Ben geldim.
Nasılsınız?
Satır aralarında buluşalım.
Bölüm şarkısı: Berkay Altunyay- Ben ne anladım bu işten
"Üniversiteye nasıl tercih yaptın? Yani Meryem teyze nasıl izin verdi?"
Umut'un sorusuyla kıkırdadım. Haberi yoktu ki.
"İzin vermedi ki. Haberi yoktu tercih yaptığımdan. Üniversiteye kayıt yaptırmaya gittiğimde de Yusuf'la, Yasin abimle merkeze dolaşmaya gittik diye biliyordu. Üniversitenin ikinci ayında öğrendi. O zamana kadar da İzmir'e gittim olarak bildi. Sonra babam açıkladı. " dediğimde yüzümde buruk bir tebessüm vardı.
Eski kafalı biriydi babaannem. Köyde çoğu kız okumamış, evlenmişti. Arkadaşlarımın hepsinin çocuğu vardı. Babaannem hep onlar gibi olmamı istemişti. Ama ben hiçbir zaman emirler altında sessiz kalıp onaylayan bir çocuk olmamıştım. Ben babaannemin istediği kalıba girmemiş, okumuştum. Ben annemin kızıydım.
Hayatta hiçbir zaman kimse ne olacağını bilemezdi. Evlensem hep kocamın verdiği parayla yetinmek zorunda kalacaktım. Bana göre kadın, erkek farketmez herkesin ekonomik özgürlüğü olmalıydı. Erkekler nasıl okuyup, iş sahibi olabiliyorsa kadınlar da olabilirdi.
"Biliyordum başaracağını." diyerek saçlarımdan öpen Bera'yla kocaman gülümsedim.
"Senin nasıl geçti kara harp okulu?"
Annem, babam işe gitmişti. Necati amca evde sıkılıp dışarı çıkmıştı. Abimlerse Aras'ı parka götürmüştü. Bizde baş başa kalınca çay demlemiş sohbet ediyorduk.
İkimizde huzurluyduk. Birbirimizin yanında olamayıp kalplerimizden ayrılmadığımız zamanları merak ettiğimiz için sorular soruyorduk.
Huzurluydum. Bu sefer gerçekten huzurluydum. Ama şaşkındım. Salih amcamın dedikleriyle rahatlamış ama çok şaşırmıştım. Salih amca çok bahsetmese de Bera anlayabileceğim şekilde ama yine de hiçbirşey anlatmadan açıklamıştı.
Nasıl yapmıştı bilmiyorum ama anlamıştım. Ve şaşkındım.
İbrahim albayı -ki artık bir vatan haini- görevden men etmişler ve hapishaneye göndermişlerdi.
Beraların çıktığı görevlerden elleri boş dönmeleri, yaptıkları en ufak hatada bile sahaya çıkmama cezaları almaları ve bunun gibi bir sürü şey olmuş. Önce Salih albaya duyurmuşlar. Ama ellerinde kanıt olmadığı için birşey yapamamışlar. Adam da bordo bere olduğu için en ufak bir kanıt bırakmıyormuş. Bir şekilde güven kazanıp evine girmeli ve kanıt bulmaları gerekmiş. Cemre'nin Umut Bera'ya olan ilgisi ise eve girmenin yolunu açmış. Umut Cemre'yle Necati amcayı tanıştırdıktan sonra İbrahim albay da evlerinde yemeğe davet etmiş. Ki zaten bunun için Necati amcayla tanıştırmış. Evde bulduğu birkaç kanıt olsa da yetecek kadar değilmiş. En son çıktıkları görevde edinilen bilgilerle artık İbrahim albayın fişi çekilmiş.
"Ben sessizdim. Biliyorsun en büyük hayalimdi. Eğitimlere asıldım sürekli. Eğitim sahalarında yatıp kalktım ilk sene. Boş kalan vakitlerimde spor salonu bulup oraya gittim hep. İkinci senede Emre geldi. O da benim gibi pek kimseyle konuşmazdı. Bir şekilde yakınlaştık. İkimiz takıldık kalan senelerde. İlk görev yerim Denizli oldu. Orada 3 gün kaldım. Sonra kaydırma birlikle Suriye'ye gönderildim. Ayrıldık Emre'yle. O İstanbul da eğitimde, bense Suriye de görevdeydim. Zaten sonra olanları biliyorsun. Emre de göreve başladı. Beni de bir süre raporlu gösterdi Salih albay. Toparlandım bir şekilde. Devam ettim. Sıradandı."
Konuşurken bazı yerlerde gerilmişti. Bacağımda duran elini okşayıp gülümsedim. Zaten eksilmiyordu yüzümden gülümseme.
"Kaç senedir görevdesin?" dediğimde elini tutmadığım eliyle önüme gelen perçemlerimi geriye çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)
Romance"Hala büyümemişsin Zeynep. Büyü. Büyüt kendini." dediğinde durulmuştum. Sözleri canımı acıtıyordu. Ne daha deminki gibi bir gülümseme nede alay vardı yüzümde. "Belkide sadece beraber büyümek istemişimdir." Sesim güçsüz de olsa ona ulaşmıştı. Adem...