Medya: Hilal ve Evren 🥵❤️🔥
İyi okumalar bebekler 💕
⏳
Daha önce temas etmediğiniz birine aşık olur muydunuz? Kokusunu bilmediğiniz, sizinle konuşmamış birine...
Uzaktan gördüğünüz ve başkasına olan gülüşünü size gülermiş gibi hayal ettiğiniz... Şu an yanımda bana hiç gülmemiş bir adam vardı. Kolu belimde, düşmemem için beni sıkı sıkı tutmuştu. Liseli Hilal'in hayalini kurduğu tutuş şu an yaşanıyordu ve ben bunun bir rüya olduğundan emindim.
Tutuşu sağlam ve kendinden emindi. Kendi bedenine yaslasa da beni, yine de aramıza mesafe koymuştu çünkü daha az önce ona beni Evren'in alacağını söylemiştim.
Kokusu yaz rüzgarlarının ılık esintisinde burnuma dolduğunda çenemi sıktım. Liseli Hilal'in hayal ettiği kokudan çok daha güzel bir kokusu vardı. Tarif edemeyeceğim kadar güzel, bahardan yaza geçtiğinizi hissettirmiş gibi sıcacık...
Zihnimin ayık olan kısımları hâlâ ona öfkeliydi. Kolları arasından kurtulmak istiyor ve ayaklarının üzerinde durup yüzüne her şeyi haykırmak istiyordu. Ben sadece seni sevdim, diye bağırmak istiyordu o güzel yüzüne karşı. Neden bunu söylememe bile izin vermedin? Neden beni bir kere bile görmedin? Ne vardı da beni dinlemeden gidip başkasına sarıldın? Ben sen üşüme diye camı kapatan, üstünü örten ve uyanma diye nefes bile almayan o kızdım. Neden beni görmedin?
Hepsini söylemek istiyordum. Onu göğsünden itip yaptıklarının, hayır yapmadıklarının hesabını sormak istiyordum ama bunu yapacak kadar iyi değildim. Ondan uzaklaştığım an yere kapaklanırdım.
Ve bundan nefret ediyordum. Düşmekten korkmaktan ve inatla ona tutunmaktan.
"İyiyim ben," dedim bir anda. Düşmek umurumda değildi artık. Onun kokusunu solumak istemiyordum. Dokunuşlarını hissetmek istemiyordum.
"Dengede bile duramıyorsun Hilal," dedi sakin bir sesle. Başımı kaldırıp o tanıdık yüzüne baktım. Az önce dedikleri hâlâ zihnimin içinde dönüp duruyordu ama sözlere inanmayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Ona da inanmazdım.
"Evren birkaç dakikaya burada olur. Kendini benden sorumlu hissetmene gerek yok artık," dedim ve kolunu belimden ittirip başımın dönmesine rağmen dimdik durdum.
"Tamam, kendi çabanla dur ama Evren gelene kadar yanında duracağım." Serkan kollarını iki yana bıraktı ama gözleri benim üzerimdeydi. Sanki düşersem daha düşmeden beni tutacak gibiydi.
Ona güvenmeyerek ayaklarımı yere daha sağlam bastım. O hiçbir zaman beni görmemişti ki düşmeden beni tutabilsin. Görmesi için önce dikkatli bakması gerekiyordu.
Kollarımı göğsümde bağlayıp yoldan geçen arabaları izleyerek Evren'i beklemeye başladım. Çok değil birkaç dakika içinde Evren gri bir arabanın içinden çıktı. Sadece beni bekleyen Evren, yanımda Serkan'ı görünce garip bir şekilde Serkan'a baktı. "Serkan Bey siz de mi buradasınız?"
"İş dışında Bey kelimesini kullanmıyorduk hani?" dedi Serkan ve kısaca gülüp onayladı Evren'i. "Hilal'le ortak bir arkadaşımız var. O yüzden buradaydım."
"Anladım," dedi Evren ve bakışlarını bana çevirip eğilerek yüzüme baktı. "İyi misin?"
Sadece başımı sallamakla yetindim. Evren, beni kendisine çekip başımı göğsüne yasladığında itiraz edip doğrulmak istesem de bakışlarımı Serkan'a çevirdiğim an bunu yapmak istemediğimi fark ettim. Serkan'ın geceyle beraber koyu gözüken gözleri, benim yüzümdeydi. Az önceki üzgünlüğü dışında yine daha önce görmediğim bir ifadeyle bakıyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni
Teen FictionYağmurlu bir günde, yağmur tanelerinin arasında tanışıp yağmurun durmasıyla bir daha samimi olamamıştılar. Hilal, lise yıllarının çoğunu Serkan'a aşık geçirmişti ama Serkan, o yağmurlu günden sonra bir kez olsun kızın yüzüne bakmamış, onu hiç hatır...