26.BÖLÜM

83.7K 2.7K 204
                                    


Uzuuun aradan sonra ben geldim nasılsınız benim güzel ve kıymetli okurlarım . Çok ağır bir hafta geçirdim üstüne sınavda pek iyi değildi kısmet artık diyeceğim. Bu yorgunluğuma rağmen bölümü tamamladım ve yükledim sizleri bekletmek istemedim. Umarım beğenirsiniz bölümü bol bol yorum yapmayı , beni takip etmeyi ve oy kullanmayı unutmayın keyifli okumalar ❤️

Asmin dün dicleye ulaşmaya çalışmıştı ama telefonu kapalıydı neler oluyordu haberi yoktu. Hevi nineye iş düşürmemiş ve tüm işlere koşmuştu zaten ağır şeyler değildi. Hevi nine yaşlı olduğu için çoğunlukla uyuyordu ve  evde asmine kalıyordu. Çayını alıp koltuğa oturdu. Miran dün gitmişti ve hala haber yoktu. Asmin ben mi yazsam diye düşündü ama bu ayıp olacaktı bundan hemen vazgeçti. Mirana çok çabuk bağlanmış gibiydi yani dün gittiğinden belli hemen geri gelsin istiyordu. Hevi nine asminin dalgınlığını fark edip yanına oturdu. 'Kızım kimi düşünürsün ' dedi. Asmin irkilerek güldü ' Buranın ne kadar insana huzur verdiğini düşünüyorum ' dedi. Hevi nine inanmayarak ' Pek inanmadım ama dediğin gibi olsun bakalım ' dedi. Asmin gülerek 'Ben sana çay koyayım o zaman ' diyerek ayaklandı ve mutfağa gitti. Elinde çayla döndüğünde telefonunun çaldığını gördü hemen çayı hevi nineye vererek telefonu aldı ekranda yazan yazıyla istemsizce gülmüştü.

'Efendim' dedi usulca. Miran onun naif sesiyle nerdeyse kalbi duracaktı. 'Ne yapıyorsunuz diye merak ettim onun için aramak istedim ' dedi hülyalı hülyalı. Asmin onu merak etmesine gülerken hevi nine boğazını temizleyince hemen toparlandı. 'Hiçbir şey yapmıyoruz hevi nineyle oturuyoruz sen ne yapıyorsun' diye sorunca dilini ısırdı adamın ne yaptığı kendini ne ilgilendiriyordu ki? Hevi nine çayını höpürdeterek içince asmin daha da stres yaptı. Şimdi kalkıp gitse yanlış anlaşılacaktı. 'Ben mardine geldim bir kaç iş vardı öyle' dedi. Asmin hemen 'Piroz konağından haberin var mı ? Dicleye ulaşamıyorum da ' dedi stresle. 'Hayır adı lazım olmayan herifi gördüm sabah toplantı da başka bir şey bilmiyorum ama hemen öğrenirim sana haber ederim ' dedi. 'Tamam haber bekliyorum senden 'dedi. 'Kapatıyorum o zaman selam söyle hevi nineme dikkatli ol ' dedi. Asmin gülerek 'Aleyküm selam görüşürüz' diyerek telefonu kapattı. 

'Selamı var sana nine' dedi utançla. 'Aleyküm selam kızım ama zaten duydum her dediklerini ' dedi imayla. Asmin utanarak kafasını eğince hevi nine üstüne gitmek istedi 'Ne kadar yakışıklı değil mi miran oğlum yüzü gibi yüreği de güzeldir' dedi. Asmin kıpkırmızı suratla kafasını salladı. 'Evet onun yaptığını bana ailem yapmadı çok iyi birisi ' dedi sessizce . Hevi nine onu onaylayarak 'Öyledir allah onun da yüzünü güldürür inşallah çok çekti garibim karısı ve çocuğu öldüğünden belli buraya sık sık gelip kalmaya başladı. Burada toprakla uğraşır bazen hayvanlarla uğraşır vaktini geçirip gider. ' dedi gözleri dolarak. Buraya geldiğinde sürekli onu ağaçların altında ağlarken ya da topraktan hıncını çıkarırken görüyordu hevi nine. Miran ağladıkça o da ağlamıştı sürekli allah'a dua etmişti onun da artık mutlu olması için . Miran gelip asminin durumunu anlatmış anlatırken de ne kadar heyecanlı olduğunu görünce doğru kişinin asmin olduğunu düşünmüştü zaten miranın ona bakışlarını görünce de bu düşüncesini haklı çıkarmıştı. 

