Geçmişe takılıp kalmış biri için geleceği hayal etmek çok zordu. Geçmişte kalan ama şimdiki zamanı da etkileyen olaylar, hisler yüzünden bugün yatağımda öylece yatıyordum. Çünkü üzgündüm ve kendime kızıyordum. Yıllar öncesinden beri her şey belliyken neden tekrardan aptal kalbime kanıp hislerimi gün yüzüne çıkarmıştım ki?
Telefonun ekranında birbirimize gülerek baktığımız fotoğraf gerçek gibiydi oysa ki. Ama gerçek olmadığını biliyordum çünkü iki kişinin de hatırlamadığı şeyler gerçek değildir. Ne videolar ne de fotoğraflar gerçek değildi. Aynı yakın bir zamanda çekimlerine başlayacağımız reklam çekimleri gibi... Hepsi yapaydı sadece gerçekmiş gibi iyi oynamıştı o kadar.
Telefonun ekranını kapattığım an telefonumun çalmasıyla bulanık bakışlarımla ekrandaki yazıya odaklanmaya çalıştım. Ayşenur'un adını gördüğümde başka telefonu açmayı düşünmesem de hemen yüzümü kurulayıp doğrularak görüntülü aramasına cevap verdim.
"Selamlar!" Ayşenur neşeyle ekrana baktığında tebessüm ettim ama o beni gördüğü an bütün gülümsemesi yok oldu. "Hilal ne oldu?"
"Pek bir şey olduğu yok," dedim pürüzlü sesimle. Birkaç defa öksürerek sesimi biraz olsun düzeltmeye çalıştım. "İyiyim ben. Sen nasılsın?"
"Ben iyiyim ama senin iyi olduğuna inanmıyorum." Dirseklerini masanın üzerine yaslayıp ekrana doğru yaklaştı. "Yalan söylemen de beni sinir ediyor bilesin. Şimdi ne olduğunu anlatıyorsun."
Derin bir nefes alıp başımı yatak başlığına yasladım ve telefonumu dizlerimin üzerinde tutarak konuştum. "Serkan'la tamamen bitti Ayşenur. Bu sefer netim."
"Hayda! Neden kız ne oldu?" Ayşenur en başından beri bir şeyleri bitirmediğimi savunduğu için bitirmediğimi itiraf etmeme değil, şimdi bitmesine şaşırmıştı. Beni tanıyordu bu yüzden biraz olsun ona gıcıktım. Beni bu kadar iyi tanımasaydı belki daha kolay kaçabilirdim ama Ayşenur kaçmama izin vermiyordu.
"Tatildeydik biliyorsun. Her şey iyiydi. Yani bizim için ne kadar iyiyse o kadar iyiydi işte. Tartışsak bile anlaşma yapmıştık bu yüzden güzel bir gece geçirdik." Duraksadım ve hemen eklemede bulundum. "Aramızda bir şey geçmedi, böyle bir şey yok."
Ayşenur başını sallayarak beni onayladığında detayları merak ettiği belliydi bu yüzden konuşmamıştı ve beni hemen geçiştirmemişti.
"Ben bu sefer ona açılabileceğimi düşünmüştüm Ayşenur," derken sesim giderek güçsüzleşiyor ve gözlerim doluyordu. Boştaki elimi yumruk yapıp gözlerimi kırpıştırdım. "Bu sefer beni dinler sandım çünkü artık yüzüme bakıyor, adımı biliyor. Şimdi tam zamanıdır diye düşündüm ama değilmiş."
"Kötü bir tepki mi verdi?" diye sorarken sesi hüzünlüydü. Yanaklarım ıslamasın diye gözlerimi hemen kuruladım ve başımı iki yana salladım.
"Beni dinlemedi ki Ayşenur. Aynı lisenin son günü gibi beni susturdu ve o kız kollarına atladı. Aynı anı yaşadım resmen ve o yüzüme bile bakmadı yeniden! Arkamdan bile gelmedi, yanlış anladın bile demedi ya. Ben o gelir diye eşyalarımı yavaş topladım ama o gelmedi odaya. Ben taksiye binene kadar onu bekledim içten içe ama o anca taksiye bindiğimde bana yetişti. Çok geçti artık. Ben artık çok yoruldum bundan. Hele ki Serkan'ın beni dinleyeceğini düşünmekten... Adam beni mahvetti ama hâlâ ona aşık olan o kız olduğumu hatırlayamadı ya! Hoş hatırlamasın bu saatten sonra çünkü o kız değilim artık."
Çenemi sıkarak gözlerimi yumduğumda boğazıma takılan hıçkırıkları yutmaya çalışıyordum. İçimde ne var ne yok her şeyi Ayşenur'a söylemiştim ve bu beni o kadar rahatlatmıştı ki gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken hafiflediğimi hissediyordum. Bunları söylerken bile bu kadar rahatladıysam Serkan'a söyleyemediklerimi söylesem kim bilir nasıl rahatlardım ama bu asla gerçek olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni
Teen FictionYağmurlu bir günde, yağmur tanelerinin arasında tanışıp yağmurun durmasıyla bir daha samimi olamamıştılar. Hilal, lise yıllarının çoğunu Serkan'a aşık geçirmişti ama Serkan, o yağmurlu günden sonra bir kez olsun kızın yüzüne bakmamış, onu hiç hatır...