12. BÖLÜM

102K 3K 289
                                    

Kitabım 1.2k okunmuş,  ben sadece can sıkıntısında yazmak istemiştim bu kadar okunacağını düşünmemiştim beni çok mutlu ettiniz bunun için hepinize tek tek teşekkür ederim. Yeni bölüm sizlerle umarım beğenirsiniz. Bol bol yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın şimdiden teşekkür ederim❤️

Aradan geçen bir haftanın sonunda asmin artık avluya kadar inip çıkıyordu yavaş yavaş. Aslında ağrısı filan yoktu ama azad kesin dille uyarmıştı ani hareketler yapmaması gerektiği konusunda. Azada gelirse bir haftadır yanında kalıyordu. Asmin bu duruma mutlu olamıyordu çünkü bebek için kaldığını biliyordu. Usulca mutfağa girdi. Zelal ve dicle bulaşık yıkıyordu. 'Kolay gelsin kızlar' diyerek diclenin yanına adımladı. 'Hoş geldin jınbıram nasılsın' diyen dicleye gülerek 'iyiyim canım sağ ol şey bana da ufak bir iş versene oturduğum yerden yapayım çok sıkıldım' diyerek dicleye baktı. 

'Hayır veremem ellerimiz var çok şükür biz hallediyoruz hem tuttuğun işlere saysınlar boş ver hadi otur sana çay koyacağım' diyerek asmini sandalyeye oturttu. İki çay alarak o da karşısına oturdu. Zelal ikisine de ters ters bakıp işine döndü.

'Asmin haberin var mı yakında düğün var teyzemin küçük yılanı nişanlanıyor' diyerek güldü. Ona küçük yılan derdi çünkü büyük yılan ablasıydı, o ikisi hep iyi anlaşırdı.

'Haberim yoktu canım yeni duydum hem kızla hiç tanışmadım da ' diyen yengesiyle güldü. 'ayy güzellik, iyi ki de tanışmamışsın keşke bende tanımasaydım onun kadar kötü kalpli haset bakışlı iki kişi daha tanıyorum sana sonra söylerim onları ' dedi. 

'Bana bak dicle, lorin hakkında düzgün konuş hem alttan laf soktuğunu anlamadım sanıyorsan yanılıyorsun' diyen ablasına dönerek cevap verdi. 

'Zaten anla diye dedim zelal. Ayrıca lorin düzgün biri mi ki arkasında düzgün konuşalım' diyerek sinirle bağırdı.

'Dicle sen ne boş bir insansın ya yaptığın sadece milletin arkasından sallamak başka marifetin var mıdır? '

'Özürr dilerim zelal senin kadar marifetli değilim ama bunu yaşıma ver artık. Malum sen otuz yaşında ben ise on dokuz yaşındayım. Yani öğrenmek için çook vaktim var ' diyerek alini havada salladı.

'Her zaman söyleyecek lafın olmadığında beni yaşımdan vuramazsın ' diyerek sinirle diclenin üzerine yürüdü.

'Neyden vurayım senin yaşındakilerin baba evinde değil de koca evinde çocuk baktığından mı   vurayım ha!' diyerek sinirle ayağa kalktı. Dicle başkasına asla böyle şeyler söylemezdi ama ablası bunu hak ediyordu. Her şeyi öğrendiğinde diclenin üstüne çok gelmişti. İşte botan kendisini bir sürtük gibi kullandığını sonra bıraktığını hatta en son sen bakire değil misin diye üstüne geldiğinde dicle onun suratına bir tokadı basmıştı. Kimse namusuna söz edemezdi. O olaydan sonra kardeş değil düşman gibilerdi. 

'Dicle sen çok oldun artık senin hakkından gelmek lazım' diye kızın saçına asılmıştı. Asmin olanları şok olmuş bir şekilde izlerken kavgaya başlayan kardeşlerle hemen onları ayırmaya çalıştı bu sırada zelal, asmine de sinirlenerek onu tuttuğu gibi kapıya savurmuştu. Asmin korkuyla ellerini karnına sardığında bir çift kol onu belinden tutmuştu.

'Ne oluyor burda! Siz naptığınızı sanırsınız!' diye bağıran adamla iki kardeş durmuştu. Asmin ise hala korkuyla azadın kollarına tutunuyordu. 'İyi misin asmin bir yerine bir şey oldu mu ?' diye dikkatle kadını inceledi. Asmin kafasını iki yana sallayarak geriye çekildi. Dicle, zelalin asmini ittiğini anlayınca 'Sen böyle birisin işte o kadın hamile ve düşük tehlikesi var ama sen ne anlarsın insanlıktan sinsi şeytan seni' diyerek zelale tokat attı. Azad şok olmuş şekilde ikiliyi izliyordu bunlar ne ara böyle olmuştu ayrıca dicle nasıl ablasına vurabilirdi. Hemen diclenin yanına giderek kolundan tuttu. 

TÖRE (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin