44| Tercihler

257 22 139
                                    

Medya: Hilal ve Serkan 💞🥺

İyi okumalar bebekler 🫶🏻

"Öncelikle bize ikinci bir şansı verdiğiniz için hepinize çok teşekkür ettiğimi söylemek isterim. Yaptığımın doğru olmadığını bilsem de kalbimdeki hisleri gizlemek için böyle bir işe kalkışmak zorunda kaldım. Hilal'le sıkıntımızın ne olduğunu çözmeye çalıştım ama Hilal bana o kadar kırgındı ki çözmeme izin vermiyordu. Şu an burada sorunsuz bir şekilde olduğumuz ve birbirimizi dinleyebildiğimiz için çok mutluyum. Tekrar her şey için teşekkürler."

Serkan elindeki kadehi kaldırdığında herkes onu taklit etti ve şampanyasından minik bir yudum aldı. Serkan'ın yanında öylece duruyor ve sessizlik içinde etrafıma bakınıyordum.

Bugün her şeyin bittiği gündü. Kameraların ve sosyal medyanın hayatımızdan çıktığı o gündü.

"Hilal senin de bize bir şeyler söylemeni istiyorum." Dayımın sesiyle bütün odak bana dönmüştü. Boğazımın kuruduğunu ve elimdeki kadehi bile zor tuttuğumu hissettim.

"Evet Hilal, senin de bir konuşma yapman iyi olur." Serkan, elini belime yerleştirip hafifçe okşadı ve beni konuşma yapmaya teşvik etmek istercesine gülümseyip öne doğru ittirdi. Bir adım ileriye gidip sanki spot ışığının altında kalakalmışım ve önümü göremiyormuşum gibi kaldığımı fark ettim.

Ben spot ışıklarını hiçbir zaman sevmemiştim. Kameranın arkasında mutluydum ama inadım uğruna buraya gelmiş, ışığa da hiçbir zaman alışamamıştım.

Herkes merakla ne diyeceğimi beklerken ben, beni kurtarabileceğini düşündüğüm tek kişiye, Serkan'a baktım. Üzerine yakışmış güzel bir takım elbise vardı. Güneşte altın gibi parlayan sarı saçları düzgünce taranmış ve şekil verilmişti. Gökyüzünü kıskandıracak kadar mavi olan gözleriyse üstümdeydi ama bana bakmak dışında bir şey yapmıyordu.

Serkan beni görmüyordu.

Yine...

Bakışlarımı ondan çektim. Bu dönem benim için her şey çok zordu. Belki de Serkan'a da fazla yükleniyordum. Her hareketinden bir anlam çıkartmayı bırakırsam çok daha iyi olacaktım.

Derin bir nefes aldım ve kadehimin içindeki açık sarı sıvıyı incelemeyi bırakıp bakışlarımı merakla bir şeyler söylememi bekleyen kişilere çevirdim. Hiçbirini net bir şekilde tanımıyordum ama onlar beni tanıdıklarına eminmişler gibi bakıyorlardı.

"Uzun uzun konuşmalar yapmak benlik bir şey değil," diye lafa girdim ve dudaklarımı ıslattım. "Zor ve yorucu bir süreçten geçtim, geçtik. Bizden vazgeçmediğiniz için teşekkür ederim. Umarım bundan sonra da şirket hep böyle yükselişte olur."

Herkes beni alkışlarken ben güçlükle gülümseyip kadehimdeki şampanyadan bir yudum aldım. Belki beynim tamamen durana kadar içersem hayatım tekrardan neşelenebilirdi.

Bunu yapmak için ilk adımı atıp kadehimin içinde ne kadar şampanya varsa hepsini tek seferde içtim.

"Sevgilim," dedi Serkan ve belimdeki elini biraz daha sarıp beni kendisine doğru çekti. "İyi misin?"

"İyiyim. Neden ki?" diye sordum onun gökyüzünü içinde barındıran mavi gözlerine hipnoz olmuş gibi uzun uzun bakarken.

Unutama BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin