atmıyordu. Bu, bence iyiye işaretti.

"Kafayı yedirteceksiniz lan bana!"

Yumruklarını sertçe kaputa indirdi. Çıkan o gür ses kulaklarımda çınlarken yutkunmadan edemedim.

"O adam ölürse ikinizi de falakaya yatırırım!" Bize doğru döndü. "Duydunuz mu lan beni?!"

Gözlerimi yere doğru indirdim. Eğer, Erkin ölürse hapse girerdim. Olay anında birçok tanık vardı ve emindim ki bu sefer kolay kolay paçayı yırtamayacaktım. Bu ihtimal nedense beni korkutmadı. Lakin kalbime öyle bir şey saplandı ki ayaklarımın üstünde duramayacağımı sandım bir an. Bakışlarımı Efruz'a doğru kaldırdım. Onu görememe düşüncesi kalbimde bir sarsıntı başlattı ve ben zorlukla yutkundum.

İNSİZ ŞEH'R +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin