Asmin güne gözlerini karın ağrısıyla açmıştı. Dün gece yengesine cevap verdiği için amcası onu dövüp bodruma kapatmıştı. Aklına dolan görüntülerle genç kız daha çok ağlamaya başladı. O sadece annesine laf söylenmesine dayanamamıştı. Yengesi bunu bildiği için üstüne gelmişti, asmin ise susamamıştı. Sonrası yine bodrum olmuştu. Artık dayanamıyordu ne yapacağını bilmiyordu.
Bir süre öylece soğuk zeminde otururken kapı açıldı. 'asmin xanım ayağını denk almazsan sonun hep burda bitecek. bana saygılı olmayı öğreneceksin ' diyen yengesine bakmadı. 'kız ben kime diyorum' diyip saçlarından tutup kafasını kaldırdı. Asmin , titreyen çenesiyle 'T-tamam y-yenge ' diyerek gözüne baktı.
'Ha şöyle yola gel yoksa sana yapacaklarımdan kork' diyerek kafasını itti. 'şimde kalk kahvaltı hazırla yediğin ekmeğin hakkını ver biraz' diyerek çıkan yengesine baktı. Usulca ayağa kalktı karnı çok fena ağrıyordu ama umursamayarak hızlıca odasına gitti.
Asmin üstünü giyerken karnında gördüğü morluklarla gözyaşlarını tutmamıştı. Oyalanmadan odasından çıkarak mutfağa ilerledi. 'rojbaş kızım ' diyen fatma teyzeye baktı. Yanına adımlayıp sıkıca sarıldı. 'rojbaş fatma teyzem' dedi. Fatma hanım yüzüne bakınca yine dayak yediğini anlamıştı . 'Yaralarına pansuman yapayım mı kızım benim ' dedi şefkatle başını okşarken .
'gerek yok teyze alıştım artık sorun yok ' diyerek sofrayı hazırlamaya başladı. Fatma hanımda sessizce işine döndü. Diğer çalışanların da gelmesiyle sofra hazırdı. Asmin çayları doldurup masaya ilerledi. Sessizce tüm aileye çayları dağıtırken dedesi berat ağa ' asmin akşama misafir vardır ona göre hazırlık yapasın ' dedi.
'Tamam ağam ' diyerek mutfağa ilerledi. Çalışanlara da misafir geleceğini bildirerek ufak ufak yemeğini yedi. Evet asmin mutfakta yerdi hep küçüklüğünden belli çünkü dedesi onu görmek istemezdi . Onu bu kadar sevmemelerinin nedeni annesi ve babasıydı.
Vakti zamanında babası annesine sevdalanmıştı. Babası berat ağaya ne kadar yalvardıysa ikna edememişti. Çünkü düşman aşiretin kızıydı annesi. Babası artık dayanamayarak annesini kaçırmıştı. İki aşiret birbirine girmişti. Annesini ve babasını Diyarbakır da yakalamışlardı. Töre berdeli kabul edince berat ağa kızını düşman aşiretin ellerine bırakmış ve annesine olmaz eziyeti yapmıştı. Asmin doğarken annesi ölmüştü. Çok kısa zaman sonra da babası ölmüştü. Bu olanlardan sonra asmin onların çocuğu olduğu için evde kimse onu sevmemişti.
Küçüklükten itibaren onu evin çalışanı gibi görüp tüm işleri yüklemişlerdi. Kuzeni dilan okula giderken asmin evde halı fırçalardı. Akşam olduğunda Dilan'ın okul maceralarını dinlerdi . Bazen de onun anlattıklarını kendi yaşıyormuş gibi hayal kurardı. Okuma yazmayı da Fatma hanım öğretmişti. Okumayı öğrendiğinde gizlice Dilan'ın kitaplarını okumaya çalışırdı.
Tüm hazırlıklar bittikten sonra odasına gidip duş aldı. Üstüne sade bir elbise geçirip aynanın karşısına oturdu. Yüzünde sadece ufak morluk vardı amcası dün çoğunlukla karnına vurmuştu yüzüne denk gelmemişti. Morluğu kapatarak şalını takıp mutfağa girdi.
Kadınlara ve erkeklere ayrı ayrı sofra kurulmuştu. Misafirlerin geldiğini duyunca Asmin mutfaktan çıkmayarak beklemeye başladı. 'Asmin çabuk herkesin elini öpesin berat dedemin emri var ' diyen yağız abiye baktım . Usulca kafamı sallayarak odaya ilerledim.
Kısaca herkesi selamlarken gelenlerin Mardin'in en büyük aşireti olan Piroz aşiretinin geldiğini anlamıştı. Hemen mutfağa dönerek işlere koyuldu. Yemekler dağıtıldıktan sonra mutfağa döndüğünde Dilan 'Asmin anam dedi ki bugün yanımızda yiyecek saygısızlık etmesin yoksa fena olur dedi hadi bekletme daha fazla ' deyip çıktı. Asmin çok şaşırmıştı ne olduğunu anlayamıyordu. Çünkü normal de asla misafirlerin yanında durmasını istemezler ve kızarlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/320216921-288-k8950.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE (KUMA)
ChickLitAsmin küçük yaşında annesini ve babasını kaybetmesiyle hayatındaki kötü süreç başlamış olur. Dedesi ve amcasının elinde kalan kızın hayatı burnunda gelmektedir. Genç kızın hayatı hiç de yolunda gitmediği halde bir de azad ağaya kuma verilmişti. Onu...