8 | Buluşma

844 83 495
                                    

Medya: Serkan ve Hilal 🐣

Serkan çok bebiş çıkmamış mı ya? Yerim seni 😋🥰 Hilal de 'ne gülüyor bu mal' dermiş gibi bakıyor işedim şdöxpsöxşsöxşsldld

İyi okumalar bebekler 💙

İdil'le kararlaştırdığımız kafeye geldiğimde garip bir huzursuzluk sol yanımı yokluyordu. Burada olmamam gerektiğini hissediyordum ama kalkıp gidemiyordum da. Bir şeylerin yanlış gittiğini anlayabiliyordum ama bir adım atıp gidemiyordum da. Sanki ellerim, kollarım bağlanmıştı.

"Ne yapıyorum ben?" diye mırıldandım önümdeki soğuk kahvemden içerken. Bazen son yaşananların benim hayal ürünüm olduğunu düşünüyordum. Serkan'la aynı şirkette çalışmamız, konuşmamız, yıllardır aynı şehirde olmamıza rağmen şimdi bir yerlerde karşılaşmamız, arkadaşlarıyla tanışmam... Hepsi o kadar saçma geliyordu ki yüzümü buruşturmadan edemiyordum.

Ayşenur'un dediği gibi bir anlamı olduğunu da düşünmüyordum. Yüzleşme falan olmayacaktı, geçmiş geçmişte kalmıştı. Tek olacak şey birimizin artık bu işten sıkılıp şirketi bırakıp gitmesiydi ve o gidecek olan da Serkan'dı. Benim gitmek gibi bir planım yoktu.

Kahvemin son yudumlarını da içtiğimde garson çocuk geldi. "Başka bir istediğiniz var mı?"

"Yok, teşekkür ederim. Arkadaşım gelince sipariş veririz."

"Tamamdır," dedi ve bakışlarını saçlarımda hissettim. Biri saçlarıma uzun uzun bakınca istemsizce elim saçlarıma gidiyordu. "Bu arada saçınız çok güzelmiş."

Duymaya alışık olduğum bu iltifat neden şimdi o yağmurlu güne götürmüştü ki beni? Yıllardır düz bir iltifat olarak görüyordum ve Serkan'ın adı bile aklıma gelmiyordu ama asla Serkan'a benzemeyen, esmer bir çocuğun yaptığı bu yorum neden bana onu hatırlatmıştı?

Zorla gülümsedim ama yapay olup olmadığını bilmiyordum bile. "Teşekkür ederim."

Çocuk, tatlı bir gülümsemeyle yanımdan ayrılırken o gider gitmez yüzümdeki gülümsemenin yerini düz bir çizgi aldı. Telefonumu çıkartıp hızla Twitter'a girdim. Bir şeyler yazmam lazımdı. Hemen bir şeyler yazmalıydım.

Bu kadar saçmalama, Hilal. Bu kadarı, lisedeki sen için bile fazla.

"Tc erkekleri kapatılsın?" Daha önce sesini duymadığım biri, Twitter kullanıcı adımla bana seslendiğinde bakışlarım telefondan sesin geldiği yöne döndü.

Kendisini fotoğraflardan gördüğüm için hemen tanımıştım. Karakteristik bir yüzü vardı. Mavi gözleri ışıl ışıldı ve gülümsemesi kadar parlak bir gülümsemeye sahipti. Çilli yüzü, turuncu saçlarıyla karşımdaki kız, tam anlamıyla fotoğraflarda gördüğüm kızdı.

Eh, bir de Serkan'ın yanında uzaktan gördüğüm kızdı tabii.

"İdil Özer?" diye sordum onu tanısam da. Ayağa kalktığımda yüzümde samimi olduğunu düşündüğüm bir tebessüm oluştu. Evet, kötü hisler bütün vücudumu turluyordu ama İdil'i canlı kanlı gördüğüm bu an nedensizce içim ısınmıştı ve kötü hisler biraz olsun kenara çekilmişti.

Kollarımı açıp ona sarıldığımda hemen bana karşılık verdi. Normalde ilk defa görüşeceğim biriyle bu denli samimi olmazdım ama Twitter öyle bir ortamdı ki kendin gibi birini bulmak zordu. İdil de tam anlamıyla benim gibi olamazdı ama erkekler hakkında düşündüklerimiz tamamen aynıydı. Keşke bütün erkekleri kapatabilseydik.

Nasılsın ya? O tweetini gördükten sonra hiç iyisin gibi gelmedi de bana. Bu arada benim adım Hilal." Hüzünle ona baktım çünkü aşık olmuş olabilirdi. Hem de bir erkeğe.

Unutama BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin