YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

767 130 591
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM🧡

⏳️

İNSİZ ŞEH'R
BÖLÜM YİRMİ DÖRT

🥀

"Birkaç saate yola çıkacağız." Dedi gözlerini bende sabitleyerek.

Kaşlarımı çattım. Akışına bırakırsam hayat yönettiklerimin elinden tutar bir daha da ipleri benim elime vermezdi. Buna izin verecek değildim. Ben, yönetilmek için değil yönetmek için bunca acıya göğüs germiştim. Şimdi karşımda durdukları için bu yoldan vazgeçmeyecektim. Canıma dokunan herkesin nefesini kesmeden bana durmak yoktu.

Gerekirse yanımda duranları da karşıma alacaktım. Bu işin dibini sökene kadar nefes almak bile bana haramdı. Verdiğim yeminin içimi kazıyan tohumları büyümeden harekete geçmem gerekiyordu.

Poyraz'ın gözlerimde fark ettikleri hoşuna gitmişe benzemiyordu. Tekrar konuştu. "Salondayız," dediğinde başımla ona bir onay verdim. Oturduğum yerden kalktım. Poyraz gözlerime birkaç saniye baktıktan sonra kafasını iki yana sallayarak gözden kayboldu. Efruz da benim gibi ayaklandı. Benden önce davranarak odadan çıktı ve o da Poyraz gibi gözden kayboldu. Yerimde çok durmadım. Hızlı adımlarla ben de odayı terk ettim.

Konuşulacak olanları ben de duyacaktım. Benim de fikirlerimi almak zorundaydılar. Daha çözüme kavuşmamış bir trilyon şey vardı. Durum böyleyken izleyici kitlesinden olacak değildim. Koridoru aşarak salonun önüne geldim. İçeriye girdiğimde Kerim konuşur vaziyetteydi.

"...çoktan halletmiştim. Ama boş bırakmazlar. Dikkatli olmak lazım."

Kerim ciddi olduğuna göre durum da ciddiydi. Poyraz ve Özkan pencerenin önünde dikiliyordu. Efruz hemen girişin yanında sırtını duvara yaslamıştı. Kerim salonun ortasındaydı ve genelde bu konuşmalarda yeri olmayan Gülsema ile Dönüş kanepede yan yana oturuyordu.

Düşüncelerimi toparlayabildiğim kadar toparladım. İstanbul'a indiğimiz an varlığımızın haberi herkese uçardı. İlk başta Mahzen'e, ardından Kadir Dağdelen'e ve bizi karşısına almış kim varsa hepsine. Dikkatli olmak zorundaydık. İçimize sinmiş bir ihanet vardı. O gece yerimi söyleyen kişi bizim tarafımda oynayan biriydi.

"Gölge," diye lafa giren Poyraz'a baktım. "Şehre geçtiğimizde seni içlerine çekecekler. Mahzen bu kadar uzak kalmanı normal karşılamayacak."

Kafamla Poyraz'ı onayladım. "Evet. Ama halledebilirim-"

"Bedenini kullanarak mı halledeceksin?" sözümü kesen Efruz'du. Kaşlarım çatıldı. "O kelimelerine dikkat et." Özkan da lafa daldığına göre işler kolay kolay sakinleşmeyecekti.

Efruz yanıt verecekken araya girdim. "Kavganın sırası değil. Ayrıca bedenime ne yaptığım beni ilgilendirir. Ve hayır, bedenimi değil aklımı kullanacağım."

Özkan sert bir nefes vererek bakışlarını bana çevirdi. "Bizi de aklındakilerden haberdar et Gölge," dediğinde gözlerimi kıstım. Öfkesine dokunmayacak doğruları seçerek dile getirdim.

"Sönmez'den bahsetmiştim. Grubu şu an o idare ediyor. Sorun çıkaracaktır. Onunla başa çıkarım ama araya Hakan girerse işler karışır." Sert bir nefes verdim. Hakan... onu zamanı geldiğinde öldürecektim ve bu da bir yemindi.

"Hakan, Mahzen'in üç yöneticisinden birisi değil mi?"

Gözlerimi Efruz'a çevirdim, kafamla sorduğu soruyu onayladım. "Benim grubumun yöneticisi." Anlıyorum, dercesine kafasını salladı. Kıstığı gözlerinin ardından neler geçiriyordu?

İNSİZ ŞEH'R +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin