Umudu kalmamış ama hala ayakta kalan güçlü ve güzel kalplere ithaf edilmiştir.
Satır aralarında buluşalım. <3
Genç kız yine tek başına yolda yürürken tek istediği biran önce babaannesinin evine girebilmekti.
Her sene olduğu gibi yine köye gelmişlerdi. Tüm kuzenleri mangal yapmak için gitmişlerken Zeynep Eylül yine tek kalmıştı. Annesi ve halalarıyla gittiği akraba ziyaretinden sıkılınca artık haline acıyan annesi eve gitmesine izin vermişti.
Zeynep ayağına giren taşa söylenip yanındaki duvara tutundu. Evden çıkmadan rastgele giydiği cırtlak pembe, lastik terliğin arasından taşı çıkardı.
Elini duvardan çekmişti ki az ilerisine gelip duvara çarpan topla irkildi. Önce topa sonra da kendisinden uzakta duran Yusuf Baran'a baktı.
"Köylü kızı at şu topu." kaba sesiyle bağıran çocuğa bakıp hiçbirşey demedi Zeynep Eylül.
Yusuf Baran'ı oldu olası sevmezdi. Aynı köylü olmaları yada uzaktan akraba olmaları bunu değiştirmiyordu. Isınamıyordu kız.
Topa değmeden yoluna devam etti. Yani Yusuf Baran'ın yanından geçip eve gitmeyi amaçladı sadece.
"Topu atıversen seni yemeyiz." tam yan yana geldiklerinde konuşan çocuğa baktı Zeynep Eylül.
"Düzgünce söylesen atardım." ne kadar onunla konuşmak istemese de kendini ezdirmezdi. Normalde yapısı utangaç olsa da kavgacı, çirkef bir yanı olduğunu da saklayamazdı. Haz etmediği kişilere karşıda lafını asla esirgemezdi.
"Sanki çok hanımefendisinde." küçümseyerek konuşan Yusuf Baran'a bakıp yüzünü buruşturdu.
"Hakedene hak ettiği gibi davranınca kaba mı oluyorum? Oysa ben gayet adaletli davranıyordum." diyen Zeynep Eylül'le Yusuf Baran sinirlenmişti.
Kendisinin yarısına kadar gelen bu kız tüm arkadaşlarının yanında susmak bilmiyordu. Bu kızı sevmezdi. Burnu havada, erkeklerle takılan biriydi. Kendi köyde tüm kızlarla yakın olsa da bu kızla düzgün diyalog bile kuramamıştı. Bunun sebebi de karşısındaki kızın pabuç kadar olan diliydi.
Yusuf Baran hızla kızın önüne yürüdü. Kızdan oldukça uzun ve kalıplı olmasının verdiği avantajla sırıttı.
"Küçücük birşeysin. Bir vursam uçacaksın. Benimle laf yarıştırma velet. Ben senin dibinden ayrılmayan Umut'a benzemem." Umut'tan da nefret ederdi.
Babası sürekli Umut gibi efendi, dürüst, işin ucundan tutan biri olmasını söylüyordu. Sürekli onunla karşılaştırılması Umut'tan nefret etmesini sağlıyordu.
Zeynep Eylül, Umut'a laf söylemesiyle sinirlenmişti. 12 yaşında olsa bile sevgisi yaşından büyüktü. Kimse onun diğer yarısına laf söyleyemezdi. Hele bu kendisini küçümseyen çam yarması asla.
"Vursana sıkıyorsa. Üstelik sen Umut'un attığı çöp bile olamazsın." kızın dedikleriyle iyice sinirlenen Yusuf Baran kızı sertçe ittirdi. Kimse onu küçümseyemezdi. Hele karşısındaki yerden bitme asla.
İttirmesiyle yere düşen kız ellerinin acısıyla yüzünü buruşturdu. Sevmiyordu bu çocuğu. Nefret ediyordu. Hem kimse onun Bera'sına laf edemezdi. O kimdi ki?
"Salak!"
Yusuf Baran topu almak için ilerlese de kızın dediğiyle attığı adımları geri döndürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)
Romantizm"Hala büyümemişsin Zeynep. Büyü. Büyüt kendini." dediğinde durulmuştum. Sözleri canımı acıtıyordu. Ne daha deminki gibi bir gülümseme nede alay vardı yüzümde. "Belkide sadece beraber büyümek istemişimdir." Sesim güçsüz de olsa ona ulaşmıştı. Adem...