Bölüm şarkısı: Bitmeyen sevda
Zeynep Eylül Karaca'dan:
Günler hızlı mı geçiyordu yoksa hep sıradan geçtiği için bana mı öyle geliyor anlamıyorum.
Emre ve Melis'in nikahının üzerinden bir hafta geçmişti.
Bu bir haftada Beralar göreve çıkmış ve sabaha karşı dönmüşlerdi.
Abim kapıyı çalınca uyanmıştım. Abim kısa bir duşa girip hazırladığım atıştırmalıklardan yiyip yatmak için odasına geçmişti.
Umut Bera'mında geleceğini bildiğimden abime yaptığım tosttan ona da yapıp küçük çaydanlığa demlediğim çayı da alıp odama geçtim.
Yatağımda yastığıma yüzünü gömmüş yatan adamı görünce gülümsedim.
Oldukça yorgun görünüyordu.
Kenarda rastgele fırlattığı tişörte bakıp gülümsedim. Geceleri kesinlikle tişört giymeyi sevmiyordu. Altında da gri bir eşofman vardı. Gri. Gri...
"Çok yorgunum." gözlerini açmadan yüzü yastığa gömülü şekilde söylediğinde gülümsedim.
1,94 boya sahip birine göre fazla tatlı gelmişti gözüme.
"Birşeyler getirdim. Aç karnına yatma Bera'm. Yiyip yatarsın." dediğimde hala gözleri kapalı olsa da gülümsedi.
"Sen harika bir detaysın Eylül." dediğinde kıkırdadım.
Ego kasardım ama fazla yorgun görünüyordu.
Elimdeki tepsiyi kazasız belasız yere koyup bende bağdaş kurdum.
O sıra yataktan kalkan Umut Bera'mda yanıma gelip o da bağdaş kurdu.
Uzun bacaklarından dolayı zorluk çektiği belliydi. Haline kıkırdadığımda bana döndü.
"Ne gülüyon yavrum?"
"Bağdaş kurmana gülüyorum." dediğimde o da bacaklarına bakıp güldü.
"Kaslar fazla geliyor ondan."
Önümdeki tostu eli yağlanmayacak şekilde gazeteye sarıp ona uzattım. Bardaklara da çayları koydum.
"Sen içmesen mi ki güzelim?" dediğinde ona baktım sorarcasına.
"Yavrum kış daha bitmedi zaten üşüyorsun. Yüzünde kızarık değil." dediğine gülümsedim.
Halsiz gibiydim biraz. Ama abartılacak birşey de yoktu.
"Beraber içelim dedim."
Yemeye başladığı tostu bana da zorla yedirmesiyle kısa sürede bitirdik.
Tepsiyi mutfağa götürüp hızla odaya geri döndüm.
Aren'i abim geldiğinde Bera'nın geleceğini bildiğim için Aras'ın odasına geçirmiştim.
Yatakta yatan Bera'mın yanına uzandığımda hemen belime sarılmış, başını göğüslerimin üzerine koymuştu.
"Şunlardan rahat yastık tanımam." uyku mahmuru halde söylediklerine güldüm.
Ellerim saçlarıyla oynarken kısa sürede uykuya daldı. Uyusa da saçlarıyla oynamayı bırakmadım.
Bir haftadır görüşemiyorduk. Hergün 'iyiyim' diyerek mesaj atsa da arama imkanı olmamıştı.
Zaten annemin mezarına gittiğimiz günden beri bende durgunlaşmıştım.
Aren'le ilgileniyor, Aras'ı parka götürüyor, evde yemek yapıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)
Romance"Hala büyümemişsin Zeynep. Büyü. Büyüt kendini." dediğinde durulmuştum. Sözleri canımı acıtıyordu. Ne daha deminki gibi bir gülümseme nede alay vardı yüzümde. "Belkide sadece beraber büyümek istemişimdir." Sesim güçsüz de olsa ona ulaşmıştı. Adem...