"Büyük bir hayal kırıklığı içinde bile çıplak ayaklarımla sana gelmek istedim sevgilim.
Neredeydin?"°°
Kim Taehyung'dan..
Her insanın hayatında mutlak olarak bir değişim olacağı nokta vardır. Ya herşey tam olması gibi gidecektir, ya da tam tersi herşey berbat olacaktır. Bunu hissederiz belki de içten isteriz. Bende hayatımın bir dönüm noktasını yakaladım bu yaşımda. Bazı kararları sorgulamadan asla vermediğim zamanlarım oldu, ancak onda gördüğüm bir çift galaksi beni sorgulamaya teşvik dahi etmedi. Yadırgadım, belki de yanlış dedim. Mantığım olduğum boktan durum içerisinde bunu imkansız olarak algılasa da kalbim tam tersi yapmam gerektiğini söyledi. İkisi benim bedenimde bir savaş içerisindeydi. Ama kazananın kim olduğu elbette belliydi.
Duygularımı her ne kadar belli etmekte zorlansam da, aslında onun yanındayken sanki gerçekten kendim gibi hissediyorum. Belki daha fazlasını vermeyelim diyorum ona, fazlasını hak ediyor diyorum. Ama bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyorum. Bana bu hayatımda herşeyi öğrettiler, gösterdiler ve tecrübe ettirdiler. Bir insanı öldürürken tek gözkapağımı bile örtmemeyi gösterdiler. Bir işe girdiğim de asla geri adım atmamamı söylediler. Alacağım bir yara varsa, bununla yaşamayı tecrübe ettirdiler.
Ama bana kimse aşkı nasıl yaşayacağımı, neler yapacağımı, nasıl koruyacağımı hiçbirisi söylemedi, hepsi aşk denilince sanki üç maymun kesildi. Kör oldular, duymadılar, sağırlaştılar.
İlgi gördüm kadın ve erkekten, param için gücüm için veya soyadım için. Ama bana kimse bunların dışında olan hayatı söylemedi. Daha ne öğrenebilirdim dediğim de vuruldum bir beyaz tenliye. Küçüktü, ama değildi işte. Bütün bedenini gördüm onun, ruhunu sevdim belki de. Bana tabularımı yıktırdı, inançlarımı sorgulattı ama en önemlisi kalbimin işlevini ruhuyla aydınlattı. Bende ona bu boktan hayatıma rağmen koştum. Belki dedim tutunacak dalım o olur, belki beni çekip kurtarır. Bir on dokuzluğa muhtaç gibi hissettim.
En iyi hatırladığım şeyler arasında babam hayattayken düşmanlarının hepsini ortadan kaldırdığıydı. Bir kişi hariç..
Hwan denilen köpeğinin bile korktuğu ve diğerlerinin bahsettiği patron..
Başıma türlü bela açan, yaşımı ufak görüp saldırmaktan dahi çekinmeden o iki köpeğe ben baş kaldırdım. Lanet ettiğim bu dünya içinde o ikisini de gebertmek bana en büyük ödül olacaktır.
Patron denilen kişi çıkarmıştı karşıma Hwan denilen köpeği. Hwan ile oldukça sürtüşmeli yıllarımız oldu, aynı masa etrafında oturup birbirimize amansız kin besledik. Onlar babamın hıncını benden almak istediler, ben ise bu pislik yerden kurtulmak için ayağıma takılan o değersiz iki çakıl taşını yok etmek istedim.
Ağırdan aldığım işler artık değişime uğramaya başladığım da hızlanmaya başladı. İlk olarak o patron denilen kişinin hakkında bilgi toplamak istedim, ama adam hayalet misali Hwan köpeğinden başka onu gören hiç kimsenin olmadığını öğrendim. Bana onu getirecek, yüzünü gösterecek bir koz gerekliydi. Bunun da yolu elbette Hwan'dan geçiyordu.
Kendi şirketimde karşıma çıkmaya cesaret gösteren William, bana bu kozu kendi elleriyle vermişti aslında, Hwan ile aralarında bir ilişki olduğunu ağzıyla söylemişti. O günden sonra adım adım takip ettirdim o kadını, gittiği yerler görüştüğü kişiler yaptığı işler..
Bir şekilde onların tökezleyeceği bir ağ buldum kendime. Yapacakları sevkiyatı gümlettim.. Hemde adım hiç geçmeden..
Elbette ki benim yaptığımı anlayacak kadar beyinleri vardı ancak kanıtları yoktu. Bu biraz daha oyalanmak için iyi bir zamandı. İşi batırmamın ardından iş yaptığım ortaklarım ile görüşerek bu patron denilen kişinin indirilmesiyle ilgili görüştüğüm de neyse ki herkes benden yanaydı ve bu durumdan şikayetçiydi. Çünkü hepsinin malları, canları ve aileleri bu patron denilen kişi veya kişiler yüzünden zarara girmişti yıllarca..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance School • Taekook
Fanfiction"Bizi bir kağıt parçasına sığdırdığı için affedemiyorum".. Angst değil√ Düzyazı √