BÖLÜM 41 CEMRE

2.1K 110 31
                                    

Zeynep Eylül Karaca'dan:

"Orospu çocuğu sakın bir daha zarar vereyim deme! Seni siker siker ananın amına geri sokarım."

Bera bağırırken kapıdan içeri girerken konuşan kişiyle ikimizde karşımızdaki ikiliye bakakaldık. Bir topuklu ayakkabı sesi, birde adım sesi yankılandı odada.

"Sokarsın, sokarsın Karahan. Ama önce sokabilmen için buradan nefes alıyor şekilde çıkabilmeniz lazım."

Bir insandan kaç kere tiksinebilirdiniz?

Ben karşımdaki ikiliye insan derken bile utanıyorum.

"Şaşırdın mı Karahan?" dediğinde Bera dudaklarını yalayarak sırıttı.

"Yok şaşırmadım piç herif. Senin ölmeden bana rahat olmayacağını biliyordum." dediğinde İbrahim amca da kahkaha attı.

Evet evet. İbrahim amca dedim. Eski albay. Cemre'nin babası.

"Sana söylemiştim Zeynep. Oyunu kaybettin." diyense Cemre'ydi.

"Ben de sana söylemiştim Cemre. Ben kazanmadan oyun bitmez." dediğimde kahkaha atıp önüme adımladı.

"Ellerin zincirli, sevdiğin adam yanında ama ellerin kolların bağlı. Ne yapabilirsin ki?" dediğinde tam önümde durmuştu.

"Sen bana 'Uzaktan izlemek nasıl?' demiştin hatırlıyor musun Cemre?" dedim sakince.

Gözlerimiz birbirimizden başka yere bakmazken o sinirliydi.

Sinirliydi çünkü farkındaydı.

Kaybedenin kendisi olduğunun farkındaydı.

"Bende sana 'Anlayamayacağın kadar zor' demiştim. Anlayamazsın Cemre. Ben bakmana bile izin vermem ama ben uzaktan bakarken bile beni sevdiğini biliyordum. Ama Umut hiçbir zaman seni sevmedi." dedim acımasızca.

Acımıyordum. Acırsan acınacak duruma düşersin.

"Cemre sen hastanedeydin?" diyen Bera şaşkındı.

Cemre koca bir kahkaha atarken karnıma bir yumruk geçirdi.

Gelen darbeyle inlememek için yanaklarımı içten ısırdım. Kahkaha atarak Bera'ma baktı.

"Beni hala sevdiğini biliyordum. Hala beni izlediğini, benden haber aldığını biliyordum." diye sayıklamaya başladı.

Ne diyordu bu?

Biz bunu kanser bıraktık, şizofren mi olmuştu?

"Nah seni seviyor." dedim hırsla.

Yalan da olsa kimse bunu dile getiremezdi.

Bera'ya doğru yam dönmüş bedenine baktım. Birde etrafa baktım.

Adamlar uzaktı. İbrahim kansızı uzaktaydı. Ben hamlemi yapana kadar ulaşamazdı.

Yukarıdan sallandığım zincirlerden güç alıp hızla bedenimi önümdeki bedenin üzerine doğru ittim.

Gücümü verdiğim iki bacağımla var gücümle ittiğim için anında yere düştü Cemre.

Ben inlemesini, canının acıdığını düşünsemde o koca bir kahkaha attı.

Kahkahası içerisinde bulunduğumuz odada yankı yaptı.

"Bu ucuz numaralar beni etkilemez Zeynep." dedi ayağa kalkarken.

Birkaç adım sağa gidip yerde duran odun sopayı aldı.

Hay ama ya! Biz depodayız sopanın ne işi var deponun içinde?

Filmlerde böyle olmuyordu sanki ya.

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin