߷Yirmiüç߷

36 14 0
                                    

24-* * *

Güneş gözümün içinde miydi? E neden gözüm yanmıyor? O neydi ya? Birdakika güneşin sapı da mı vardı? Nası ya? Güneş beyazdı! E bunun düymesi de vardı! Bu güneş gözümden uzaklaşıyor? O el kimin?

İlaçların etkisiyle saçmalıyordum. O doktorun eliydi, elindeki de el feneriydi.

"Kendine geldi!" diye bağıran teyzemdi. Herkez hep bir ağızdan konuşuyordu.

"Elhamdulillahi rabbil alemin errahmanir..."

"Ece ne diyorsun?"

"Namazımı bozma ağabey." bunu duyduklarında güldüler. "Annem namaz kıldığımı bilmesin."

O anda arka tarafda gözüm anneme ilişdi. Kaşlarını çatarak bana doğru yaklaşdı. "Ben zaten biliyorum, namaz kıldığını."

Gözlerim doldu, annemi öyle sinirli görünce. "Beni bodruma kapatma anne orası çok karanlık, söz birdaha ağlamayacağım. Ama ağlarsam da affet olur mu çünkü kendimi tutamıyorum bağzen?"

Ağabeyim benin tıravmamı biliyordu. "Anne bak, gördün mü? Senin yüzünden işte."

"Sus! Anne'ne birdaha öyle dersen... Neyse. Dua et kızmaya halim yok şuan." ağabeyim acı acı güldü.

"Acıkdım ben. Kahvaltıda ağabeyimi yiyeceğim." orada bulunan herkez güldü. "Ama bitmesin diye hepsini yemeyeceğim, sonra özlerim." tekrar güldüler.

* * *

Gerçekden kendime geldiğimde hastanedeydim. Zaten serum verildiğinde, o saçmaladığım ânı hatırlamıyordum, bana anlatmışlardı.

Annem... O birşeyi dedi mi, mutlaka yapardı. Ağzından bir laf bir kere çıkardı. Dünya yıkılsa dönmezdi o kararından. İyi, güzel bir özellikti fakat insan bukadar acımasız olmamalıydı. Annem, çok sert ve dobra bir kadındı. Benim cezamı azaltmamış, tersine arttırmışdı. Evet, kaçmaya çalışdım diye. Ama şu anlık, ben iyleşene kadar unutacağını söylemişdi. O da yani, iyleşene kadar...

Hastanenin yakınındaki restoranttaydık, tekerlekli sandalyede oturuyordum. Herşeyi teyzem ısmarlayacakdı. Akşın, Pelin, Akşın'ın bir ağabeyi, annesi, Nalan, teyzem, dedem, annem, Yıldız, okuldan bir arkadaşım, annemin iş arkadaşı veya flört mü denir sevgilisi mi bilmiyordum ama her neyse işte, sonra birde bak bak bitmeyen gıcık kuzenim... Tüm yüzler de bana dönmüşdü. Herkez geçmiş olsun dilemişdi bana. Teyzem eliyle tabaktaki lahmacunu işaret etti.

"Hadi ye birtanem." herkesin benimle ilgilendiğini görünce şımarasım gelmişdi.

"Çok halsizim teyze, lahmacunu sarmak için bile." teyzem benim yerime arasına yeşillik koyup limon sıktı, ve bana uzattı.

"Ye güzelim." Nalan güldü:

"Onu da teyzen yedirsin(!)" diye dalga geçdi.

"Yediririm ne var ki? kıskanma. Başka birşey daha ister misin birtanem?"

Düşünür gibi yapdım. "Hımm... Teyzeciğim bol çikolatalı pasta ve kahve de istiyorum ama yemek bitince." iki gözümü kırpdım. "Birde salatayı da yakınıma koyar mısınız? Ha birde ayran da istiyorum. Başkaa... Iıı.. Başka yok bukadar." güldüler.

ℝ𝕒𝕪𝕚𝕙𝕒  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin