BÖLÜM 29 ÇATIŞMA

2.8K 129 48
                                    

Ben geldimmm.

Nasılsınız bebeklerim?

Diğer bölümün oyu düşüktü ama tiktoktan olsun buradan olsun gelen mesajlara dayanamadım. Atıyorum bölümü.

İyi okumalar..

Araladım dudaklarımı yüzümde küçük bir gülümsemeyle.

"Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım."

Sözlerim onu afallatırken yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

Kollarımı ona doğru uzattım. Sarılmak istediğimi anlayıp hemen girmişti kollarım arasına.

Boynuna mengene misali sarılırken gözlerim doldu.

Kalbim sanki bir enkaz altında eziliyormuşta, kurtulmuş gibi rahatladı. Burnumu boynuna yaslarken derin bir nefes aldım kokusundan.

Huzur kokar mıydı bir insan?

Bazen bir hastane bile size bir ev olabilirmiş. Ev aslında dört duvardan oluşan tuğla yığını değil bir insandır.

Öyle ki ben günler sonra ilk defa evimde gibi hissettim. Rahat olmadığım bu hastane odası bana cennet oldu.

Öpmedi beni, öpmedim onu. Bu sefer aramızda şehvet, tutku yoktu.

Göğsünü göğsüme yasladı. Kollarım boynunda, kolları belimde. Sımsıkıydık. Bu sefer aramızda sadakat ve sevgi vardı.

İkimizde huzurluyduk. O bırakmadı beni. Ben bırakmadım onu.

Kollarımız ayrıldığında tam ağzını açtı ki açılan kapıyla sustu.

"Öküz müsün yani? Koskoca beni görmüyorsun?" diye carlayarak içeri girdi Gizem.

"Hanımefendi görmedim kusura bakmayın diyorum. Pabuç gibi diliniz asla durmuyor. Allah bir dil vermiş gerisini koyvermiş yani." diyense arkasından giren Ferit'ti.

İkisine tip tip bakarken Ferit'in arkasından Cemal abi, Emre, Furkan ve Alican girdi.

Biz onlara anlamsızca bakarken Emre "Zeynep kız yenge diyecem demedim mi ben sana?" dediğinde güldüm.

Yenge diyordu zaten. Ama artık gerçekten yengesiydim.

"En sevdiğim yengem yaa." diyen Ferit elindeki poşeti dizlerime bıraktı.

"Lan bacağından yaralı kız!" diyen Umut Bera'yla hızla bir adım arkaya kaçtı Ferit.

"Kusura bakma yenge." dediğinde sesi mahcuptu. Bacağıma koymamıştı, dizime koymuştu.

"Bunun garezi var kadınlara. Gözü kör herhalde. Gerçi bunu nasıl asker yaptılarsa?" diyen Gizem'le Ferit yukarı doğru bakıp dua eder gibi ellerini açtı.

"Rabbim sen bana sabır ver." dediğinde Gizem susmadı yine.

"Amin, amin. Sabrın yanında akıl da iste. Lazım olur sana." dediğinde Emre kahkaha attı.

Ferit'in derin bir nefes alsa da konuşmadı. Zaten konuşsa Gizem devam ederdi.

Dizlerimdeki poşete baktığımda üzerinde yazanlarla kahkaha attım.

"Gerçekten mi?" dedim Ferit'e bakarak.

"Yani biz birbirimize genelde kebapla geliyoruz ama sana özel paraya kıyıp baklava aldım yenge. Bizim Yalçın ustadan bi de haa! " dediğinde kahkaha attım.

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin