Bomba gibi bir bölümle sizlerleyim.
Sizden bir ricam var. Gerçekten emek veriyorum. Sizdende biraz destek olmanızı bekliyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar.
Otogarlar diyorum. Nasıl yerler?
Kiminin acısının en derinine şahit olan, kimininse mutluluğunun, vuslatının mekanı.
Ne vedalar görmüştür oysa bu yerler?
Ne gözyaşları?
Ne yıkılışlar, ne terk edilişlikler görmüştür bu duvarlar...
Otogarlar ve havalimanları. Bazen bir ayrılığın mekanı bazense vuslatın.
Bazen çok sevilen yerler, bazense nefret edilen.
Siz hangisindensiniz?
Ben hep nefret eden oldum. Ama bu ilk. Bu otogarı ilk sevişim. Çünkü bana verdiği ilk vuslat.
Ben çoğu zaman arkada kalan olmuştum. Hatta her zaman.
Ama bunu hiç dert etmedim. Sonuçta sen ne yaparsan yap, nereye gidersen git, yüreğinde olduktan sonra kalmanında, gitmeninde anlamı kalmıyordu ki.
Önemli olan İzmir'de, Balıkesir'de, Türkiye'de, Amerika'da olmak değildi. Önemli olan bedeninin nerede olduğu değildi.
Önemli olan insanın yüreğinin nerede olduğuydu.
Benimki hep Bera'daydı mesela. Ankara'ya gitse Ankara'da, İzmir'e gitse İzmir'deydi.
Şimdi ise bedenimde, yüreğimde aynı yerdeydi. Ankara tabelasını gördüğümden beri geçmeyen yollardaydı.
Otobüs geçmeyen dakikaların sonunda girmişti otogara.
Terleyen ellerimi hızla dizlerime sürüp otobüsün durmasını bekledim.
Hızla duran otobüsle inip etrafa baktım.
Bera'yı göremeyince valiz için yan tarafa geçtim. Kısa süre sonra elime aldığım valizle etrafa baktım.
O sıra solumda gördüğüm bedenle olduğum yerde durdum.
Ankara'nın soğuk esen rüzgarı bile şuan umrumda değildi.
Bana doğru büyük adımlarla gelen adama öylece baktım. Bera'm. Sevdam. Sevdiğim.
Ne zaman bıraktığımı bilmediğim valizi önemsemeden ona doğru koşmaya başladım.
Parmak ucumda yükselip boynuna sımsıkı sarıldım. Ölünce oraya gömülmek istercesine.
Elleri belimi sararken ikimizde birbirimizin boynunda, kokularımızla nefesleniyorduk.
Isısı oldukça yüksek olan tenine değen buz gibi yüzüm.
Huzur buydu.
Huzur Bera'ydı.
Ayrılırken canımın canımdan kopacağını bile bile, canımın cehennem ateşinde kavrulacağına bile bile gelmiştim.
Yine ayrılacağımızı bile bile kavuşmaya gelmiştim.
Kıpkırmızı olan yanaklarını ellerime aldığımda kaşlarım çatıldı.
Boynu da sıcaktı ama yüzü yanıyordu eksi bilmem kaç derece havada.
Sağ elimi yanağından alnına çıkardığım da anladım ateşi olduğunu.
"Yanıyorsun Umut."
"Yanıyordum Eylül. Hasretin cehennem ateşinde kül etmek istercesine yakıyordu güzelim."
![](https://img.wattpad.com/cover/316657845-288-k602704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)
Romance"Hala büyümemişsin Zeynep. Büyü. Büyüt kendini." dediğinde durulmuştum. Sözleri canımı acıtıyordu. Ne daha deminki gibi bir gülümseme nede alay vardı yüzümde. "Belkide sadece beraber büyümek istemişimdir." Sesim güçsüz de olsa ona ulaşmıştı. Adem...