|4|

292 34 7
                                    

|Doğum Günü Sabahı (1 Eylül)|

Sabah 6 sularıydı. Güneş doğmak için dakikalar sayıyor gibiydi. Jungkook yatağından esneyerek kalktıktan sonra telefonunu eline alıp arkadaşlarından gelen doğum günü mesajlarını okudu. Telefonunu kapattıktan sonra tekrardan baş ucundaki masanın üzerine bıraktı. Bütün vücudunu iyice gerip bi anda bırakınca dinlenmenin verdiği hazzı yaşadı.

Yavaşça yataktan kalktıktan sonra penceresini sonuna kadar açtı, sabahın ilk ışıklarını gülen yüzüyle karşıladı. Miss gibi havanın ciğerlerine verdiği etkiyle dahada rahatlamıştı.

O sırada Eun odasının aralık kapısını tıklatmaya başladı. Jungkook kafasını odanın kapısına doğru çevirdiğinde ellerinde kahve fincanıyla kendisini bekleyen teyzesini gördü. Pencereyi açık bırakıp kapıyı ardına kadar açtı. Teyzesinin elindeki bardakları kaptığı gibi ikisi birlikte sabahın üzerlerine verdiği enerjiyle yarım yamalak ezberledikleri şarkı nakaratını söylenerek balkona geçtiler. Biraz sessizlik içinde havanın güzelliği karşısında kahvelerini yudumladılar.

Eun sessizliğe bir ara verip "Evet genç delikanlı artık bana uygun bir best friend olacaksın, bugün senin reşitliğini deliler gibi içerek kutlayacağız. Hazır mısın?" dedi gözlerindeki heyecan pırıltısıyla. Eğlence denildiği zaman Eun'un kanı delicesine akardı hep, çünkü hayatındaki en iyi yaşadığı tutkusu eğlenmekti.

Jungkook alay edercesine korkmuş gibi yapıp ellerini yukarı kaldırdığında "Bundan sonuna kadar korksam da yinede bu akşam tam bir eğlence gecesi olacağa benziyor, yoksa korkmalı mıyım" dedi. Ellerini yavaşça indirdikten sonra sırıtarak "Artık yanında son derece yakışıklı, ilgi çekici, kaslı ve uzun boylu bir reşit olacak fıstık" dedi Eun'un yanağından bir makas alarak.

Eun yeğeninin bu sözlerine içten içe gururlanıp gülümseyerek göz kırptı onaylar gibi. Tabi yeğeninin saçlarını da güzelce dağıtmayı ihmal etmedi. Bunu ona yapmayı hep çok severdi. O kıvır kıvır saçları dağıttığında daha da tatlı duruyordu çünkü.

Kahvelerini bitirdikten sonra içeri geçtiler. Eun kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittiğinde, Jungkook da dans okulu için kıyafetlerini hazırlamaya odasına gittiği sıra evin zili çaldı. Gözlerini devirerek odasına girdiğinde gelen kişinin Jimin'den başkası olmayacağını biliyordu.

Eun mutfaktan çıkıp kapıyı açmaya gitti. Delikten baktıktan sonra kapıyı açar açmaz, Jimin içeri dalıp "İyiki doğduuuuunnn kookieee" diye bağırdı. Jungkook odasında onun bu deli hallerine gülerken, Eun da Jimin'e katılıp oda bağırmaya başladı. Jungkook onların bu haline "iyice delirdiler" diye kendi kendine söylendi.

Jungkook odasında çantasını hazırlarken, Jimin Eun ile mutfağa geçip gecenin ayrıntılarıyla ilgili fısır fısır konuşmaya başladı.

Jungkook hazırladığı çantasını girişe koyup mutfağa doğru geçerken en sevdiği şarkıyı bağırarak söylemeye başladı. Bugün en mutlu günüydü, eğlenmek en çok onun hakkıydı.

Eun ve Jimin mutfaktan fırlayıp Jungkook'a eşlik edercesine bağırarak şarkıyı söylemeye başladılar. O an ne saat umurlarındaydı, nede binada oturan diğer insanlar.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra akşam için ayarlanan mekanın önünde buluşmak için sözleşip Eun'la vedalaştıklarından sonra hazırlanıp evden çıktılar. Saat dersleri için oldukça erkendi, ancak onlar hem yürüyüş yapmak hemde ders vaktine kadar okulda takılmak istediler.

Muhabbet ederek okulun önüne geldiklerinde, okulun kapısında duran siyah araçlara meraklı gözlerle bakıp içeri girdiler. Giyinme odasında üzerlerini değiştirdiler. Jungkook yine üstüne aşırı bol gelen, her hareketinde tenini gösteren t-shirt giymeyi tercih etmişti. Çünkü aylardır uğraşıp toparladığı vücudunu görmeyi seviyordu.

Dance School • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin