BÖLÜM 16 DÖNÜŞ

5.3K 266 22
                                    

Bölüm şarkısı; Batuhan Kordel- Anıları Sakla

İyi okumalar...

Satır araları yorumlarınızı bekliyorum.

60 yorum gelmeden bölüm atmayacam. Umarım yorumlar hızlı gelir.

Zeynep Eylül Karaca'dan;

Önümdeki fırının kapağını açıp elimdeki bezle borcamı aldım.

Borcamı tezgaha bıraktığım da gülümsedim. Güzelce kabaran kek bana mutluluk veriyordu.

Kafamdaki düşüncelerle boğulmak üzereyken yengemin odama gelmesiyle kurtulmuştum. Gözleri yaşlı yengem odaya girdiğinde oldukça telaş yapmıştım. Ama sonradan nedenini öğrendiğimde oldukça gülmüştüm.

"Canım havuçlu kek çekti. Gittim mutfağa. Malzemeleri çıkardım. Elimdeki iki yumurtayı birbirine vurunca kırıldı. Ortadan ikiye ayrıldılar." diyerek ağlamıştı.

"Onlar kırıldılar. Canları çok yanmış mıdır?"

Söylediklerini duyunca gülsem mi ağlasam mı bilememiştim. Ve hayatımın yanlışını yapıp gülmüştüm.

Hafifçe ağzımdan çıkan kahkahayla yengem ayağındaki terliği bana atmış ve ağlamaya başlamıştı.

Gerçekten bir saat önce gülerek hayatımın yanlışını yapmıştım. Çünkü yengem bir saattir durmak bilmeden söyleniyordu.

Yengem genç yaşına rağmen oldukça elit bir kadındı. Ama bu bir Türk annesi olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Benim annem beni hiçbir zaman dövmemiş yada terlik atmamıştı ama çenesiyle yerden yere vurmuşluğu oldukça çöktü. Evlenince çenemizin ayarları falan mı değişiyordu acaba? Fabrika ayarlarına falan mı dönüyordu?

Yengem de  mutfağa indiğimizden beri eli karnında beni kızına şikayet ediyordu.

"Halanı sevme ona da çekme sakın kızım. Hala pis. Hala anneyi ağlatıyor."

Dediklerine gülmek istesem de korkudan gülemiyordum. Yemiyordu gülmek.Sıkıyorsa gül diye ateş eden gözlere bakarak nasıl gülünürdü ki?

Tabağa koyduğum kekin üzerine karamelli sos sıkıp çatal koydum. Karamel ve havuçlu kek mi olur demeyin. Hamile olunca yeniyormuş.

Kek fırındayken sıktığım portakal suyunu da alıp yengemin yanına gittim.

Önüne bıraktığım kek ve portakal suyuyla gözleri aşkla parladı.

Sanırım yengem yemekleri abimden daha çok seviyordu.

"Abime de böyle bakıyor musun yenge?" dediğimde çoktan çatalla keki ağzına koymuştu. Eline portakal suyunu alıp içti.

"Aşk karın doyurmuyor be gülüm." diyip çatalına aldığı keki ağzına soktu.

Gün geçtikçe kilo alan yengem hergün kilo aldım diye ağlasa da asla yemekten vazgeçmiyordu.

Sakın ola ona kilo aldın demeyin. Yediği hiçbir şeyi yengem kendi yemiyor. Küçük kızı yiyormuş.

"Abim doyuruyor sanki yenge? Zengin adam sonuçta?" gülerek sorduğum soruyla durakladı. Elindeki çatalı tabağa bırakıp bana baktı.

"Bir gelse keşke. Kebapçı isteyecem ondan.Kebapçımız olursa istediğimiz zaman kızımla kebap yeriz." sesindeki burukluk anlaşılmayacak gibi değildi.Dalga geçerek saklamaya çalışsa da pek başaramamıştı.

Gittiklerinden beri üç ay geçmişti. Ne bir haber, ne bir ses. Hiçbirşey yoktu.

Sabır taşı olsa çatlardı.

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin