⚜30

215 36 15
                                    

🌹İyi Okumalar 🌹

🌹İyi Okumalar 🌹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hava aydınlanmadan gitseniz iyi olacak, kraliçem" yaşlı kadın önündeki kitabı büyük bir dikkatle incelemeye devam ederken, yerimden kalktım.

Verdiği çay sayesinde âdeta kuş gibi özgür hissetmiş ve bacağımdaki sızının geçtiğinin farkına varmıştım. Kendimi oldukça iyi hissettiğimden dolayı, söylediği şeylere hak verip artık gitmem gerektiğini düşünmüştüm. Bana böylesine iyi gelen insanlarla karşılaştığım için gerçekten de çok minnettar olmuş ve şükretmiştim.

"Bu kitabı alın majesteleri. İçinde işinize yaracak tarifler var. Sağlığınıza dikkat etmelisiniz" gülümseyerek elindeki kitabı bana uzattığında; bende karşısında saygıyla ve minnettar bir şekilde eğildikten sonra itiraz etmeden almıştım.

"Jimin, hazır mısın oğlum?" kaşlarım çatılıp, yaşlı kadının baktığı yere kafamı çevirdiğimde şaşırmıştım. Ne için hazırdı?

"Hazırım, anne" sırtına çantasını geçirdikten sonra yanımıza yaklaşan genç adam yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ile daha da şaşırmamı sağlamıştı.

"Size yaşlılığın getirdiği rahatsızlıklarla eşlik edip, engel olmak istemedim. Bu yüzden bu genç delikanlıyı emrinize amade ediyorum, Kraliçem" diyerek gülümsedi, yaşlı kadın.

"Buna gerek olduğunu düşünmüyorum. Zaten yeterince bana yardımcı oldunuz daha fazlasını yapmayın, lütfen" onlar gülümsemeye devam etse de ben oldukça ciddi bir tavırla konuşuyordum. Benim için onca yol gelmesini istemiyordum.

"Başınıza neyin geleceği değişebilir. Gelecek değişkendir, unutmayın. Bu yüzden yanınızda sizi koruyacak insanların olması gerekiyor. Siz huzura kavuştuğunuzda Jimin zaten evine geri dönecektir. Fakat şimdilik yanınızda gelmesinde fayda var, güvenin bana" yaşlı kadının söylediklerine itiraz edemedim, etmek istemedim. Bu yüzden başımı salladım ve yaşlı kadına sıkıca sarıldım.

"Teşekkür ederim. Bu iyiliğinizi asla unutmayacağım" gülümseyerek geri çekildiğimde; adımlarımı kapıya yönelttim.
Fakat tam kapıyı açıp çıkacağım sırada söylediği şey yüzünden ayaklarımın yere çivilendiğini hissettim.

"Kalbinizde barındırdığınız sevgi ve merhametin büyüklüğünü hissedebiliyorum. Onu affedin. Sevgili Kralımızı bütün bu yaşanan kötü olayların dışında tutun. Pişman olamayacaksınız" görüş açım bulanıklaştı ve ardından peşi sıra yaşlar yanaklarımdan aşağı süzüldü.

Tek bir kelime bile etmeden kapıyı açıp, sonunda bedenimi hareket ettirebildiğimde; yüzüme çarpan seher vaktinin serin esintisi ile bir nebze de olsa kendime geldim. Bugün olanları kaldıramayacakmışcasına yürümeye başladığımda peşimden birinin geldiğini hissettiren adım sesleriyle tedirgin olunca duraksadım. Bu kişinin Jungkook olabileceğini düşündüğüm için sertçe yutkundum. Aklım allak bullak iken ona nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum.  Yaşlı kadını dinleyip ona tekrar güvenme düşüncesi bile tüylerimi diken diken ederken, affetmenin o kadar kolay olamayacağını biliyordum. Kalbimde ki yaranın hemen kabuk bağlayamayacağını biliyordum. Böylesine açılan derin yaraların kapanmayacağına ısrarla inanıyor ve aksini düşünemiyordum. Onu affetme düşüncesi bile beni mahvediyordu. Bu kadar kolay olamazdı. Onu affedemezdim. Bu yüzden ona dönüp peşimden gelmemesini ve gitmesini söylemek istedim.

The Joseon Dynasty ♛ RoséKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin