⚜10

241 49 7
                                    

💗İyi Okumalar 💗

💗İyi Okumalar 💗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Jungkook'dan•

"Ana kraliçe'nin sağlığı ne durumda?!" Kraliyet doktorunun saygıyla eğilip bir süre cevapsız kalmasıyla durumunun hâlâ aynı olduğunı anlayabiliyordum.

"Elimizden geleni yapıyoruz fakat hâlâ uyuyor, majesteleri" dişlerimi birbirine bastırdım.

Babamın ansızın vefatından sonra anneminde kendini uykuya teslim edip, bir türlü uyanmaması bana kötü hissttertirmeye devam etmişti. Üstelik dedektifler tarafından babamın ölümüne kimin veya neyin sebep olduğu araştırılırken taç giyme töreninin ardından hızlı bir şekilde tahta geçmiş ve ülke işlerine konsantre olmak zorunda kalmıştım. Sonuçta diğer krallıkla olan ilişkiler ve halkın sorunlarına çözüm olmak için vardım. Bu yüzden üzüntümü bir kenara bırakıp ülkemi dimdik ayakta tutmaya devam etmeliydim. Sorumluluklarımın bana getirecek olduğu şeylerinde farkındaydım ve artık bundan kaçma gibi bir lüksüm yoktu. Benim tek derdim; kral olarak herkese yardımcı olmaya çalışırken Rosé'yi ihmal edecek olma korkusuydu. Buraya yabancıydı ve tanıdığı tek bir kimse yoktu. Adamızda bizden başka kimse yokken, zaten birbirimize yetiyorduk ve oldukça da mutluyduk fakat aynı şeyi burası içinde söyleyemeyecektim. Fazlaca nedimesi vardı, ihtiyaçlarının her biri karşılanıyordu ama kendini yanlız hissediyordu, bunu biliyordum. Her dakika yanında olmaya belki fırsatım olmayacaktı fakat yine de elimden geldiğince akşamları özgür kaldığımda; vakit geçirip, gönlünü almayı planlıyordum.

"Majesteleri?" beni düşüncelerimden ayıran sese dönüp baktığımda; Seokjin'in yanıma geldiğini henüz fark ediyordum.

"Evet?" dedim sessizce birbiriyle konuşmakta olan bakanların üzerinde bakışlarımı gezdirirken.

Duyduğum şey karşında gözlerim büyürken yüksek bir ses tonuyla "derhâl içeri getir" diye emrettim. Getirdikleri kişi kralın ölümüne dair birşeyler bildiğinden şüphelendiğim kişiydi ve onu tam da ülkeden kaçmak üzere bulmaları şüphelerimi doğrulamıştı.

Önüme fırlatılır, fırlatılmaz af dilemekten nerdeyse ağzı aşınan adam sabrımı zorlamaktan başka birşey yapmamıştı. Daha tahta çıkarkenden karşımda ki belki de suçu olmayan adamı hırpaladığım için dedikodulara malzeme olmak istemediğinden sakin kalmaya çalıştım. Sinirli bir yapım vardı ve bu kişinin de, babamın ölümüyle ilişkisi olabileceğinden ötürü elimde olmadan az sonra bir kaza olabilecek gibi duruyordu.

"Adalet bakanları bu sizin için bir görev değil, yerine getirmeniz gereken bir emirdir. Sorgusu yapılana kadar tutsak edin, ardından her aşamasında beni bilgilendirin" bakanlar onaylar bir şekilde başlarını eğdiklerinde geriye adımlar atarak kraliyet binasından çıkmışlardı.

The Joseon Dynasty ♛ RoséKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin