⚜40

147 27 21
                                    

☘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm yüz ile şaşırmıştım fakat bu beni gülümsetmişti. Geç de olsa geleceğini söylemiş ve bu sözünü tutmuştu. En azından yeni cariyesi değil de benim yanımda olduğu için mutluydum. Elim onun pürüzsüz yüzünde gezinirken; onun mırıldanması yüzümdeki gülümsemeyi çoğaltmıştı.

"Çok mu güzelim?" söylediği şey karşısında şaşırmıştım. Uyumadığını anlamam gerekiyordu.

"Benden daha güzel değil" diyerek gülümsediğimde gözlerini açmış ve o da gülümsemişti.

"Haklısın, bu dünyada senden daha güzel biri olamaz" yanağıma kondurduğu minicik bir öpücük bile beni daha mutlu etmeye yetmişti.

Başımı onun göğsüne yaslayıp, gözlerimi kapattığımda; derin bir nefes verdim. Kendimi bu sabah huzurlu hissediyordum ve bunun gün boyu devam etmesini diliyordum. Fakat geç fark ettiğim davul seslerinden bunun mümkün olamayacağını da anlamıştım. Neden bugün de devam ediyordu bu gürültü? Hayır yani neydi bu kadar önemli olan? Kralın cariye almasını böylesine sevinçle karşılayacaklarını asla tahmin etmemiştim. Eğer ana Kraliçe'yi tanıyorsam; bunu sırf  benim gözüme sokmak ve buraya geldiğime pişman etmek için yapmıyorsa; bende birşey bilmiyordum.

Yattığım yerden doğruluğumda; Jungkook'un da kalktığını hissettim. Dün söyleyeceği şeyleri az çok tahmin etsem de, herşeyi onun ağzından duymak için can atıyordum. Hiç istemesem de, duymak istiyordum. Aklım daha da bulanmadan, kalbim daha da kırılmadan önce bunların onun işi olmadığını bilmek istiyordum.

"Rosé" elimin üzerinde hissettiğim sıcaklıkla kendime geldim ve bakışlarımı ona çevirdim.

"Şimdi beni iyi dinlemeni istiyorum" sanırım başlıyorduk.

"Bu gürültünün sebebini biliyor musun, bilmiyorum. Ama benden duy tüm gerçekleri ve sadece bana inan, tamam mı?" sadece gayet basit bir şekilde başımı salladım.

"Herşey senin peşinden gitmek istememle başladı. Ülkenin Kralı da olsam; ana Kraliçenin emrine karşı gelemedim. Kimse gelemedi. Beni seninle tehdit etti, bunu göze alamadım. Senin hayatını ekrar mahvetmesine izin veremezdim. Ve sonuç olarak sana gelebilmek için şartlarını kabul etmek zorunda kaldım" derin bir nefes verdi. Ardından da "Nedimen Jisoo ile evlenmeme karşılık, seni aramama engel olmadı. Adını temizlemeye ve seni bulup, buraya getirmeme ancak bu şekilde karşı çıkmadı" dedi.

Sevinmeli miydim yoksa üzülmeli miydim bilememiştim. Bana ulaşmasına ve adımın temizlenmesine karşı sevgili onunun nedimemle evlenmesini istemişti. Ama zaten başıma gelen herşeyin sorumlusu ana Kraliçe iken, birde bunun düzelmesine karşılık şartlar koşmuştu. Âdeta bizi mahvetmek için ant içmiş, başarılı da olmuştu. Şimdi de, beni ondan ayırma planı olarak onu benim eski nedimem olan Jisoo ile zorla evlendirmişti. Jungkook'un suçu olmasa da, yakında veliaht için baskı altında kalacağını anlamam zor gelmiyordu. Böyle birşey mümkün olursa da kesinlikle bunun bizim sonumuz olacağı aşikârdı. Sonuçta veliaht veremeyen bir Kraliçe'nin, veliaht veren bir cariye karşısında bir hükmü olmazdı. Yani bundan dolayı bir veliaht veren kadının kraliçe olmasından daha doğru birşey yoktu ve bu da saray kuralarından biriydi.

The Joseon Dynasty ♛ RoséKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin