24| Küvet

738 75 489
                                    

Medya: Hilal ve Serkan ❤️‍🔥🥵

Bu fotoğrafları gördükçe neden ayrıldınız ya diye bağırasım geliyor istemsizce... Aralarındaki sexual tansion 🥵

İyi okumalar bebeklerr 🥰

Uyandığım an Serkan'ın mavi gözlerini yüzümün bir karış ilerisinde görmek, hayatımda yaşadığım en garip anlardan biriydi. Ne kalbimin atışını hissedebiliyordum ne de karşımdaki yüze bir tepki verebiliyordum. Sadece bakıyor ve titrek de olsa nefes alıyordum.

Erken saatte video çektiğimiz için birkaç saatliğine uykuyu hak etmiştik. Uyanmamın nedeni kapının deli gibi çalmasıydı, muhtemelen İdil birbirimizi öldürdüğümüzü düşünüyordu.

"Kapıyı açmayacak mısın?" diye sordum kısık sesle. Uykudan yeni uyanmış olduğumdan sesim kulağıma değişik gelmişti ve tek değişik gelen ben değildim çünkü Serkan sesimi duyunca minik bir tebessümle yüzüme bakmıştı.

"İnan hiç açasım yok."

"Birbirimizi öldürdüğümüzü düşünüyordur İdil," diyerek direğimden destek aldım ve doğrulup yüzüme düşen lülelerimi kulağımın arkasına ittirdim.

"Olabilir. Dün gece ölüp ölmediğimi anlamak için birkaç kere mesaj attı."

"Cevap verdin mi bari?" dedim ve bakışlarımı üzerime çevirdim. Sabah soğuğu geçmiş ve hava aşırı sıcaklaşmıştı bu yüzden Serkan'ın sweati yüzünden neredeyse buharlaşacaktım ama burnuma dolan o koku, üstümdekini çıkartma isteğimi alıp götürüyordu.

Ah salak Hilal, bunu neden kendine yapıyorsun?

"İdil'i azıcık telaşlandırmak için sadece bir mesajına cevap vermiş olabilirim. Biraz sonra güvenliği çağırıp içeriye baskın yapabilir."

"Pislik," diyerek üzerimdeki yorgandan kurtulduğum gibi ayaklandım ve kapıya doğru yöneldim. "Kalk da üzerini falan düzelt. İdil yanlış anlamaya çok müsait biri."

Serkan'a sırtımı dönüp neredeyse koşarak kapıya ulaştığımda dahi İdil kapıyı yumrukluyor belki de tekmeliyordu. Kapıyı kırmasından ve beni yumruklamasından korktuğumdan hızla kapı kulpunu aşağıya çekmiştim. O an Serkan'ın adımı seslendiğini duymuş olsam da kapıyı çoktan açmıştım.

İdil'in çilli yüzü hemen ilerimdeyken mavi gözleri hızla üzerimde gezindi. "Savaşı sen mi kazandın?"

"Ne savaşı?" diye sorduğumda arkamdan Serkan seslendi. "Yok, berabere kaldık!"

"Oh, Serkan da tek parçaymış. Bugün mükemmel geçecek! Birbirimizi öldürdüğünüzü düşünüp korkudan baygınlık geçirmiş olsam da şu an çok mutluyum." İdil ellerini birbirine çarptı ve beni bir kez daha inceledi. Sanki çıplak bir şekilde kapıyı açmışım gibi tedirginlikle yüzüne baktığımda gözlerinin anbean büyümesine şahit oldum.

"Üzerindeki Serkan'ın." Sesini biraz daha yükseltti. "Halis mi görüyorum ben? Cidden bu Serkan'ın! Şimdi şuraya bayılmam yok mu?"

İdil'in ciddi anlamda çocuklarını murada erdirmiş gibi heyecanı gözlerinden okunurken kalbimin hızlı atışını yok sayarak mantığımı kullandım ve odadan yanımıza gelen Serkan'ı yok sayarak konuştum. "Sabaha karşı serindi ve ben üzerime kalın bir şey almadığım için üşüdüm."

"Ben de centilmen bir erkek olarak Hilal'e sweatimi verdim," dedi Serkan ve kolunu omzuma atıp kırk yıllık dostmuşuz gibi beni kendisine çekti. İdil, ikinci bir şokla gözlerini büyütürken Serkan'ın kolunun altından çıkıp uzaklaşmam bir olmuştu. "Sırnaşma hemen."

Unutama BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin