|42|

77 13 1
                                    

"Yeni başlangıçlar, eski bitişlerin eseridir. Başladım sayılmaz, pek de eski olduğunu hissedemiyorum.."

Bir kadeh tut elinde,
Kırmızı senin damarlarında gezsin.
Sevgilim uzan yatağıma
Belki geçmişimizi telafi ederiz..

°°

| 3 YIL SONRA - 2022 ARALIK |

"Tian lütfen bebeğim. Çıkmamız gerekiyor"

Her sabahın belkide eksilmeyen tek rutinindeyim. İş yoğunluğumun yılsonu olma sebebiyle hayli arttığını da hissetmiyor değilim. Ancak kaygılarımın önüne geçmem ise tamamiyle imkansız.

"Bak burada kim varmış, minik bir kaplan yakaladım sanki hm? Babacığım neden Jungkook babanın sözünü dinlemiyorsun. Artık alışmamız gerekiyor biliyorsun değil mi bebeğim"

Evet ne demiştim? Her sabah aynı rutin, çünkü benim oğlum Tian tam bir üşengeç oluyor sabahları.

"DiDi ben montunu giydirirken sende onun çantasını getirebilir misin, yatağın üzerinde telefonum da olacaktı."

Oğlumun mızmızlanmasına rağmen kucağıma aldığımda hiç düzenini bozmadan hemen boynuma doğru sokuldu. Ahh onun bu sarılışını sevmemem imkansız gibi. Benim kıymetlim, en değerlim.

"Tamam canım getiririm"

Oğlumun saçlarına kokulu öpücüklerimi kondurup onu dikkatlice yere indirdim. Hemen yanımda ki montunu elime alıp giydirdiğimde büzdüğü dudaklarıyla "Baba gitmeyelim evimiz güzel" dedi.

Onun bu hali içimi cız ettiriyordu, biliyordum böyle surat asma sebebini. İşteyken yeterince yoğun oluyorduk ve onunla az ilgilendiğimizi düşünüp üzülüyordu. Fakat canının sıkılmaması için insanlar etrafında pervane oluyordu ancak o bizi istiyordu sadece fakat iş yoğunluğumuzun bu sıra önüne geçemiyorduk.

Montunu güzelce giydirdikten sonra yanaklarını avuçlarımın içine alıp onunla göz teması kurarak "Bebeğim biliyorsun bugün kreşin yok ve babanla benim de işe gitmemiz gerekiyor. Sana oyun oynatan abla da biraz hastaymış gelemiyor. Birgüncük bizim için sabredebilir misin bebeğim. Söz veriyorum akşama istediğin yemeği yiyeceğiz hm?"

Büzgülü dudaklarına rağmen yemeği duyan güzel oğlumun gözleri ışıl ışıl parladı. Ehh konu yemek olunca içindeki kaplanı tutamıyordu benim oğlum.

"Al canım telefonun, hazırsanız çıkalım geç kalmayalım"

"Baba, babam akşama kadar uslu olursam en sevdiğim yemeği yiyeceğimizi söyledi"

Oğlumun bir anda değişen moduyla Dylan ile birlikte güldüğümüzde sabah keyfimiz oldukça yerine gelmişti.

Tian'ı kucağına alan Dylan ile birlikte son kontrollerimizi yaptıktan sonra evden çıktık.

Korumalarımızın evin kapısına getirdiği araçla birlikte hızlıca bindiğimizde hemen Tian'ı kendi koltuğuna oturtup kemerini de bağlayan Dylan soluğu yine hemen dibimde aldı.

Aracın hareketlenmesiyle kulağıma doğru eğildiğinde "Daha iyi misin? Akşam sanırım yine kâbus gördün?" dedi.

Bana değer verip düşünmesi elbetteki çok hoşuma gidiyordu, ancak anlatmayacağımı bile bile bazen ısrarla ne gördüğümü de sormadan edemiyordu. Fakat iyiydim. Olmaması gereken bir şekilde iyiydim..

Bakışlarımı ona çevirip tebessüm ettim. Bu halimin ne kadar yapmacık olduğunu gayet iyi biliyordu aslında.

"İyiyim tabiki, senin de uykunu bölmüş oldum kusura bakma lütfen"

Dance School • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin