34.BÖLÜM

82.5K 2.8K 318
                                    

Arkadaşlar lütfen okuyun bu kısmı. Öncelikle dicle olayında kendinizi yerine koyarak düşünün çünkü o abisi tabi ki affeder ve üzülmeseniz de azad içinde kötü bir durum bence. Onun yaptıklarını kimse kabul etmiyor bende dahil ama aile içinde her zaman birbirlerine destek olunur. Neyse ister anlayın ister anlamayın bu böyle oldu. Umarım beğenirsiniz sırf sizin için dün geceden belli yazıyorum. Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın.❤️ (Asminin gelinliği medyada'

Asmin üstündeki gelinlikle oturmuş ve miranın gelmesini bekliyordu. Sabah hevi ninenin evine iki kadın gelmiş asmine gelinliği giymesinde ve  hazırlanmasında yardım etmişlerdi. Sonra da baran gelmişti. Asmin onun neden geldiğin sorduğunda 'Kurdeleni bir abin olarak ben takmak istedim kabul etmez misin?' dedi. Asmin gözleri dolarken 'Teşekkür ederim tabi ki kabul ederim ' dedi. Şimdi de oturma odasında miranı bekliyorlardı. Bir süre sonra korna sesleri ve davul sesleri gelmeye başlayınca asmin ayaklandı. Baran 'Otur kız yerine seni öyle kolay mı alacak' dedi. Asmin gülerek 'Alamayacak mı ?' dedi. Baran kaşlarını kaldırarak 'Hayır alamayacak gelsin bakalım damat' dedi. Kapının çalmasıyla hepsi ayaklandı baran kapıya giderek 'Bu kapı sana kolay açılmaz miran ağa ' dedi. Miran kardeşinin gevşekliğiyle elini kaldırıp davulu durdurdu. 

'Baran aç kapıyı deli etme beni istersen' dedi. Baran gülerek 'Koskoca miran ağasın sen hadi ağalığını göster ' dedi. Miran iki yüzlükleri çıkarıp desteyle kapıya doğru uzattı. 'Tamam senin paranı hazırlamıştım zaten aç kapıyı da al hadi' dedi. Baran yavaşça kapıyı aralayıp desteyi aldı hemen. Herkes bu duruma gülerken miran ' De haydi çekil kapıdan ' dedi sabırsızca. Baran da kafa sallayarak içeriye doğru yürüdü. Evin büyükleri odaya girerken miran oturma odasının kapısında bekledi. Baran üç kere kırmızı kurdeleyi bağladıktan sonra asmin tüm büyüklerin elini öptü. Hevi ninenin elini öperken 'Allah razı olsun ninem senden, beni kızın gibi gördün' dedi. Hevi nine ağlayarak 'Veda değil bu sık sık geleceksin asmin' dedi. Asmin kafa salladı. Adar ağa asminin duvağını örterken 'Allah utandırmasın kızım ' dedi. Sonrada mirana teslim ettiler asmini. 

Miran koluna giren kadınla gülerek dışarıya çıktı. Onlar çıkar çıkmaz davullar çalmaya başlamıştı. Araba bindiklerinde miran asmine dönerek 'Çok güzel olmuşsun' dedi. Asmin utanarak 'Teşekkür ederim' dedi. Şiwan onların bu tatlı haline dikiz aynasından izleyerek gülmüştü. Avluya vardıklarında girişte asmine içi para ve şeker dolu testiyi vermişlerdi. Asmin de onu tüm gücüyle kırmıştı. Sonra da avludaki masaya yan yana oturdular. 

Azad ve ailesi de sabah erken yola çıkmış ve urfaya Bedirhan konağına gelmişlerdi. Dicle çok stresliydi, abisi asmini görürse ortalık karışabilirdi. Dicle abisine çok düşkündü. Berfinle evlendikten sonra abisinin değişen hareketleri ve yaşadığı büyük aşk acısı onu yıkmıştı sonra da evdeki herkese  düşman gibi olmuştu. Abisinin çok hatası vardı yapmaması gerekiyordu ama o ne kadar kötülük yaptıysa o kadarda allah başına vermişti işte. Aşık olduğu kadın hem bebeklerini öldürmüş hem onu defalarca aldatmıştı. Azad onun kanıydı canıydı herkesten önce tabi ki onu düşünecekti bunun için asmine sinirlenmişti. Evet o kötü bir şey yapmadı ama abisini odasından çıktığı gün, asminin odasında ağladığını görünce içi acımıştı. Onun mutlu olmasını isterdi. Asmini ilk geldiği gün sevmişti ona yapılanlara karşı çıkmıştı yine olsa yine yapardı ama azad pişman olmuştu,  onların mutlu olmasını isterdi. 

Pirozlar düğün alanına giriş yapınca baran elinde ki suyu köşeye atarak hemen abisinin yanına koştu. 'Abi pirozlar gelmiş ' dedi nefes nefese . Miran kaşlarını çatarak ayağa kalktı. 'Nasıl, kim çağırdı onları' dedi. Baran 'Bilmiyorum ama asmin yengeyi görürlerse ortalık karışır biliyorsun ' dedi. Miran kafasını sallayarak 'Sen git onları kör noktaya oturt zaten asminin duvağını açmayacağım tamam mı ' diyerek hemen annesinin yanına koştu. 'Daye, Pirozlar gelmiş asminin duvağı açılmayacak ve kısa süre sonra odaya çıkar sen onu ' dedi. Avjin hanım 'Aman oğlum sakin ol bak bugünü mahvetme hem kim çağırdı onları' diye söylenerek asminin yanına gitti. Asminin kırmızı işlemeli duvağını, beyaz duvağının üstünden örttü. Asmin bu harekete şaşırdı ve avjin hanımın gözüne baktı. 'Kızım pirozlar gelmiş sakin olasın, biraz otur sonra odaya götüreceğim zaten korkma ve duvağını açma kızım tamam mı ?' dedi. Asmin 'Bir şey olmayacak değil mi ?' dedi. Avjin hanım onun alnından öperek 'Asla izin vermeyiz sakin ol sen' dedi. Asmin kafasını salladı. 

Baran 'Hoş geldiniz' diyerek pirozları karşılamıştı. Ciwan ağa 'Hoş bulduk oğlum hayırlı uğurlu olsun inşallah Agir ağadan duyduk biz de gelelim dedik tuzumuz ekmeğimiz var ' dedi. Baran sahte tebessümle 'İyi yapmışsınız bizde çağırmaya unutmuşuz çoğu kişiyi ' dedi. Azad 'Olur öyle şeyler' diyerek güldü. Baran onları boş olan yere oturttu zaten bu arada miran abisi de gelmişti. 'Hoş geldiniz' diyerek selamladı. Azad 'Hoş bulduk diyelim, ortak hiç haber vermeden evleniyorsun ' dedi. Miran da yalancı gülümsemeyle 'Heyecandan unutmuş olabilirim kusura bakmayın' dedi. Ciwan ağa araya girerek 'Sorun değil oğul , hayırlı olsun' dedi. Miran gülerek 'İnşallah ' dedi. Miran kısa sohbetten sonra asminin yanına giderek oturdu. Masanın altından elini tutarak 'Ben buradayım karıcım sorun yok' dedi. Asmin de onun elini sıkarak 'sana güveniyorum ' dedi. 

Dicle stresle biran önce bitsin istiyordu şu saçma olay. Azad abisi, miran gittikten sonra duygulandığını hissetmişti usulca eğilerek 'Ne oldu?' dedi. Azad ona dönerek 'Miranı bile güldüren bir kadın çıkmış bende umarım mutlu olabilirim' dedi. Dicle onun kolunu okşayarak 'Olacak inşallah' dedi. Azad 'İyi ki yanımdasın dicle bir tek seninle açık açık konuşabiliyorum' dedi. Dicle 'Her zaman abi ' dedi. Dicle, zelale döndüğünde kıskançlıktan gözleriyle asmini öldürüyordu resmen tabi o asmin olduğunu bilmiyordu. 'Zelal ne oldu kendini orada mı hayal ediyorsun' dedi gülerek. Zelal 'Dicle sinirimi bozma senden çıkarırım ona göre' dedi. Dicle gülerek 'Miranın en başından senden hoşlanmadığını söylemiştim, sen beni dinlemedin boş hayal kurdun ' dedi. Zelal ona dönerek 'Sana mı kaldı benim dertlerim sen kendi derdine bak' dedi ve tekrar gözlerini geline çevirdi. Günlerce miranı hayal ederek uyumuştu keşke orada kendisi olsaydı diye düşünüyordu. 

Bir süre sonra azad miranın masasına doğru yürüdü. Asmin korkudan miranın elini tuttu. Miran 'Asmin sakin kal olur mu' dedi. Asmin kafasını salladı. Azad masanın başına gelerek 'Hediyemizi vermek istedim ' diyerek elindeki kutuyu uzattı. Miran 'Ne zahmet ettin teşekkür ederiz ' dedi. Azad geline göz ucuyla baktığında kırmızı duvakta ki işlemelerden yüzü görünmüyordu 'Hayırlı olsun tekrardan ' diyerek masadan ayrıldı. Miran elindeki kutuyu ezoya uzatarak 'Bunu sakın altınların içine koyma , muhtaç birine ver gitsin' dedi. Ezo kafasını salladı ve kutuyu ayrı yere koydu. 

Asmin içindeki korkuya rağmen sakindi çünkü miranın asla onu bırakmayacağını biliyordu. Günün başlarında gece için heyecanlanırken işin rengi azadı gördükten sonra değişmişti şimdi sadece azadın sorunsuz gitmesini istiyordu. Bu arada gözleri dicleye kaydı ona kırgındı gelmediği için değil bir anda tavır değiştirdiği için onun ne kadar stresli olduğunu görebiliyordu asmin 'umarım başı yanmaz' dedi içinden. Hava kararmasıyla avjin hanım dayanamayarak asmini odaya çıkardı. Yatağın üzerine oturan asminin yanına oturarak duvağını açtı. 'Benim güzel gelinim hep böyle yüreğin, kalbin temiz kalsın bir ömür boyu mutlu olun' diyerek elindeki kalın bilekliği koluna taktı. Asmin gözleri dolarken 'Daye ne gerek vardı teşekkür ederim ' dedi. Avjin hanım 'Ezoya da taktım bunun benzerini ben gelinlerimi ayırt etmem kızım' dedi. Asmin 'Sağ olun sizin gibiler çok az kaldı maalesef' dedi. Avjin hanım 'Öyle kızım neyse çıkıyorum ben allah mübarek eylesin evliliğinizi' diyerek odadan çıktı. Asmin de pencere yaklaşarak aşağıya baktı düğün devam ediyordu ama herkes tek tek gidiyordu. Odanın kapısı açılmasıyla arkasını döndü. 

'Dicle ne işin burada' diyerek ona doğru yürüdü. 'Ben sana iki kelam bir şey diyecektim' dedi. Asmin kafasını salladı. 'Bak yarın öbür gün ortaya çıkarsanız beni karıştırmayın olur mu yani bildiğimi bizimkiler bilmesin sen kurtulursun her türlü ama ben ailemi kaybederim. ' dedi. Asmin 'Dicle zaten ben seni asla yakmam, zahmet etmişsin buraya gelerek bende iki güzel şey söylersin sanmıştım ama hayat bana bu konuda bir ders verdi. Dostum dediğine bile güvenmeyecekmişsin seni en ufak bir şeyde silip atarmış. Yaşım küçük belki ama hayatı yaşyarak en acı şekilde öğreniyorum' dedi. Dicle 'Asmin sana anlatamayacağım olaylar yaaşadık ve abimi yalnız bırakamazdım ne olursa olsun neyse ben gideyim' diyerek odadan çıktı. Asmin onu umursamadı çünkü bazı olaylardan sonra bir anda insanlar gerçek yüzünü gösterirlerdi tıpkı dicle de olduğu gibi ama şuan kendi gecesini düşünecekti onları değil. 

Miran sorunsuz biten gecenin ardından odaya çıktı. Yatağın üstünde otursan kadına baktı kalbi şimdi duracaktı sanki. Yavaşça yanına ilerledi ve onu ellerinden tutup ayağa kaldırdı. Duvağını açarak alnını öptü. 'Evime, gönlüme hoş geldin benim güzel kadınım ' dedi. Asmin gözlerini kaldırarak 'Hoş buldum' dedi. Miran elindeki altın kolyeyi asminin boynuna taktı. Ama içinden 'ne gerek var şimdi onu tekrar çıkaracağım' diye düşünüyordu ama bunu asmine söylemek istemedi. 'Ben namazı kılayım' diyerek banyoya ilerledi. Bu gece genç çift için uzun bir gece olacaktı. 


TÖRE (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin