Bölüm Şarkısı: Berkay Altunyay - Olmazlara İnat
'Olmaz hislerim aynı değil
Sana söyledim, en başa dönmeliyiz
...
Olmazlara inat elimi tut
Bak bize zaman ilaç
Dünü unutup da bir oluruz yarına
Ya bu yalana kim inanacak?'Medya: Serkan ve Hilal 🥵 Pozlarının aynı olması şaka mı??? Acil tekrardan evlenin şdöxşsödşdö
İyi okumalar bebeklerr 💖
⏳
Daha önce uyuduğum uykulardan çok daha farklı bir uykuda olduğumu hissediyordum. Uykum derin değildi ama sanki uyanmak istersem uyanamazmışım gibi hissediyordum. Nedenini çözememiştim, algılarım açıktı ama göz kapaklarım açılmıyordu.
Uyurken çok hareket eden biri de değildim. Hatta öyle ki bu gece hiç dönmemiş, sırtım Serkan'a dönük uyumuştum. Onun döndüğünü hissedecek kadar algılarım açıktı. Uykusu dediği gibi derindi.
Alarmın kalbimi hoplatan sesi odanın içinde yankılanırken göz kapaklarımı güçlükle aralayıp daha sabah bile olmayan karanlık odaya baktım. Yüzümü buruşturup uykusuzluğun verdiği mutsuzlukla beraber komodinin üzerindeki telefonuma uzanıp alarmı kapattım ve doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Birkaç dakika boyunca ayılmak için gözlerimi açık tutmam gerekiyordu.
Karanlıkta doğru düzgün bir şey göremediğim için uykunun kollarına kendimi bir kez daha bırakmayı düşündüğüm anlar komodinin üzerindeki ışığı yaktım ve odayı biraz olsun aydınlattım. Kaşlarım çatılırken bakışlarımı Serkan'a çevirmiştim.
Yüzünü bana doğru çevirdiğinden bütün detayları gözümün önündeydi. Onu lisedeyken de uyurken gördüğümden bu görüntü o kadar da yabancı gelmemişti ama o anlardan çok daha farklı bir zamanda ve mekanda olduğumuz için parmak uçlarımın buz tuttuğunu hissettim.
Sarı saçları ışıkta altın gibi parlıyordu ve dağınık bir şekilde alnına dökülüyordu. Uzun kirpikleri elmacık kemiklerine değerken ışık sayesinde gölgeler de yanağına gelmişti. Pembe ve kurumuş dudakları hafif aralıktı. Yanağını yastığa bastırmış ve iki koluyla yastığı çalacakmışım gibi sıkı sıkıya sarılmıştı.
O ana kadar fark etmesem de çıplak sırtını gördüğümde kurumuş boğazımla zar zor yutkundum. Gece hareketlendiğini hissetsem de pek umursamamış ve uyumaya devam etmiştim. Demek ki o da uyuyamamış ve tişörtünü çıkartma gereği duymuştu.
Aniden sıcak bastığını hissederek üzerime sardığım yorganı ittirdim ve Serkan'ın derin uykusuna güvenerek sesli bir nefes aldım. Hâlâ bu duruma nasıl gelebilmiştik çözememiştim. Bırak onunla aynı yatakta uyumayı, aynı şirkette çalışmayı bile beklemiyordum. Onu unutmuştum, varlığını tamamen zihnimden silmiştim. Belki Ayşenur'la konuştuğumuzda 'Serkan diye bir çocuk da vardı' cümleleri dönerdi aramızda ama o da birkaç dakikalık kısa anlardı. Nasıl olmuştu da burada bulmuştuk kendimizi?
Hayat şaşırtıyordu ve öyle sert bir tokat atıyordu ki feleğiniz şaşıyordu.
Zihnimin içinde dönen şeyler iyice netleşirken boynumu hareket ettirerek ağrıyı yok etmeye çalıştım ve Serkan'a seslendim. "Serkan uyan."
Serkan beni duymuyormuş gibi mışıl mışıl uyumaya devam ederken bunun ciddi anlamda zor olacağını hissetmiştim. Dün bana ne kadar seslenmişti bilmiyordum ama ben onu duymamış ve ani temasıyla şok olmuştum. Şimdi aynısını ben ona yapsam ne yapardı acaba?
Tabii ki yapmayacaktım.
"Serkan hadi uyanman lazım," dedim sesimi biraz daha yükselterek ama Serkan homurtuya benzeyen boğuk bir ses çıkartıp yastığına biraz daha sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni
Teen FictionYağmurlu bir günde, yağmur tanelerinin arasında tanışıp yağmurun durmasıyla bir daha samimi olamamıştılar. Hilal, lise yıllarının çoğunu Serkan'a aşık geçirmişti ama Serkan, o yağmurlu günden sonra bir kez olsun kızın yüzüne bakmamış, onu hiç hatır...