YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

948 147 726
                                    

🧡KEYİFLİ OKUMALAR🧡

⏳️

İNSİZ ŞEH'R
BÖLÜM YİRMİ BİR

🥀

Ne ara uyumuştum bilmiyordum ama uyandığımda Efruz yanımda değildi. Yanımda kimse yoktu.

Yerimden doğrulmadım ama artık tam anlamıyla yatıyor da sayılmazdım. Bedenim sancılanıyordu. Düne oranla kendimi daha kötü hissediyordum. Ağzımdan ufak bir inleme peyda oldu. Ağrıyı sadece omzumda değil tüm bedenimde hissediyordum. Böyle olduğu için hareket edesim gelmiyordu.

Kerim'in evde yankılanan sesini duyuyordum. O, şarkı söylüyordu.

"Çiçek gibi tazecik kıymetli bitanecik, ana sütü gibi tertemiz. Dudu dudu dilleri lıkır lıkır içimleri, gözleri derya deniz!"

Tamam da bunu niye yapıyordu ki?

Kerim'in evde yükselen sesi gittikçe yaklaşıyordu. Bakıyor olduğum kapı geriye doğru savrulup sonuna kadar açıldı. Kerim'den önce bacağını görmüştüm. Kapıya tekme atmıştı. İçeriye atlayarak girdi ve ellerini iki yana açtı.

"Günaydın hayatım!" dedi bağırarak. Tüm ev Kerim'in sesiyle yankılanmaya devam etti. Kerim bana doğru gelmeye başladı. Yüzünde güller açıyordu.

"Nasılsın Çirkefcim?"

Derin bir nefes aldım. Konuşmaya bile halim yokken onu böyle şen şakrak görmek sinirime dokunmuştu. "İyiyim." Dedim kısaca.

Gördüğüm kâbusları, durmadan nükseden acılarımı ve Özkan'ı saymazsak çok iyiydim. Harikaydım.

"Asma kız suratını. Valla bu sevgilin olacak adam tam odun. Ben Efruzcuğumu odun sanırdım. Ah ne büyük yanılgılar bunlar. Adam odundan da beter be! Öküz diyeceğim de bir yerden çıkıp boğazıma sarılır diye korkuyorum. Sanki-"

"Kerim yeter."

Gözlerini kıstı. Yüzünü buruşturdu. "Kız sana da laf anlatılmıyor," diye fısıldadı. Aldırış etmedim. Kalkmak istiyordum. Ki kalkmıştım da. Yatakta oturur hale geldiğimde Kerim bu anı kolluyor gibi hemen dibimde bitmişti.

"Yarana bakalım,"

Bıkmıştım bu yaradan. Artık iyileşmeliydi!

Ben artık ayağa kalkmalıydım. Dik durmalıydım. Şehrime inmeliydim. Burada geçirdiğim günlerin hesabı beni bekliyordu. Çok uzak kalmıştım. Mahzen bu yokluğu normal karşılamazdı. Eğer işleri yoluna koymak istiyorsam artık bir şeyler yapmaya başlamalıydım.

Derin bir nefes aldım ve nefesimle zihnimden geçenlere üfleyip onları bir süre kendimden uzaklaştırdım. Kerim yaramı kontrol etti. Sonra tüm ayaklanma isteklerime karşı gelerek beni uyutmakla tehdit edip gitti. Ben yatağımda kaldım. Elimdeki ilaç kutusunu havaya atıp tekrar tutuyordum. Bazen tutamıyordum. İlaç kutusu yere düştüğünde onu almakla uğraşmıyordum. Masanın üstündeki başka bir kutuyu alıyordum ve atıp tutmaya devam ediyordum.

Kapının açıldığını duyduğumda ışık hızıyla kafamı oraya çevirdim. İçeriye giren elinde taşıyor olduğu tepsiyle Gülsema'ydı.

Bana gülümsedi. Girdiği kapıyı kapattıktan sonra konuştu. "Nasılsın Gölge abla?"

Omuz silktim. Tepkime ifadesiz kalmayı tercih etti. Elindeki tepsiyi masanın üstüne koydu. Ben elimdeki ilaç kutusunu atıp tutmaya devam ettim. Yatağın çaprazında duran sandalyeyi çekti ama oturmadı. Yere dökülmüş olan kutuları toplayarak tekrar masanın üstüne bıraktı. Attığım kutu dikkatim dağıldığı için yere düştü. O an göz göze geldik. Bana içten bir şekilde gülümsedi. Eğilerek o ilaç kutusunu da yerden aldı. Doğrulurken konuşmayı ihmal etmedi.

İNSİZ ŞEH'R +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin