41-"Ne olduğunu o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum."
~Stefan diye biri
.....* * *
Kitaplarını alamamışdı. Parası da yokdu, ne yapacakdı? Hem çaluşıp, hem ünversteye gidebilir miydi? Biraz zor görünüyordu. Cafer'e de yük olmak istemiyordu. En fazla birkaç ay onun yanında kalabilirdi. Zira birkaç ay bile fazlaydı. Üniversteyi bırakmak istemiyordu! Çok çalışmış, hayaller kurmuşdu... Ah! Neyazık ki bir seçim yapmak zorundaydı. Geceleri çalışsa, gündüzleri de derse gitse olmaz mıydı? Çok yorulurdu, ama olsundu.
O böyle düşünürken Cafer elindeki paraları ona uzatıyordu. "Hı? Efendim?" dediğinde ona baktı.
"Kıyafet, kitap falan alırsın kendine, artık ne lazımsa."
Biraz diretti Sevde. Ama yapacak birşey yokdu, kabul ederek parayı aldı. Kitaplarını satın aldıktan sonra derse gitti, baya geç kalmışdı. Sınıfa girdiğinde tüm gözler üzerindeydi. Herkez öcü görmüş gibi bakıyorlar, fısıldaşıyorlardı. Sevde selam verdi, ardından sırasına geçdi. Hala arka ve ön sıralardan insanlar durmadan ona bakıyorlardı. Sevde oldukça rahatsız olmuş, utanmış, hocaya odaklanma konusunda zorluk çekmişdi. Kendisinde garip, veya kötü olan birşey mi vardı? Buraya LGBT'li bir genç gelse daha az tepki gösterirlerdi..! Alt tarafı tesettüre girmişti, nedendi bu düşmanlık? Neden?
Ama konu bu değildi. Onlara ayıracak vakti yoktu! Sevde zaten baya birşeyler kaçırmışdı gelmeyeli. Kendini şöyle teselli ediyordu: sınıfdaki en inek öğrencilerden biri oydu, bu yüzden her gün gelip hiçbir dersi kaçırmayan ve buna rağmen Sevde'den çok daha başarısız kişiler vardı. Kendini üzmedi, ümidini kesmedi.
"Kızım bu ne ninja olmuşsuuun?" diyen Yıldız'dı, ardından kahkaha attı. Şok içinde bakıyordu kız.
"Selam olsun sana" dedi ve derse odaklandı. Salih insanlar böyle yapar, selam verir geçerlerdi. Bu Salih ve Saliha insanların özelliğiydi. Ayette geçiyordu.
"Kafayı üşütmüşsün sen." diye Nalan'dı. Sevde onları umursamadı.
"Aynen, kulağıma bağzı dedikodular gelmişdi de inanmamışdım. Demek doğruymuş."
"Bence Ecoş'umuzu bir doktora gösterelim, hayrına." deyip güldü.
"Ya hangi akıl mantık bir eli yağda, bir eli balda hayatını bırakıp kaçar?"
"Aynen ve sırf ninja gibi giyinmek için." Sevde acı acı güldü. İran'da kadınlar bir baş örtü takmamak için ölümü göze alıyordu ve buna ramen tebrik ediliyordu da, kendisi Allah'ın tesettür ayetini ayaklar altına almayı razı görmedi diye miydi bu şaşkınlık?
"Aa buarada Ecoş sen nerede kalıyorsun? Sokakta falan kalıyorum deme sakın!"
Umursamadı.
* * *
Dersten çıkmışdı. Dedikodular, kendisine uzaylı gibi bakan gözler, hiç eksik olmamışdı. Dersten çıkdığında, Cafer onu karşıya siyah arabasını park etmiş bekliyordı. O an çıkış baya kalbalıktı. Eski arkadaş gurubundan Güney, Ali, Nalan, Yıldız ve diğerleri. Sürekli onun hakkında konuşuyorlardı. Kitapları kucağında kaldırımdan inmek üzereyken Cafer ile göz göze geldi. Cafer ona yaklaşdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℝ𝕒𝕪𝕚𝕙𝕒
Novela Juvenil(3 Bin okunma için teşekkürler. Hayalimdi.) "Ne düşünüyorsun?" İç çekdi. "Ben, o, Tevhid, herşeye rağmen eninde sonunda bağlanan kalbim..." *** #roman