⚜13

216 48 10
                                    

💕İyi Okumalar 💕

💕İyi Okumalar 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook

Rosé'min başına gelen bu talihsiz olayı kara kara düşünürken onun nasıl hissettiğini tahmin bile edemiyordum. Onu ziyaret ettiğimde; ne hâlde olduğunu görmek bana oldukça çaresiz ve perişan hissettirmişti. Onun ve bebeğimiz için birşey yapamamış olmak beni kahretmiş ve daha fazla dairesinde kalamamıştım. Şimdi ise uyandığı haberini alsam bile yanına gitmeye yüzüm yoktu ve beni gördüğünde daha çok üzüleceğini bildiğimden dolayı ona biraz dinlenmesi için zaman vermeyi tercih etmiş ama vicdan azabıyla kendimi yiyip bitirmeyi de ihmal etmemiştim.

"Majesteleri, ana kraliçe geldiler" içeri alması için başımı salladığımda Seokjin kapıyı aralamıştı.

"Ah başımıza gelenler! Ah oğlum, ah!" diye yakararak içeri girdiğinde yerimden kalktım ve benim yerime onun oturmasına yardımcı oldum. Bende karşısında ki minderin üzerine oturduğumda yüzüne bakmamaya gayret ettim.

"Daha karnında bir bebeği bile sahip çıkamıyor! Birde kraliçe olacak, hah! Sen nasıl oldu da böyle bir kızla evlendin?!" diye çıkıştığında sinirli bakışlarımı yüzüne çıkardım.

"Sakın ondan böyle bahsetme. Saygıda kusur etmek istemiyorum. Her ne olursa olsun o, benim kıymet verdiğim biricik zevcem. O yüzden onunla ilgili söylediğin şeylere dikkat et sevgili anneciğim" altını çizerek söylediğim şeyleri umuyordum ki anlasın.

"Ah, canım oğlum. Seni anlıyorum, ona acıyorsun. Ama ülkenin geleceğini düşünmek zorundasın. Bu senin yerine getirmen gereken en önemli şey. Bu ülkeye senden sonra hükmedecek bir veliaht vermelisin" ne yazık ki haklıydı.

"Rosé'nin sana bir evlat veremeyeceği aşikâr. O yüzden sana cariyelerden bir-" duyduğum şey gözlerimin büyümesine neden olduğunda sert bakışlarımı annemin yüzünden çekmedim. "Yeter!"

Benim sesimi ona karşı yükselteceğimi beklemediği için ağzı açık kalmış ardından tek kaşını yukarı kaldırmıştı. Tamam belki ülke çıkarları için dediği şeye hak verebilirdim ama ne ben söylediği şeyi yapabilirdim ne de buna izin verebilirdim. Rosé'ye bunu yapamazdım. Kendime bunu yakıştıramazdım.

Hızla kraliyet sarayından çıktığımda ana kraliçeyi öylece bırakmıştım. Benim ne hissettiğim umrunda değildi sadece ülke çıkarlarını düşünmek için var gibiydi ve ben bundan nefret ediyordum. Neden bu topraklara dönmek istemediğim bence gayet ortadaydı ve bu kararımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha görmek canımı acıtmıştı. Özellikle Rosé'nin benim yüzümden maruz kaldığı şeyler iyice beni mahvetmişti. Kalbim her ne kadar yanına gitmek için can atsa da, ayaklarım bir türlü buna karşı çıkıyordu. Gitsem ne diyecektim, nasıl telkin edecektim bilemiyordum. Kendim bile iyi hissetmezken, ona nasıl iyi gelecektim?!

The Joseon Dynasty ♛ RoséKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin