"İçimden yırtıp atmak istediğim satırlarım var benim, ama senin adın geçiyordu. Kıyamadım.."
"Herşeyin başladığı yerdeyiz
Birbirimizin yanında, belki solunda.
En sonunda soluğunda.."••
"Babaa"
"Efendim bebeğim söyle"
"Bugün biz boyama da yapar mıyıız eve gidince"
"Yaparız güzel bebeğim, sen arkadaşlarınla güzel vakit geçir, öğretmeninin sözünü dinle. Akşama da biz boyama yaparız olur mu"
"Olur babaa"
Tian ile birlikte evden çıktığımızda ilk olarak Taehyung'u alıp öyle geçecektik kreşe. Stresim çok fazlaydı haliyle. Hele ki akşam yaşananlardan sonra, sinirim çok da yatışmış değildi. Ancak oğlumun da pek keyfi yoktu bu sabah. Uzun zamandır onunla kreş ile ilgili konuşmuyorduk da, acaba kreşle ilgili bir problem mi olmuştu gözümüzden kaçan bilmiyordum.
Dakikalar sonra geldiğimiz evin önünde inme zahmetinde bile bulunmamıştım, çalışanlar aracın kapısını açtığında oda dikkatli bir şekilde binip tam yanımdaki bir boşluk öteye oturmuştu. Evin kapısında gördüğüm Jolie'ye el salladığımda oda bize güler yüzüyle el sallayıp içeri girmişti. Artık gitmeye hazırdık.
"Günaydın. Günaydın küçük bey, nasılsın"
Bana kuru bir günaydın diyip direk ilgisini oğluma çevirdiğinde, çok da üzerinde durmadım. Çünkü arabada Tian vardı ve hareketlerime dikkat etmem gerekiyordu.
"Günaydın, okula gidiyorum sende iyi misin"
"Teşekkür ederim yakışıklı bende çok iyiyim."
Neyse ki aralarında ki diyalog çok sürmeden bitmişti, Tian başını camdan dışarıya çevirdiğinde dudakları da büzülüydü. Oğlumun bir sıkıntısı vardı.
"Bebeğim, üzüldüğün birşey mi var. Arkadaşlarınla görüşeceğin için hep mutlu olurdun. Neden bugün yüzün gülmüyor. Bana anlatabilirsin ve sana sorun neyse yardımcı olabilirim bebeğim biliyorsun değil mi"
"Baba ben çok üzüldüm. Bugün de üzülür müyüm"
Oğlumun sözünün üstüne beynim panik sinyallerini vermeye başladığında, içimden sakin olmam gerektiğini tekrarlamaya başlamıştım.
"Bebeğim, ilk önce neden çok üzüldüğünü bana söylersen, bunun olmaması için elimden geleni yaparım biliyorsun. Söyle bebeğim ne gibi üzücü bir durum ile karşılaştın"
Oğlumun çekingen bakışlarını bana, ardından Taehyung'a döndü.
"Taehyung abin yabancı değil bebeğim, onun yanında benimle konuşabilirsin izin veriyorum. Söyle bebeğim"
Tian'a öğrettiğimiz en güzel kural da buydu. Dylan ve ben haricinde bir yabancı varsa yanımızda, asla sorunlarımızı konuşmazdık veya izin verirsek öyle konuşurdu. Çünkü bazı sorunların aileye özel olduğunu öğretmiştik ona.
"Baba biz okulda arkadaşımla oyun oynuyorduk. Öteki arkadaşlarımız da oynuyordu. Ama arkadaşım başka oyun oynamak istediğin de öğretmenimiz çok kızdı, sesi çoktu. Ben çok korktum, bize oyun oynamayın dedi ve ben üzüldüm. Bugün oyun oynayabilir miyim ben"
Duyduklarım şaka değildi değil mi? Koskoca insan küçücük çocuklara oyun için bağırmış mıydı yani.! Sakinleşmek adına ellerim yumruk yapıp sıktım.
"Bebeğim, seni içeriye ben bırakacağım ve öğretmeninle bu konuyu konuşacağım. Bir daha üzülmene asla gerek kalmayacak güzel bebeğim. Senden rica ediyorum eğer bir daha böyle üzücü birşey yaşanırsa lütfen o gün eve geldiğinde bana veya Dylan babana söyle olur mu. Seni ihmal ettiğimizi düşündüm ve endişelendim bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance School • Taekook
Fanfiction"Bizi bir kağıt parçasına sığdırdığı için affedemiyorum".. Angst değil√ Düzyazı √