'Allah yaptığı iyiliklerin karşılığını elbet verecektir' dedi asmin . Hevi nine gülerek 'Verecek verecek inşallah az kaldı ' dedi. İkili konuşmaya dalmışken asminin telefonu yine çalmıştı hemen açarak 'efendim ' dedi. Miran 'Asmin, dicleye ne olduğunu  söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı? ' dedi. Asmin 'kötü bir şey oldu değil mi ?' dedi. 'Zelal onu döverek hastanelik etmiş şimdi durumu iyi eve çıkacakmış zaten' dedi. Asminin gözleri doldu onun yüzünden olmuştu keşke hiç aramasaydı bu hayatta ki tek arkadaşına yine en büyük kötülüğü kendisi yapmıştı. Ufak bir hıçkırık kaçtı ağzından, bunu duyan miran ise 'Asmin söylediğime pişman ediyorsun kadın beni ağlama bir sakin ol iyi diyorum duymuyor musun beni ' dedi sinirle onun ağlamasına dayanamıyordu. Asmin onun bağırmasıyla 'Bana bağırma! benim yüzümden oldu ben onu aramasaydım bunlar olmayacaktı benim herkese zararım dokunuyor uzakta bile olsam ' diyerek ağladı. Hevi nine onun yanına gelerek elini sıktı usulca. 'Ağlama asmin eğer devam edersen gider o konağı yıkarım ve çok ciddiyim ' dedi. Asmin 'Kapatıyorum sakın saçma hareketler yapma benim yüzümden zaten olan olmuş yeter artık karışma ' diyerek telefonu kapatıp ağlamaya devam etti. 

Dicle ise iki saat önce hastanede gözünü açmıştı. Kafası çok feci ağrıyordu. Yanında annesi duruyordu iki saattir tek kelam etmemişti. Dildar hanım sürekli ona sorular soruyordu o ise sadece gözüne bakıyordu. İçeriye giren mavi gözlü doktor 'Dicle hanım nasılsınız, iyi misiniz ?' dedi. Dicle utanarak kafasını salladı. Doktor dildar hanımı dışarıya alarak 'Dicle hanım size yardım edebilirim bir darp raporu ile polise şikayet edebiliriz ' dedi. Dicle samimi olmayan gülüşle 'Polis ne yapabilir sanıyorsun ki benim bunlardan kurtulmam zor biraz hadi ne yapıyorsan yap da eve gönder beni ' dedi hissizce . Doktor 'Bak benim adım kenan sana telefon numaramı vereyim eğer bir ihtiyacın varsa bana ulaşabilirsin ' dedi. Dicle 'Sen kimsin ben senin numaranı alacağım be ! ' dedi sinirle. Kenan onun bu haline tebessüm ederek 'Tamam sinirlenme sadece arkadaş olarak yardım etmek istedim başka niyetim yoktu ' dedi. Dicle 'Daha iki saattir tanıştığım biriyle arkadaş olmuyorum maalesef ' dedi. Kenan onun haklı olduğunu biliyordu ama çoktan bu kıza kafayı takmıştı. Onu acil girişinde gördüğünde simsiyah saçları sedyeden aşağıya sarkıyordu hemen koşarak yanına gittiğinde o güzel yüzü kan içindeydi, gerekli müdahaleleri yaptığında aslında ne kadar güzel bir kadın olduğunu gördü . 

'Tamam eve göndereceğim ama önce beni telefonuna kaydet yemin ederim yanlış bir şey düşünmüyorum sen mesaj atamadığın sürece yazmayacağım sana ' dedi. Dicle boka saran hayatında bir tane daha bela istemiyordu ama uğraşacak hali yoktu onu sonra engelleyebilirdi. 'Söylüyorum numaramı dedi ' kenan gülerek telefonuna numarayı  kaydedip onu çaldırdı. 'Tamam şimdi eve gidebilirsin bak unutma her zaman bana yazabilirsin tamam mı ' dedi. Dicle kafasıyla onaylayarak kafasını diğer tarafa çevirdi. 

Berfin halil ile buluşmaya gideceğe vakit diclenin hastaneye götürüldüğünü gördü. sadece pencereden izlemekle kaldı çünkü dışarıya çıksa o da gitmek zorundaydı. Odasının kapısı açılınca zelali gördü. 'Azad mı yaptı bunu ' dedi. Zelal gülerek 'Hayır ben yaptım ' dedi. Berfin şaşırmadı çünkü zelalin içindeki nefreti ve öfkeyi biliyordu. 'Aferin kız eline sağlık o dicle hak ediyor dili uzun yılan ' dedi gülerek. Zelal yatağa oturarak 'Onu bırak da hani sen dicleye bir kısmet bulacaktın ne yaptın ' dedi. Berfin keyifle ' O iş bende birini buldum orta yaşlı birisi dicleyi gösterince pek beğendi, o meymenetsiz kızı' dedi. Zelal sinirlendi 'Ona kötü bir koca bul dedim onu beğenen seven birini değil ' dedi sinirle ayağa kalkarak. 'Of ben iyi bir iş yapar mıyım kızım deli misin adam dicleyi üçüncü karısı yapacak diğer karılarına yaptıklarını duysan dudağın uçuklar hem karılarda birbirlerine düşman bir de dicle giderse off ortalık fena olur ' dedi gülerek. Zelal keyiflendi 'E bizimkiler nasıl tamam diyecek bu işe ' dedi. Berfin ise 'Planım var benim sen merak etme şimdi benim çok önemli işim var akşama anca gelirim ya da anama geçerim oradan gelmem bugün azad da geç gelecekmiş mardin dışındaki depoya gitti. Hadi görüşürüz ' dedi eşyalarını alıp çıkarken. Şimdi kendini düşünecekti biraz da, hep başkalarını düşünmekten kafası ağrıyordu. 

Azad  dicleyi hastaneye götürdüklerini duymuştu ama dicleyi fazla sevmezdi sürekli dik başlı oluşu onu çok sinirlendiriyordu. Sadece dikiş atılmıştı kafasına gitmesine gerek yoktu çünkü şuan zaten baya zor durumdaydı. En son kaçak olarak getirdiği mallar çalınmıştı her yeri karış karış arıyorlardı ama tek bir iz yoktu kameralardan izlediğinde siyah maskeli adamlar el sallayarak kameraya ateş etmişlerdi ondan sonrası da yoktu. Şimdi bu durumu toparlayamıyordu ne yapacağını şaşırmıştı. Ya bu durumu en kısa sürede  toparlayacaktı ya da en dibi görecekti bu gidişle. 

Miran, azadın mallarını dağ başını taşıyarak hepsini ateşe vermişti gerekli şeyler değildi , bunlarla gençleri zehirleyeceklerdi. Azada zaten asminden dolayı sinirliyken bir de üzerine bu kaçak uyuşturucuları getirip satacağını duyunca sinirden deliye dönmüştü kim bilir kaç çocuğu bu şekilde ölüme sürükleyeceklerdi. Bu olayı hallettikten sonra asminle konuşmuş ve sinirlenmişti. Genç kadın hem yüzüne kapatmış hem de kapatırken hıçkırığını duymuştu. Miran onun ağladığını hissediyor gibi yüreği sıkışıyordu. Ardından arasa da açmamıştı telefonu, miran sinirlenerek arabasına atladı asminin yanına sürdü. Genç kadının derdi neymiş gidip öğrenecekti. 


TÖRE (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin