YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM

656 125 621
                                    

🧡KEYİFLİ OKUMALAR🧡

⏳️

İNSİZ ŞEH'R
BÖLÜM YİRMİ BEŞ

🥀

Ve ben bu adamı tanıyordum; ormanda gözüne şırıngayı sapladığım adamdı.

"Ödeşme vakti." Dedi, yüzüme doğru nefesini vererek. Gözlerimi kıstım. Herhangi bir harekette bulunmamamın sebebi kafama dayanmış silah yüzündendi. Arkamdaki dizimin ardına vurduğunda otomatikman dizlerimin üzerine düştüm. Sert bir nefes verdim. Önümdeki adam elini saçlarımın arasına soktu. Saçlarımın kökünden kavradığı an yüzümü yüzüne doğru kaldırmak zorunda kaldım.

"Baksana, bizim kaderimiz ormanlarda yazılmış olmalı," dişlerimi birbirine bastırmaya devam ettim. "Ve şu an senin kaderin benim ellerimin arasında."

Yavaş soluklu bir nefes aldım. Dudağımın kenarını yukarıya kıvırdıktan sonra sordum. "Baksana, şu gözünü niye kapatmadın?" sırıttım. "Çok kötü gözüküyor, iyiliğin için diyorum."

Yüzüme öfkeyle baktı. Öfkesini çıkarttığıma göre her an hata yapabilirdi. Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı. "Görmeni istedim," dedi dişlerinin arasından. "Bugünden sonra nasıl görüneceğini bil diye."

Kıkırdadım. "Yaa yapma," dedim sevecen bir tavırla. "Sen daha kabullenemedin mi yoksa?" kafamı iki yana salladım. Gözlerim ışıl ışıldı. "Cidden acıdım sana."

Elini kaldırdı ama indiremedi. Üç silah sesi duyuldu. Arkamdaki ve diğer iki adam yere serildi. Önümdeki daha ne olduğunu anlayamadan geriye doğru çekildi. O an Efruz'u gördüm. Saçlarından tuttuğu adamı kendine doğru çevirdi. Yüzünde bir canavar vardı adeta. Silahını kaldırdı. Adamın konuşmasına bile izin vermeden namluyu sağlam olan gözünün üzerine tutup ateş etti.

Efruz'un yüzüne sıçrayan kanlar yutkunmama neden oldu.

Adam ruhunu teslim etmiş bir şekilde yere düştü.

Efruz yüzünden kan fışkıran adama bakmayı keserek bakışlarını bana çevirdi. Gözlerindeki hisler değişti. Canavar mavilerinin ardına sığınıp yok oldu. Şaşkınlıktan daha tepki veremeden Efruz yerde uzanan adamın üzerinden geçip yanıma doğru geldi. Dizlerinin üzerinde eğilerek benim gibi tam önüme oturdu. Yanaklarımı avuçlarının içine aldı. "Gölge," dedi endişeyle. Gözleri bedenimi taradı. "İyi misin?"

Kafamı usulca salladım. Şaşkınlık içinde cevap verdim. "Evet." Derin bir nefes aldı. Gözlerine inen ifade sanki ruhumu sardı, ruhuma sarıldı gözleriyle. Yutkundum. "Sen?" diye sordum.

Kafasını salladı benim gibi. Gülümsemişti. "İyiyim."

Bir eliyle dağılmış saçlarımı düzeltti. Gözlerimdeki şaşkınlık azalmak yerine çoğaldı. Efruz saçlarımı düzeltmekle ilgileniyordu. Dokunuşları küçük meleğin kanatlarına işliyordu. İçim, içimde daha önce hiç yer etmemiş bir duyguyla doluyordu. Şefkatli dokunuşları saçlarımı tamamen düzelttikten sonra durdu.

Mavilerini mavilerimin içine düşürdü. Şaşkın bakışlarımı fark ettiğinde ellerini çekti. Boğazını da temizlemişti. Gözlerini gözlerimden kaçırdı. Önümde ayağa kalktıktan sonra beni de incitmeden kaldırdı.

"İyi misin?" diye sordu tekrardan.

Bu soruyu bugün birbirimize daha ne kadar soracaktık bilmiyordum.

"İyiyim Efruz." Dediğimde zikrettiğim ismi gözlerime odaklanmasını sağladı. "Güzel," dedi kafasını sallayarak. Mavilerimde kurduğu hakimiyet küçük meleğin bakışlarını yakalamasın diye yüzümü yerdeki bedenlere çevirdim. Toprağın üzerinde birikmeye başlamış kan gölü hislerimi allak bullak etti. Kana alışkındım ama ormana yayılmış bu ağır koku midemi bulandırıyordu.

İNSİZ ŞEH'R +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin