Medyadaki Aren değil arkadaşlar. Sadece tuluma örnek. Tam rengi de değil. 1 aylık bebekler için fazla fotoğraf bulunmuyor. Temsilidir.
Bölüm şarkısı; Bile bile yandı yüreğim.
Ölüm... Boğazı düğüm düğüm yapan, geçmeyen acı.
Kaybetmek... Ellerinden kayıp gitmesi...
Kucağımda ağlayan Aren'e eşlik ediyordum. Koridorda volta atarken bende ağlıyordum.
Aren susmuyordu. Küvezden çıkalı günler olmuştu ama kilosu hep aynıydı. Anne sütü almıyordu. Hazır mama ise bu kadar işe yarıyordu.
"Hala Aren'e bende bakabilir miyim?" arkamda oturan Aras'ın yanına ilerledim.
Yanına oturunca Aren'in minik elini battaniyenin içinden çıkarıp tuttu.
"Korkma kardeşim. Annemiz yok ama babamız bizi bırakmaz. Hem ben seni çok seviyorum. Halam da Umut amcam da çok seviyor. Ama sen halamı da ağlatıyorsun. Bak bende ağlarım."
Aras'ım. Bebeğim. Gözümün nuru. Beş yaşında bir çocuk annesinin onu terk ettiğini nasıl anlar? Anlamıştı.
Annesinin arkasından çıplak ayakla ağlaya ağlaya gitme diyen o çocuk o günden sonra büyümüştü.
Geceleri ağlarken gündüz hastaneye geldiğimizde kardeşinin elini tutuyordu.
Bu manzara var ya bu manzara. İnsanın içini paramparça ediyor.
Abisinin elini tutmasıyla gözlerini abisinin gözlerine sabitlemiş onu izliyordu miniğim.
Aren ağlamasa bile ben hala ağlıyordum.
Karşı koltuktan gelen sesle oraya baktım. Babam. Günlerdir perişan olmuştuk.
Konuşmamız gereken şeyler vardı. Mesela annemin bir anda ölümü gibi. Ama çekiniyordum. Ne kadar ben öyle düşünmüyorum dese de korkuyordum.
Annemin cenazesinden sonra bir hafta geçmişti. Bir haftadır hastanede yatıp kalkıyorduk. Yanımızda Umut Bera'da vardı. Arada tugaya gitse de hemen geri geliyordu.
Herkes bir köşede sessizce otururken saatler geçmiş ve sonunda ziyaretçi saati gelmişti.
Bu bir haftada abim normal odaya alınsa da uyanmamıştı. Ve doktorlar hala yanına girmemizi doğru bulmuyordu. Belli saatlerde giriyor ve hızlıca çıkıyorduk. Yaraları kapansa da kurşun yaraları hala hergün pansuman yapılıp temizleniyordu.
Aras'la babam ilk girmişlerdi abimin yanına.
Geçen dakikalarda onlar çıkmış ve artık ezberlediğimiz şeyleri yapıp hemşire odasından çıktım.
Kucağımda ki Aren'le girdim abimin odasına.
Yatağın yanına gelince korumalığın yanına, abimin omzuna Aren'in başını koyup babasının yanına yatırdım onu.
Saatlerce ağlıyordu Aren. Çoğu zaman ya Aras ya da abimin yanında sessizce bekliyordu.
"Abi."
Derin bir nefes aldım. Günlerdir burada konuşmak, yaşananları düşünmek acı veriyordu.
Artık aldığım nefes bile acı veriyordu.
"Uyanman lazım artık. Gücüm kalmadı. Bera olmasa çoktan düşmüştüm ama onun sayesinde ayaktayım. Tabi birde şu yanındaki bıcırığın sayesinde."
Yüzünün her zerresini izledim abimin. Özlemiştim. Sımsıkı sarılmasını, beni Umut Bera'dan kıskanmasını, kısaca herşeyi.
"Artık uyanman lazım. Sen hele bir uyan bak gör. Aren kız, hiç susma geceleri. Uyutma sakın babanı. Az da o gezdirsin evi gece boyu. Hem bak Aras'ın sana ihtiyacı var. Aren'in sana ihtiyacı var. Benim, Umut'un, babamın." sustum. Annemin diyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)
Romance"Hala büyümemişsin Zeynep. Büyü. Büyüt kendini." dediğinde durulmuştum. Sözleri canımı acıtıyordu. Ne daha deminki gibi bir gülümseme nede alay vardı yüzümde. "Belkide sadece beraber büyümek istemişimdir." Sesim güçsüz de olsa ona ulaşmıştı. Adem...