34-Ben böyle düşünceye dalmışken sağ taraftan gelen başka, biraz da güzel bir kadın sesiyle hafif irkildim:
“Selamun aleykum ve Rahmetullah.”
Kadının Feracesi baya genişti, çarşafı iki katlıydı ve dizine geliyordu neredeyse. Peçesi ise yüzünü kapatmış, birtarafı ise arkaya sarkıyor, gözleri bile neredeyse görünmüyordu. Benim biraz alnım ve kaşlarım görünüyordu, elim de açıkdı ama kadın simsiyah eldiven de takmış, pürtesettürdü.
"A-alyekum sel-a-am ve rahmetullah."
Tekrar Mert konuştu arkadan:
"Kızlar ben arabaya gidiyorum, siz de çok oyalanmayın" kafamı çevirip tekrar ona baktım. Dediği gibi uzaklaşmışdı.
"Tanışıyor musunuz?" diye sordum. Öndeki konuştu:
"Eh, yani ko-" kaşlarımı çatarak kadının sözünü kestim:
“Evli misiniz!?" biraz bağırmışdım. Kucağımdaki kedi uyandı ve atlayarak indi üstümden.
Kadın güldü. "Evet evliyim ama bu beyefendiyle değil."
Ben derin bir nefes verdim. Fakat aklıma gelen şeyle birlikte şok içindeki bakışlarımı sürdürdüm: "E ozaman daha kötü! Bu zina sayılmaz mı?"
"Zina derken?" dedi şaşkınlıkla.
"Beraber gelmediniz mi?" dediğimde hala garip garip bakıyordum.
"Hayır tabiki! Kendisi kocamı aramış. Evim buraya yakın, yürye yürüye geldim ben. O beyefendi ise arabasıyla gelmiş sanırım. Zaten sizinle tek yolculuk etmesi doğru olmaz diye beni çağırdı." Durumu anlamışdım. Bu soruları bırakıp gülümsedim, ayağa kalkdım. Kadın benden önce davrandı:
"Burada Ben Beren."
Sarıldım. "Bendee E..." o ân birkaç saniye düşündüm. Aklıma o gün okuduğum kitap geldi. "Bana Sevde diyebilirsiniz." dedim âni bir kararla. Bana böyle hitap edilmesi çok hoşuma giderdi.
Arabaya gidene kadar bir iki laf ettik, tanışma fırsatı bulduk. Beren aşşağı yukarı benim yaşlardaydı, iyi bir kadına benziyordu. Tevhid ehli olduğunu öğrenmişdim onunda. Kadın bana, benim neden yardıma ihtiyacım olduğunu sordu. Mert kadının kocası ile konuşmuş, ve öyle demiş. Adımı vermemiş ama "müslüman bir bayan" diye bahsetmiş. Ben nedense, tanımadığım birine öyle hemen anlatmak istemedin. Kadına sebebini anlatmadım. Sadece annemle biraz tartışdığımı söyledim. İnşâAllah çözülebilecek bir problem olduğunu yansıtarak anlattım. Oysa ben birdaha geri dönmemekte kararlıydım, Beren'e bunu söylememişdim.
Mert, o benim tevhid ehli olduğumu bilmiyordu. Arabada ona da ne olduğunu çok kısa şekilde, sadece annemle biraz tartışdığımı belirttim. Varmamıza az kaldığında dayanamadım, merakıma yenim düşerek sordum:
"Şey Me... Yani beyefendi, siz beni nasıl buldunuz?"
Birkaç saniye durdu. "Allah’ın yardımı." dedi sadece, beni merakta bırakarak başka birşey de demedi.
✯✯✯
Birkaç dakika önce
Cafer, arabasıyla ilerliyordu. Aklı hala sevdiğindeydi. Ne haldeydi? Neredeydi? Bilmek istiyordu! Ama bir yol bulamıyordu. Ona yardım etmenin ve onun yanında olmanın yolunu...
Bu yüzden vagzeçmişdi. Saat geç olduğu için eve dönmeyecek annesine gidecekdi. Malum, kendi evi baya uzakdı. Köşeyi döndüğünde, bir bakkal gözüne çarpdı. Olukça garipdi fakat açıkdı! Işıkları yanıyordu. Burada bir çikolata satılıyordu ve yeğeni çok seviyordu. Hemen arabayı parkın yanında durdurdu. Bakkala doğru gitti. Adam kepenkleri kapatmak üzere çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℝ𝕒𝕪𝕚𝕙𝕒
Teen Fiction(3 Bin okunma için teşekkürler. Hayalimdi.) "Ne düşünüyorsun?" İç çekdi. "Ben, o, Tevhid, herşeye rağmen eninde sonunda bağlanan kalbim..." *** #roman