Medya: Hilal ve Evren 🥵💖
Evren'in bu fotoğrafını Serkan'ın modelinin beğenmesi... 🫢🤡 Şaka gibi ama gerçek valla pemxpwmdpeö.
İyi okumalar bebekler 💜
⏳
Yaz, kendini iyiden iyiye gösterirken ofis bir güzeldi bugün. Klima sayesinde içerisi serin olsa da asıl bahar gibi hissettiren şey, Serkan'ın yıllık iznini kullanmaya gittiği için şirkette olmamasıydı.
Resmen gençleşmiş, insanlara gülümsemeye başlamış ve yeni iş arkadaşlarımla kaynaşmıştım. Şirkete renk gelmişti ve bu Serkan'ın olmadığı her yer için geçerliydi.
Yıllık izni sadece 14 gündü ama bu iki hafta benim için yılın en iyi iki haftası olacaktı. Serkan'sız her günüm nasıl mükemmelse, muhtemelen bu 14 gün çok çok daha mükemmel olacaktı.
"Bugün aşırı neşelisin sanki." Evren, elinde iki kahve kupasıyla masama geldiğinde ona neşeyle gülümsedim ve bana uzattığı kupayı dikkatle kavrayıp hemen bir yudum aldım. Onunla o çekim günü tanışmış, sonrasında da konuşmaya devam etmiştim. Gerçekten iyi biriydi ve buradaki ilk arkadaşım olduğu için ona daha farklı gözle bakıyordum. Sunum yapacağımız için iletişimden kopmuyorduk.
"Evet çünkü her şey çok güzel."
Kalçasını masama yaslayıp kendi kahvesinden bir yudum alırken üzerine baktım. Beyaz bir gömlek giymişti ve gömleği kıvırdığı için tek kolunda var olan dövmelerini net bir şekilde görmüştüm. Ne ile alakalı olduğunu merak etsem de sormak yerine bakışlarımı gözlerine çevirdim.
"Serkan Bey izne çıktığından beri aşırı neşelisin. Serkan Bey'le neden anlaşamıyorsun?" Evren, meraklı bakışlarını yüzümde gezdirirken bu soruyu elbet bir gün soracağını biliyordum. İyi bir gözlemci olmasına gerek yoktu çünkü Serkan buradayken Serkan'a nefret dolu bakışlarımı herkes görebilir ve anlayabilirdi. Evren'i her ne kadar iyi biri olarak görsem de gidip ona geçmişimi anlatamazdım. Gerek yoktu bu yüzden omuzlarımı silktim sadece.
"Bilmem, enerjimiz tutmadı sadece. Bazı insanlarla enerjin tutmaz ve anlaşamazsın."
Evren inanmamış gibi yüzüme bakarken kahvemden bir yudum daha aldım. Sıcak sıvı boğazımı yakarken biraz geriye, şirkete girdiğim ilk günlere dönmeden edememiştim. Serkan, kahveyi üzerime dökmüştü ve bunu fark etmesine rağmen bir özür bile dilemeden yanımdan geçip gitmişti.
Kahve içmek istemiyordum. Aniden kahveden soğumuştum bu yüzden içtiğim yudumu zorlukla yutup kupamı masaya bıraktım.
"Serkan Bey aslında bu kadar ciddi biri değildir. Normal hayatta tanışsanız kesin enerjiniz tutardı. Bazen dışarıda karşılaşıyoruz ve oturup sohbet ediyoruz. İyi biri."
Gülmek istesem de dudaklarımı güçlükle kapalı tuttum ve kendime zaman tanıyıp Evren'e yanıt verdim. "Muhtemelen anlaşamazdık. Boş ver şimdi bunu. Ne zaman çalışmalara başlıyoruz?"
Dudaklarını ıslatıp kupayı benim kupamın yanına bıraktı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Sen ne zaman istersen. Tabii öncesinde mekan ve saat belirlememiz gerekiyor." Kaşları çatıldı ve pembe dudaklarında kurnaz bir gülümseme belirdi. "Bil bakalım kimin numarası bende yok?"
Bilmiyormuş gibi dudağımı büküp arkama yaslandığında gülümsememek için kendimi tutmuştum. "Bilmem, kimin?"
Hınzır bakışları yüzümde ardından da saçlarımda gezindi ve konuştu. "Böyle çok güzel, kıvırcık saçları olan bir kızın. Adı neydi ya o kızın? Nasıl almam numarasını? Yazık oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni
Teen FictionYağmurlu bir günde, yağmur tanelerinin arasında tanışıp yağmurun durmasıyla bir daha samimi olamamıştılar. Hilal, lise yıllarının çoğunu Serkan'a aşık geçirmişti ama Serkan, o yağmurlu günden sonra bir kez olsun kızın yüzüne bakmamış, onu hiç hatır...