☘
Hissettiğim hareketlilikle aniden Jungkook'un elini tuttum ve karnımın üzerine koydum. Heyecanla yüzüne bakarken "Hissettin mi?" diye sorduğumda sevinçle başını sallamasıyla gülümsedim.
"Her zaman böyle hareketli mi?"
"Hayır, her zaman değil"
"Buna sevindim, seni fazla yormasını istemem. Hele bi doğsun, hep ben bakıcam ona söz" küçük bir kahkaha attığımda o da buna gülmüştü. İkimizde bunun olmayacağını gayet iyi biliyorduk. Sonuçta ülkenin Kralı olarak baya yoğun bir hayatı vardı ve şu an bile nasıl boş kalabildiğine şaşırıyordum.
"Farkındaysan öyle kimse rahatsız etmiyor, bizi. Neden acaba?" diye imalı bir şekilde bana bakmayı sürdürdüğünde; kaşlarım çatıldı.
"Gerçekten neden böyle? Yani bu kadar boş bırakmazlardı seni. İşlerin yok herhalde?" omuz silktim.
"Veliaht prens Taehyung sayesinde biraz boş kalabildim. Yani kendime izin verdim diyelim" elini yanağıma koyduğunda; gülümsedim. Ona bu kadar güvenebilmesi bile kulağa çok hoş geliyordu. Zamanında benim yüzümden yaşadıkları bazı problemlerin son bulduğuna ve yeniden dost olduklarına seviniyordum, aslında.
"Bundan sonra böyle hayatım. Canım ne isterse onu yapacağım, tabi sorumluluklarımı da yerine getirerek. Bu ülkenin Kralı olsam dahi, benimde özel bir hayatım var. Seninle nefes almaya, yanında kalmaya, seni görmeye ihtiyacım var" gözlerim dolduğunda o da ne oldu şimdi dermişcesine şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Sen çok duygusal olmuşsun, güzel Kraliçem" yanağıma küçük bir öpücük bıraktığında "Değerli göz yaşlarını boş yere akıtma, lütfen" dedi yanaklarımda ki yaşları narin parmaklarıyla silerken.
Gülümseyerek başımı onun göğsüne yaslayıp huzurla nefes aldığımda saçlarımda gezinen elleri beni mayıştırmaya başlamıştı ki; kapının sesi kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Bende kaç gündür neden kimse gelip, rahatsız etmiyor diye düşünüyordum. Zira Jimin veya Han teyze olsaydı bunu anlayabilirdim fakat olmadıklarını kapının ardında ki gölgeden görebiliyordum.
"Gelmeyin desem?" bakışlarımı ona çevirdim.
"Öyle deyince gelmeyecekler mi sanki?" ayağa kalkmama yardımcı olduğunda; dediğime hak vererek "Gel" diye seslenmişti.
İçeriye giren ana kraliçe ve Jisoo'yu gördüğümde saygıyla eğildiğimde yüzüme sahte bir tebessüm kondurmayı da ihmal etmedim. Bu onları uzun zamandır ilk görüşümdü ve bu da beni tedirgin etmişti ama Jungkook yanımdayken kendimi rahat hissetmem gerektiğininde farkındaydım. Neyse ki karnımın üzerimdeki hanbokun içinde fazla belli olmadığı için kendimi şanslı hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Joseon Dynasty ♛ RoséKook ✓
Ficción histórica[Tamamlandı] Avustralya prensesi Roséanne ve Joseon Hanedanlığı'nın yegâne kralı Jungkook'un büyüleyici aşk hikâyesi... ♛RoséKook♛ THE PIRATE PRINCESS Kitabının II.kitabıdır. 🥇#1- Chaegguk '06.20223' 🥇#1- Rosekook '05.2...