BÖLÜM 19 CEMRE

5.2K 210 45
                                    

Ben geldimmm.

Okul nasıl?

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Elimdeki son tabağı da masaya yerleştirdiğimde önüme gelen perçemlerimi geriye ittim. Başımdaki bandanayı düzeltirken ocağın başına gittim.

Tencerenin kapağını açıp lahana sarmasına baktığımda yüzümde gülümseme oluştu. Aralarında Bera'nın deyimiyle el bombası gibi olan sarmalar göze batsa da diğerleri gayet kalem gibiydi.

Sarmanın da altını kapatıp oturma odasına geçtim.

"Yemek hazır. Ben Umut'u uyandırmaya gidiyorum. Sizde geçin masaya."

İçeride oturanlara dediklerimden sonra yukarı kata çıktım. Umut'un odasının kapısını tıklattım. İçeriden aldığım komutla girdim.

Karşımda hala yatakta saçı başı dağınık yatan Umut'la gülümsedim.

Dağınık saçları, bir kolu yastığın altında bir kolu yatakta rastgele konmuş, oldukça dağınık bir şekilde yatarken adeta küçük çocuklar gibiydi. Kısık gözleri, hafif Aralık dudaklarıyla gözüme aşırı tatlı gelmişti.

"Manzara güzel herhalde güzelim." yüzündeki çarpık sırıtışla bana bakarken bende güldüm.

"Güzel."

"Baka baka eskitecek-ah!" yatakta kalkmaya çalışırken aniden yüzü buruşup inleyince hızla yanına gittim.

"İyi misin?" yatakta yatarken sağ eli sol omzuna gittiğinde üzerindeki siyah tişörtü çekiştirdim.

Boyun kısmından çekiştirdiğim tişörtle gördüğüm sargıyla gözlerim Umut'un gözlerine ilişti.

"Yaralısın." ağzımdan fısıltı şeklinde çıkan kelimelerle bana baktığını bilsem de ben sargı bezinden başka yere bakamıyordum.

Bu adam dün beni kucağında bir kat yukarı çıkarmıştı. Üstelik yaralıydı.

Yaralı.

Gözlerimin önü buğulanırken sargı bezi kırmızı rengini almaya başlamıştı.

"İlk yardım çantası nerede?" gözlerim gözlerini bulduğunda yutkundu.

"Banyoda."

Yanından kalkıp odadan çıktım. Koridorun sonundaki banyodan dolapları karıştırarak bulduğum çantayla hızla odaya döndüm.

Geldiğimde tişörtü çıkarmış tavana bakarak yüz üstü yatan Bera'nın yanına gittim.

Yavaşça sargıyı çıkardım. Çantadaki pamuğa oksijenli su döküp kan olmuş yerleri sildim.

Elimdeki pamuğu kenara bırakıp temiz bir pamuğa tentürdiyot döküp yarayı temizledim. Elime aldığım sargı bezini yavaşça yaraya yapıştırdım. Kullandığım malzemeleri geri çantaya koydum.

"Elin çok hafif." diyen Umut'a yüzüne bakmadan kafa salladım. Elimdeki kullanılmış pamuklarla ayağa kalktım.

"Yemek hazır." diyerek arkamı döndüğümde ne ara kalktığını anlamadan kolumdan tuttu.

"Zeynep Eylül!"

"Efendim Umut?" desem de hala arkam ona dönüktü. Burnumun direği sızlarken ağlamamak için çenemi sıkıyordum.

"Kızdın." dediğinde sinirle ona döndüm. Dibimde olmasını önemsemeden sinirle bağırdım.

"Kızdım mı? Kızdım öyle mi Umut? Geleli iki gün oluyor. Yaralısın. Bunu söylemiyorsun. Yetmiyor beni kucağına alıp bir kat taşıyorsun. Sen farkında mısın Umut ne yaptığının?"

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin