BÖLÜM 4 VEDA

7.4K 297 84
                                    

Altıma giydiğim etek rüzgardan dolayı havalansa da onu hızla tutup engel oldum.

Sahilde kalabalık olmayan bir tarafta kayanın üzerine oturup denize baktım.

Denizin tuzlu kokusunu içime çekip gülümsedim. Akşam saatlerinde oldukça kalabalık olan sahilde boş yer bulmak oldukça zor olsa da bulmuştum.

Balıkesir'in en turistik yeri Altınoluk'ta oturuyorduk. Yazın oldukça kalabalık olan sahil ne olursa olsun bana  huzur veriyordu.Zaten insanın memleketi hep huzur vermez mi?

Eteği bacaklarımın arasına sıkıştırıp açılmayacağına emin oldum.

Telefonumu çıkarıp Yasin abimi aradım.

"Nerdesin Zeynep?" dediğinde oturduğum yeri tarif edip kapattım.

Onlar markete giderken ben yer bulmak için gelmiştim.

Umutlar 1 haftalık geldikleri tatilin sonuna gelmişlerdi. Yarın sabah erkenden İzmir'e döneceklerdi.

Bir daha ne zaman gelirlerdi bilmiyordum ama yine aynı heyecanla onu bekleyeceğimden adım kadar emindim.

Yanımda olan hareketlilikle oraya baktım hızla. Yanıma oturan Umut'la nefesim kesilse de çaktırmadan toparladım. Ona bakıp tebessüm ettim.

"Hoşgeldin." dediğimde baş sallayıp onaylamıştı. Sanki özellikle benle konuşmamak için çaba harcıyor gibi gelse de bunu kabullenmiştim zaten.

İkimiz arasında bir sessizlik olurken kafamı tekrardan denize çevirdim.

Sanırım bir hayalim gerçek oluyordu şuan. Sevdiğim adamla bir kayalıkta oturmuş ikimizde denizi seyrediyorduk.Bir insan susarken bile huzur verirmiydi? Veriyordu.

Denize bakarken ben onu düşünüyordum ama o ne düşünüyordu bilmiyordum. Belki Cemre'yi özlemişti. Onu düşünüyordu.

Moralimi bozmamaya çalışarak gürültüsüzce yutkundum.

"Yasin pet bardak almayı unutmuş tekrar markete girdi. Gizem'de çikolata almak için onunla gitti. Yusuf  da yoldaymış." diye açıklama yaptığında gözlerim şaşkınca açıldı.

Bir haftadır benle en uzun cümlesi buydu sanırım.

Ona şaşkın ördek gibi bakmayı bırakıp bu sefer cevap vermeden sadece ben baş salladım.

Bir haftadır buradaydı ve biz sadece bana çay getirdiği gün konuşmuştuk. Bir de bir araya gelince birşey ikram ettiğimde teşekkür etmişti.

Evet farkındayım çok konuşkanız.

Ben ondan çekindiğim, rahatsız etmek istemediğim için konuşmazken o direk benle konuşmak istemiyordu.

Son derece isteksiz, soğuk cevaplar veriyordu konuştuğumuzda da.

Sonunda Yasin abim, Gizem, Yusuf da gelince biraz açılıp yuvarlak oluşturduk.

Sağ tarafımda Umut sol tarafımda Gizem oturuyordu.

Oysaki Umut benim sol yanımdı.

Ortamda dönen muhabbete dahil olmadan avucumun içindeki çekirdekleri yiyordum.

Önümde kola olmasına rağmen hep çekirdeği yer sonra içerdim kolayı.

"Zeynep Eylül sen ne yapacaksın?" diye bana sorulan soruyla kalakaldım.

"Afedersin abi. Dalmışım. Neyi ne yapacağım?" dediğimde halime hepsi güldü.

"Abicim kafenin durumu ortada." demesiyle herkesin bakışı bana döndü. Evet Umut'unki de.

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin